Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği, Kıbrıs Türk Tabipleri Odası ve Kıbrıs Türk Diş Tabipleri Odası, başkan ve yönetim kurulu üyeleri, bugün gazetecilerle bir araya gelerek, bir sohbet toplantısı düzenledi. Üç örgütün başkan ve yönetim kurulu üyeleri, çalışmalarıyla ilgili bilgi verip, gazetecilerin görüşlerini dinledi. 
    Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği lokalindeki toplantıda, sağlık sorunlarının yanı sıra, ülkedeki diğer sorunların da konuşuldu. Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Başkanı Ahmet Özant, “sahte reçete soruşturmasına” da değindi. 
    Sosyal Sigortalar Dairesi’nin de soruşturma kapsamına alınması taleplerini, Polis Genel Müdürlüğü’ne yazılı olarak ilettiklerini anımsatan Özant, sonrasında bu konuda kendilerine herhangi bir dönüş olmadığını söyledi.  

400248102_333519846063629_1750406847774300931_n
    Özant, “sahte reçete” olayına ilişkin “gayrı yasal olduğu iddia edilen reçetelerin ödemesini yapan” Sosyal Sigortalar Dairesi’nin de sorumlu olduğunu, bu nedenle polise başvurduklarını kaydetti.
   Sosyal Sigortalar Dairesi’nin birtakım bilgilere sahip olduğu halde, “yolsuzluk” olarak tanımlanan olaylarla ilgili reçetelerin ödemelerini devam ettirdiğini belirten Özant, bu doğrultuda daire müdürünün demeçleri, açıklamaları olduğunu söyledi. 
    Daire müdürünün geçmişe yönelik neredeyse itiraf anlamına gelecek açıklamalarının duymazdan gelinemeyeceğini ifade den Özant, Sosyal Sigortalar Dairesi ile ilgili herhangi bir soruşturma yapılmamasının kabul edilmez olduğunu vurguladı. 
    Bu nedenle Polis Genel Müdürlüğü’ne şikâyette bulunduklarını ve ilgili birimler tarafından soruşturma açılmasını talep ettiklerini söyleyen Özant, 2019 yılında çıkan Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Yasası’nda bakan, müsteşar ve müdürler de dahil herkesin sorumlu tutulduğunu yeniden hatırlattı. suiistimalin ve görev ihmalinin olduğunu düşündüklerini ifade edem Özant, soruşturma taleplerini başka birimlere de yapacaklarını söyledi.  
     Özant ve yönetim kurulu üyeleri, önce Sosyal Sigortalar Dairesi’nde bir soruşturma yapılması ve gerçek suçluların orada tespit edilmesi gerektiği üzerinde durarak, bunun yapılmadığını, birçok ismin polise verilip aralarından suçluların bulunması yolunun denendiğini, bunun da ciddi mağduriyetler yaşanmasına neden olduğunu, masum kişilerin de “suçlu” damgası yediğini kaydetti. 

400207033_3361663184134288_642978604055182234_n
     Hasta görmeden reçete yazma uygulamasını, bakanlığın, hükümetin serbest bıraktığını, özellikle pandemi dönemi yapılmasına onay verildiğini anımsatan yönetim kurulu üyeleri, “istismara açık” söz konusu sistemi denetleme ve istismarları tespit etme görevinin dairede olduğunu kaydetti.
     Çok eski yıllarda bile bazı suiistimaller tespit edilip, sözleşmesi iptal edilen, kendilerine ceza kesilen, istismar edilen miktarlar kendilerinden tahsil edilen kişiler olduğunu anlatan yönetim kurulu üyeleri, “Bu kişiler eğer istismar ettiği o parayı o dönemde ödemeseydi polise verilecekti. Aslında yapılması gereken buydu.  Otomasyona bile geçmeden geçmişte böyle tespitler yapılıp tedbiri alınabildiyse, bugün neden bunlar yapılmadı? Neden birçok insanın ismini polise verip, büyük mağduriyetler yaratıldı? Neden hekimlik ve eczacılık meslekleri bu kadar tartıştırıldı?” diye sordular.

Editör: Ahmet Karagözlü