Bazı Rum siyasi partilerin, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Kıbrıs sorunu ve UNFICYP rapor taslaklarını yorumladığı belirtildi.

DİSİ ve AKEL’in rapor taslaklarıyla ilgili açıklamalarına yer veren Fileleftheros gazetesi, gerek DİSİ, gerekse AKEL, rapor taslaklarındaki bazı ifadelerin olumlu olmakla birlikte bir adım daha öne gitmesi gerektiği şeklinde görüş ortaya koyduklarını yazdı.

Habere göre, DİSİ, BM Genel Sekreterinin raporlar taslağındaki “diyalog eksikliğinin, iki taraf arasındaki mesafeyi açtığı ve iki tarafı; karşılıklı olarak kabul edilebilir bir ilerleme yolu arayışında aktif kalmaya çağırması” şeklindeki ifadeye vurgu yaptı. DİSİ'nin Türkiye ve Kıbrıs Türk tarafının, iki devlete dayalı çözüm ısrarının ise vurgulanmadığına dikkat çekti.

İki devlete dayalı çözüm tezinin, Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik üzerinde anlaşmaya varılan çerçeve dışında olduğunu belirten DİSİ, eşit mesafenin korunmasının, raporların hemen hemen tüm noktalarına yayıldığını ifade etti.

Maraş konusunda da BM Genel Sekreterinin eşit mesafe mantığında hareket ettiğini ifade eden DİSİ, Türkiye’nin de Maraş’taki faaliyetleri konusunda kınanmadığını belirtti.

DİSİ, Guterres’in özel temsilci atanmasının yararından bahsetmesinin olumlu bir ifade olduğunu ancak bahse konu atamanın ileriye götürülmesi için ikna olunması adına her iki taraftan önemli inisiyatiflerin üstlenilmesini önkoşula bağladığını ifade etti.

DİSİ, Guterres’in  karşılıklı kabul edilebilir güven yaratıcı önlemlerde uzlaşmaları konusunda taraflara yaptığı çağrıyı da olumlu olarak değerlendirdi.

DİSİ ayrıca Kıbrıs sorunundaki müzakerelerin en kısa zamanda başlaması ve çıkmazın aşılması için de Rum tarafının elinden geleni yapması konusunda Rum Yönetimi’ne çağrıda bulundu.

AKEL ise her iki raporun (taslağın), Crans Montana’daki başarısızlığın ardından Kıbrıs sorununun içinde bulunduğu trajik durumu teyit ettiğini belirtirken Guterres’in “mesafenin açıldığı” şeklindeki ifadesine vurgu yaptı.

BM Genel Sekreterinin taraflar arasındaki mesafenin açıldığına dair tespitinin doğru olmakla birlikte Kıbrıs Türk liderliğinin eşit egemenlik ve eşit uluslararası statü, daha basit deyişle iki devlete dayalı çözüme yönelik tezlerinden bahsetmekten kaçındığını ifade eden AKEL, özel temsilci atanma gerekliliğinin de doğru bir yaklaşım olarak nitelendirdi.

Guterres’in teknik komitelerin çalışmaları ile Güven Yaratıcı Önlemlere ilişkin görüşlerini doğru şekilde nitelendiren AKEL, Maraş konusunda Guterres’in, ilgili BM Güvenlik Konseyi kararlarının uygulanmasına atıfta bulunduğunu ancak Maraş’taki kolonizasyon dikkate alındığı zaman kapalı Maraş’taki Türk faaliyetlerinin sonlandırılmasını talep etmesi gerektiğini ifade etti.

EDEK ise Kıbrıs için uluslararası konferansın toplanması konusundaki BM Genel Kurul kararının uygulanması çağrısında bulundu.

EDEK, bu yolla Türkiye’nin Kıbrıs sorununun uluslararası boyutlarını görüşmekten kaçamayacağını savundu.

Haravgi gazetesine göre, DİPA ise BM Genel Sekreterinin raporlarının, yakın geçmişteki raporların aksine iyimserliğe yer bıraktığını belirtti.

DİPA, özel temsilci atanması ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’in AB’nin etkin katılımı ve artan rolüne ilişkin tezinin dahil edilmesinin de olumlu unsurları oluşturduğunu ifade etti.