Ülke olarak ekonomik zorluklarla boğuştuğumuz şu günlerde, dövizin yükselişi ve Türk Lirası'nın değer kaybı 7'den 70'e, ülkenin her kesimini olumsuz etkiliyor.
Sanayici de, üretici de, iş insanı da, esnaf ve halk da ciddi zorluklarla boğuşurken, hükümetten beklentiler artıyor.
BAĞIMSIZ Gazete'ye konuşan iş insanları, esnaf, sanayici, yaşanan enflasyon karşısında zor durumda olduklarının altını çizerek, maliyetlerdeki artışa dikkat çekiyor.
Satılanı yerine koyamamaktan şikayetçi olan iş çevreleri, hükümetten sermaye için uygun faizlerde işletme kredisi talebinin yanında prim desteği talep ediyor.
Kamacıoğlu: Sanayici perişan durumda
Kıbrıs Türk Sanayi Odası (KTSO) Başkanı Ali Kamacıoğlu, mayıs ayında açıklanan 3,62'lik hayat pahalılığının hesaplanırken bakılan kriterlerin hayattaki gerçeklerden uzak olduğunu belirtti.
"Sanayici çok perişan durumda" diyen Kamacıoğlu, hiçbir konuda ilerleme kaydedilmediğini söyledi. Kamacıoğlu, artan vergiler, artan hammadde fiyatlarının sanayiciyi her geçen gün daha da zorladığının altını çizerek, sanayicinin çok ümitsiz bir durumda olduğunu ifade etti. Şu an hiçbir yönden sanayiciye yardım edilmediğinden yakınan Kamacıoğlu, artan döviz ve faiz oranları ile sanayicinin hammadde almakta zorlandıklarını vurguladı.
Kamacıoğlu, üretmek ve hammadde alabilmek için destek beklediklerine işaret ederek, "Türkiye ile KKTC arasında yapılan ticaretten de sanayici çok mağdur durumda, daha önce döviz bazlı aldığı ödemelere vade alabiliyordu. Şu an Türk Lirası ile aldığı için vade alamıyorlar, peşin istiyorlar" dedi.
Kamacıoğlu, sanayicinin işletme sermayesi bulmakta ciddi sıkıntı çektiğine dikkat çekerek, hükümete destek bekledikleri çağrısında bulundu. Sanayicinin işletme kredisi almasına yardımcı olacak önemli adımlar atılmasının gerekliliğinden bahseden Kamacıoğlu, bu hafta gündemlerinde bu konu olduğunu ve bu konuyu her gittikleri yere ve her görüşmelerine yansıtacaklarını kaydetti.
Mamülcü: Fahiş fiyatlarla kira ödeyen işletmeler zor durumda
Kıbrıs Türk İş İnsanları Derneği (İŞAD) Başkanı Enver Mamülcü, ülkemizde yaşanan ekonomik krizden
bahsederek, dövizin yükselişi ve vergilerin yüksek oluşunun iş insanını zor durumda bıraktığını söyledi.
Mamülcü, döviz ve vergiler dışında hükümetin prim desteği vermemesinin de işverene ciddi derecede yük bindirdiğini kaydederek, tüm bu durumun piyasaya pahalılık olarak yansıdığını vurguladı. Hükümetin prim desteği ile işletmelere bir nebze el uzatması gerektiğinin altını çizen Mamülcü, alınacak ufak tefek önlemlerle pahalılığın bir nebze önlenebileceğini söyledi.
Mamülcü, elektrikteki sıkıntıların da halen çözülmediğine işaret ederek, halen alternatif enerjileri kullanamadıklarını belirtti. "Kurumda sayaç yok" diyen Mamülcü, bazı üyelerinin yeni fabrika kurduğunu ciddi yatırım yaptığını, makinelerine kadar getirip, kurduğunu ama Elektrik Kurumu'nun sayaç takmadığı için zarara uğradığını ifade etti.
Mamülcü, Türk Lirası'nın erimesi ile ülkede çok büyük bir pahalılık oluştuğuna işaret ederek, "Seçimlerden sonra asgari ücret görüşmeleri de başlayacak yeni ücret belirlenecek, işverenin gideri daha da artacak. Dolayısıyla işletmeler çok büyük zarar ediyor. Fahiş fiyatlarla kira ödeyen işletmeler zor durumda. Bu kira bedelleri de yine piyasaya pahalılık olarak yansıyor" dedi.
Ülkemize A'dan Z'ye her şeyin döviz üzerinden girdiğini ama Türk Lirası olarak satıldığını söyleyen Mamülcü, bu nedenle de işletmelerin zarar görmesin diye malın satış bedelinde yüksek derecede değerlendirdiğini, bununda enflasyonu artırdığını ifade etti.
Mamülcü, "Eğer ekonomi politikaları düzenlenmezse, elektrikle ilgili önlemler alınmazsa, prim destekleri verilmezse, hele de kira bedelleri biran önce stabil bir noktaya getirilmezse, birçok işletme kapatmak zorunda kalacaktır” dedi. Mamülcü, hükümetin ekonomi politikalarında hiçbir zaman iş insanın yanında olmadığına işaret ederek, hükümetin sadece kamuya yönelik kararlar aldığını, bunun ceremesini de iş insanlarının üzerine yüklediğini söyledi.
Deniz: 7'den 70'e herkesi olumsuz etkilendi
Kıbrıs Türk Ticaret Odası (KTTO) Başkanı Turgay Deniz, ülkemizdeki enflasyondan bahsederek, Türkiye'de kurulan yeni hükümetin önceliğinin de yaşanan enflasyonu durdurmak, fiyat artışların önüne geçmek olduğunu belirtti.
Deniz, kullandığımız para birimi olan Türk Lirası'nın Türkiye Cumhuriyeti tarafından idare edildiğine işaret edilerek, bu nedenle de KKTC olarak pahalılığa karşı yapabileceğimiz şeylerin sınırlı olduğunu vurguladı. Pahalılığı önlemek için yapılabileceklerin arasında, fonların belli bir süreliğine kaldırılması ve KDV oranlarının yeniden değerlendirilerek, iyileşme olana kadar pahalılık önlenebileceğini belirten Deniz, bugün yüksek enflasyon ve fiyat artışlannın, gerek hane halklarının, gerekse iş dünyasının kısacası 7'den 70'e herkesi olumsuz etkilendiğini vurguladı.
Deniz, özellikle iş dünyası bugün artan fiyatlar karşısında sermaye sıkıntısı çektiğine dikkat çekerek,
işletmecilerin sattığı malı yerine koyamadığını, koymak için daha fazla paraya ihtiyaç duyduğunu söyledi.
Deniz, günümüz koşullarında finansmana erişmenin çok zor olduğunu, çünkü hem çok kısa vadeli, hem de çok yüksek faizler talep edildiğini belirtti.
Tulga: Kirada olan, işçi çalıştıran ayakta kalamıyor
Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası (KTEZO) Genel Koordinatörü Hürrem Tulga, esnafın giderlerinin enflasyona bağlı olarak arttığına dikkat çekerek, bu sebeple de ekonomik faaliyetlerin de daraldığına işaret etti.
Tulga, pahalılığın daha az tüketim ve daha az satış demek olduğuna vurgu yaparak, pahalılığın elimizde olmadığını, ama elimizde olanları da yapmadığımızı söyledi.
Et örneğini veren Tulga, "Toplum et alamaz duruma geldi. Giderek de hayvanlar hayvancının elinde kalmaya başladı. Hem üretim, hem de tüketim bitme noktasına doğru gidiyor" dedi. Tulga, pahalılığın ortadan kalkmadan, ücretleri artırmanın ne kadar saçma olduğunun ortaya çıktığını belirterek, maaşlara artış verilir verilmez daha büyük bir pahalılıkla karşılaştığımızı vurguladı.
"Bu durum tüm piyasayı da, esnafı da, dar gelirliyi de bitiriyor" diyen Tulga, geriye güçlü olan firmaların kaldığını ve bununda işsizliğe sebep olduğunu söyledi.
Tulga, kiraların yüksekliğine işaret ederek kira ödeyen, çalışanı olan esnaf ve işletmelerin ayakta duramadığını ifade etti.
Prim desteğinin de önümüzdeki dönem yetmeyeceğine işaret eden Tulga, işletmelere, esnafa uygun faizli uzun vadeli kredi verilme çalışmasının da en erken bir zamanda değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Mayıs ayında belirlenen 3,62'lik hayat pahalılığı ile ilgili değerlendirme yapan Tulga, belirlenen hayat pahalılığının “komik” olduğunu vurguladı. Tulga, insanları en çok etkileyen eğitim, kira gibi kalemlerin dövize endeksli olduğunu söyleyerek, dövizde son birkaç aydaki artışın yüzde 5'i bulduğunu belirtti.
Temel harcamalardaki artışlara ve mayıs ayı hayat pahalılığına bakıldığında rakamın gerçekçi olmadığını ifade eden Tulga, "Temel ihtiyaçlarla üzerinden bir analiz yapılmak zorundadır. Temel ihtiyaçlarla ilgili ikinci bir enflasyon sepetinin oluşması lazım. Temel gıdayı içine alan, ulaşımı, faturalan, kirayı içine alan bir enflasyon sepetinin oluşması lazım. Kiralar, faturalar sepette yok. Bu durum da yoksullu, dar gelirliyi bitiriyoruz" dedi.