İçinde bulunduğumuz 2023 yılında birçok sevdiğimizi kaybettik, kaybetmeye de davam ediyoruz.

 Gazeteci Sami Taşarkan Abimiz de yaşamını yitirdi, bir çınar daha devrildi.

 80’li yılların sonuna doğru tanıdığım, Halkın Sesi’nde birlikte çalıştığım, sonrasında da iletişimimi hiç koparmadığım bir abimizdi Sami Taşarkan…

  Sami Abimiz, üç hafta önce Bağımsız Gazete’ye ziyaretimize gelmişti, Emin Akkor’un da dahil olmasıyla Sami Abi’yle iki saate yakın sohbet etmiştik. Özellikle bol bol eski günleri konuşmuştuk, birlikte fotoğraf çekmiştik. Kim bilir, belki de son fotoğrafını bizimle çektirdi…

   Aslında Sami Abim, ziyaretimize 15 Eylül günü gelmişti, onunla kapıda karşılaştık, o gün Fehim Nevzat Abimizin cenazesine gitmek üzereydim, özür diledim, anlayış gösterdi, “Sonra gelirim” dedi ve elime bir nazar boncuğu sıkıştırdı, “Sana ve Bağımsız Gazete’ye nazar değmesin” dedi.

   Üzülmüştüm, çünkü Sami Abim kaç zamandır bize gelmek için hazırlık yapıyordu, “Sana çok gelen giden var, ziyaretler hafiflesin de geleceğim” demişti…

   Gerçekten de iki gün sonra Sami Abimiz ziyaretimize geldi, Emin Akkor da sohbete katıldı,

 bol bol sohbet ettik. O kadar uzun uzun, o kadar içten bir sohbetti ki şimdi düşünüyorum da sanki bir veda ziyaretiydi.

   Ciddi hastalıklara direnen vücudu yorgundu, yorgunluğu gözle bile görülebiliyordu ama yine de hayat doluydu, güzler yüzlüydü, espriler de yapmıştı bize…

   Sohbette mesleğe başladığı ilk günden bugüne neredeyse hayatının bir özetini yapmıştı bize, tek tek tüm çocuklarını anlatmıştı. Çocuklarından söz ederken gözleri parlardı, onlarla hep gurur duyuyordu.  

   Söz Sami Abi’nin dört yıl önce hayatını kaybeden eşi İnci Abla’ya da gelmişti. İnci Abla, ailemizin diş hekimiydi… Hekimimizden öte ailemizden biriydi adeta, klinikte İnci Ablayla konuşurken mutlaka söz Sami Abi’ye ve çocuklarına gelirdi…

    Melek gibi bir insandı İnci Abla, yakalandığı hastalıktan kısa süre sonra ölümü bizi çok sarsmıştı, hayatımızda büyük bir boşluk yaratmıştı. Sami Abim, onun bize emaneti gibiydi…

     Sami Abi, “İnci, benim öleceğimden endişe ederken, kendisi daha önce gitti, kimin ne zaman öleceği belli değil” demişti sohbetimizde. Evet, İnci Abla, sıkça Sami Abi’nin hastalığıyla ilgili endişe ederdi, bu endişesini dile getirirdi, “Ona bir şey olursa ben ne yaparım?” derdi. Bunu bize söylemişti…

     2019’un Temmuz ayında hiç unutmam Sami Abi beni aramıştı; daha konuşmasına fırsat vermeden, “Sami Abi, İnci Abla iyileşti, kliniği açtı mı?” dedim, bir sessizlik oldu, Sami Abi ağlıyordu; “İnci’yi kaybettik Ali” demişti. O gün yüreğime bir ağırlık çökmüştü, İnci Abla’ya ölümü hiç yakıştıramamıştım… Aynen Sami Abime yakıştıramadığım gibi, hem de üç hafta önce yaptığımız o güzel sohbetten sonra…

     Sami Abi’yle mesleğimin ilk yıllarında Halkın Sesi’nde tanışmıştım, yardım etmeyi, yol göstermeyi seven birisiydi, gençlere karşı öğretici ve hoşgörülüydü. Bir de sevdiğini tam severdi.  

    Haksızlıklara dayanamazdı, sözünü sakınmazdı, “Canımı sıkmasınlar çeker giderim” sözünü çok duymuştum ondan. Halkın Sesi’ne karşı özel bir sevgisi, Küçük ailesine derin bir saygısı vardı, “Ne zaman çağırırlarsa gelirim, yardım etmekten çekinmem” derdi.

    Ticaret Odası’nda basın danışmanlığı yaptığı yıllarda da iletişimimizi hiç koparmadık. Sık sık beni arardı, ben ziyaretine giderdim.

    Rahmetli Bilbay Eminoğlu Abimizle Kıbrıs Gazetesi’nde çalıştığım yıllarda Sami Abi’yle ilgili anılarını anlatırdı, bizi güldürürdü. Bilbay Abi ile Sami Abi’yi bir araya getirip anılarını anlattırmayı çok severdim, çok eğlenceliydi. İkisinin meşhur komik ata binme hikayesi var ki belki de 20 kez dinledik. Sevgili Özmen Yılancılar, Bilbay Abi’ye defalarca anlattırmıştı bu hikâyeyi. Hatta Sami Abi’yle son buluşmamızda Bilbay Abi’yi anarken yine atlardan söz edip gülmüştük.

    Sami Abim, Gazeteciler Birliği genel kurullarının değişmez divan başkanıydı. Divan başkanı dendi mi ilk akla gelen oydu. Divan başkanı koltuğuna oturdu mu çok ciddi bir tavır takınır, her şeyin usulüne göre olmasına özen gösterir, uymayanlara fırça bile atardı. Görevini büyük bir ciddiyetle tamamlardı.

     Son buluşmamızda, “Yakında Gazeteciler Birliği’nde genel kurul var gelecek misin?” diye sorduğumuzda, gülmüş ve “Kısmet, iyiysek geliriz” demişti. Gazeteciler Birliği genel kurulları da artık öksüz, gözler hep onu arayacak…

     Sami Abim, gençlik yıllarımda desteğini gördüğüm bir meslek büyüğümdü, iyi bir arkadaştı, sağlam bir dosttu. Onu unutmak mümkün değil… Güle güle Sami Abim, şimdi çok sevdiğin, dilinden düşürmediğin meleğin, sevgili eşin İnci Ablama kavuştun, seni de onu da hiç unutmayacağız…

IMG_6722

IMG_6721