Kamu Hizmeti Komisyonu Başkanı Ömer Köseoğlu, Başbakanlığa, bakanlıklara, kurumlara yazı göndererek, Anayasaya ve yasalara aykırı, torpile dayalı görevlendirmeler yapılmaması konusunda uyarı yaptı.

   Bu uyarı yazısında Anayasaya ve yasalara aykırı görevlendirmeler yapılırsa, Ceza Yasası kurallarının geçerli olacağını ve mevzuata aykırı olarak Kamu Hizmeti Komisyonu’nu devre dışı bırakıp görevlendirme yapan müdür, müsteşar ve bakanlar hakkında Savcılığa ihbarda bulunulacağını bildirdi.

   Yazıda, Kamu Hizmeti Komisyonu’nun 20 Haziran 2019 ve 29 Şubat 2024 tarihli toplantıları uyarınca yayınlamış olduğu komisyon kararında, kısa süreli dahi olsa, nakil niteliğinde olan görevlendirmelerin Kamu Hizmeti Komisyonu vasıtasıyla ve hangi kurallara göre yapılması gerektiğinin belirtildiği ve kurumların bilgisine getirildiği anımsatıldı.

    Ancak buna rağmen kurumların bu yasal zorunluluğa uymadıklarının gözlemlendiği belirtilerek, yasa gereği uyulması gereken kurallara aykırı olarak yapılan ‘görevlendirmelerde’, ilgili personelin asaletinin onaylanmaması ve terfi, nakil, yükselme alamaması gibi bazı hak ihlallerine maruz kalacağı belirtildi.

   Yazının sonunda; “Bunun sonucunda oluşan hak kayıplarının ortaya çıkması neticesinde; Ceza Yasası kapsamında kamu görevlilerinin tabi oldukları kurallar çerçevesinde yasalara riayetsizlik ve/veya görevi ihmal ve/veya görevi kötüye kullanma sebepleri ile sorumlu ve yetkili idareciler hakkında Hukuk Dairesi’ne gerekli ihbarların yapılacağı hususunda bilgi ve gereği saygı ile arz/rica olunur" denildi.

    Kamu Hizmeti Komisyonu’nun ilk kez bir kurultay öncesi siyasi yöneticilere böyle bir uyarı yazısı gönderdiği söyleniyor.

    Ben de hatırlamıyorum ama yine de temkinliyim, geçmişte medyaya yansımayan böyle uyarı yazıları olabilir, o nedenle iddialı bir söz kullanmak istemem.

    Ancak Kamu Hizmeti Komisyonu Başkanı Ömer Köseoğlu, “bazı kurumların yasal zorunluluğa uymadığının gözlemlendiğini” belirtip, bu konuda siyasi yöneticileri uyarma ihtiyacı hissetmesi önemlidir, manidardır.

    Bu yazı, ülkeyi yönetenlerin artık Anayasayı ve yasaları tanımaz hale geldiğini, partizanlık uğruna her şeyi göze aldığını göstermektedir aslında.  

     Kamu Hizmeti Komisyonu bu uyarıyı yaptı da onlar uyacak mı sanıyorsunuz?

     Hayır uymayacaklar ve zaten gördüğünüz gibi uymuyorlar, akıllarına göre atamalar yapıyorlar, yani yapacaklarını yapıyorlar…

     Mesela partizanca istihdamları düşünün; tüm tepkilere rağmen partizanca istihdamlar sürüyor.

     Kamuya verdiği onca zarara rağmen partizanca istihdamlardan vazgeçmiyorlar.

     Kurultay kazanmak için devlet olanaklarını kullanmaktan çekinmiyorlar, partizanca istihdamlar da bunun bir parçası…

    Kurultay öncesi atamaları da çocuk oyuncağına çevirdiler.

    Kamu Hizmeti Komisyonu, “Komisyonu dışlayarak atama yapmayın, hak ihlallerinde sorumlu olacaksınız, yasal sorumluluk sizi bağlıyor” gibisinden şeyler söylüyor ya, kimin umurunda?  

     Bu partizanca atamalar Anayasaya, yasalara uygun değilmiş, hak ihlalleri olacakmış, yasal olarak sorumluluk altına gireceklermiş… Siz zannediyor musunuz ki çok umurlarındadır?

     Siz zannediyor musunuz ki bir şeyden korkuyor ya da çekiniyorlar?

     Kamu Hizmeti Komisyonu Başkanı Ömer Köse, “Hukuk Dairesi’ne gerekli ihbarlar yapılacak” diyor mesela…

     Hukuk Dairesi mi? Onları Hukuk Dairesi ile mi korkutacaksınız? Dosyaların sıkışıp kaldığı Hukuk Dairesi’yle mi?               

     Hukuk Dairesi’nin Başbakan ya da Bakanlarla ilgili bir şey yapacağını mı sanıyorsunuz?

     Ya da mahkemeye taşınan olaylarla ilgili adaletin erken tecelli edeceğini mi düşünüyorsunuz?

     KTAMS, cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi ve sonrası yapılan partizanca istihdamlarla ilgili dava açtı da ne dolu?

     Seçimin üzerinden yaklaşık dört yıl geçti, dava henüz sonuçlanmadı, muhtemelen yeniden cumhurbaşkanlığı seçimi gelecek ve bu dava sonuçlanmayacak.

     Böyle bir ortamda ne partizanca atamaların önüne geçilir ne de partizanca istihdamların…

     Yani Kamu Hizmeti Komisyonu’nun bu uyarısı güzeldir, anlamlıdır, iyi bir şeydir aslında ama aynı zamanda hiçbir şeydir.

     Hem yasa tanımayanlar hem de etik nedir bilmeyenler için bunlar bir şey ifade etmiyor maalesef…