Rum Yönetimi’nin, Pile-Yiğitler yolu inşası nedeniyle çıkan krize bulunacak çözümün, ara bölge sınırları ile BM’nin yetkileri dahilindeki görevlerini yerine getirebilmesini garanti altına almasını talep ettiği bildirildi.
Fileleftheros gazetesi, “Krizin Ardında ‘KKTC’nin’ Güçlendirilmesi Var” başlıklı haberinde, Türkiye’nin Pile-Yiğitler yolu inşası çerçevesinde “toprak ele geçirmeyi” ve “egemenlik kurmayı” amaçladığını ve bölgede çıkan olayları da Türk askerinin planlayıp hayata geçirdiğini iddia etti.
Gazete, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Pile bölgesinde çıkardığı krizle” Rum Yönetimi’nin sabrını sınadığını ve KKTC’nin egemenliğini genişletip, ayrılıkçı varlığın egemen rolünü yükseltmeyi ve KKTC sınırlarını ara bölgeye doğru genişletmeyi" amaçladığını öne sürdü.
Tüm planlamaların ve alınan bütün kararların Türkiye’ye ait olduğunu iddia eden gazete, bu planların KKTC’deki idaresinin de Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu tarafından yapıldığını savundu.
Gazete, olayların Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu tarafından idare ediliyormuş gibi lanse edilmeye çalışıldığı ve Ertuğruloğlu’nun bakan olarak atanmasının tesadüf olmadığı ileri sürüldü.
“İşte Pile Aracılığıyla Tehdit”
Öte yandan, Simerini gazetesi de, “İşte Pile Aracılığıyla Tehdit” başlığıyla aktardığı haberinde, Pile’ye KKTC üzerinden gelecek yeni bir yol ile Larnaka’dan KKTC’ye gelecek turist sayısının zirve yapacağını öne sürerken, Türklerin, “Kokkinohoria” köyünün (Kırmızıköyler) Larnaka ile olan bağlantısını kesip, kriz anlarında yeni oldu-bittiler yaratmayı amaçladığını iddia etti.
Gazete, Türkiye’nin bununla da kalmayıp, Larnaka Havaalanı ile Larnaka Limanı gibi kavşak noktaları da ele geçirmeyi planladığını ve tüm bu veriler ışığında, Türk askerinin Pile’deki hedeflerini hayata geçirmesinin hayati önem taşıdığını ileri sürdü.
Kathimerini gazetesi de, Türk tarafının hem Rum Yönetimi’ne, hem de uluslararası topluma yönelik mesajlar verebilmek adına “güç gösterisi” yapmaya teşebbüs ettiğini iddia etti.
Gazete, Kıbrıs sorununda olası gelişmeler öncesinde çıkan bu “mini krizle”, Türkiye’nin müzakere masasındaki iki devletli çözüm tezini sağlamlaştırmayı amaçladığını savundu.