Rum Dışişleri Bakanı Konstantinos Kombos, Haravgi gazetesinde yer alan söyleşisinde, BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Konusundaki Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar’ın Mart ayında Kıbrıs'a yapacağı ziyaret, Kıbrıs sorunu ve enerji konularında açıklamalarda bulundu.
Haravgi gazetesine göre Dışişleri Bakanı Konstantinos Kombos, hükümetin; ilk tur temasları konusunda bilgiye sahip olmak için BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Konusundaki Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar’ın dönüşünü beklediğini söyledi.
Holguin’in temaslarını tamamladıktan sonra Mart ayında dönmesiyle birlikte, tutumunun, yaklaşımının ve yöntemlerinin netlik kazanacağını ifade eden Kombos, bu nedenle kendisiyle temas halinde olduklarını, temaslar açısından programının çok yoğun olduğunu belirtti.
Holguin’in görev ve yetkilerine ilişkin bir soru üzerine Kombos, Holguin’in atamasıyla ilgili açıklamanın net olduğunu söyledi. Kombos, atamanın neden daha önce yapılmadığı konusuna dönen olursa, bunun; diğer tarafın BM çerçevesi dışındaki tutumuna bağlı olarak iki taraf arasında tespit edilen uçurum kaynaklı olduğunu ifade etti.
Kombos, bu nedenle Holguin’in görev ve yetkilerinin, iki tarafın konumunu ve özlü müzakerelere gitmek için perspektiflerin ne olduğunu araştırmayı kapsadığını söyledi.
Kombos, kişisel temsilcinin BM çerçevesi dışında hareket etmeyeceğinin de unutulmaması gerektiğine dikkati çekti.
“Türkiye ve Kıbrıs Türk tarafının, itiraz ederken atamaya nasıl rıza gösterdiği, zaman takvimi ve federal çözümden sapılmasını ortaya koyduğuna dair bilgilerin bulunduğunun” sorulması üzerine Kombos, atamayla ilgili açıklamanın zaman takvimi içermediğini bildiklerini ancak her durumda sonu, yani herhangi bir zaman ufku olmayan bir çabanın olamayacağını da düşündüklerini kaydetti.
Müzakerelere devam etmek için acele ettiklerini söyleyen Kombos, bir kimsenin zaman takviminin bulunduğunu düşünebileceğini ancak kendilerinin böyle bir imaja sahip olmadıklarını ifade etti.
Kombos, zaman takvimi mantığına girmeyeceklerini çünkü kendilerini işin özünün ilgilendirdiğini belirterek biri çerçeve dışı diğeri ise müzakerelerin Crans Montana’da kaldığı yerden başlamasıyla üzerinde anlaşmaya varılan çerçeve dahilinde olan iki tarafın tutumları arasında köprü kurulmasının önem taşıdığını savundu.
"ABD ve Birleşik Krallık’ın son açıklamaları değerlendirildiği zaman iki devlete dayalı çözümün zemin kazanmadığının görüldüğünün" sorulması üzerine Kombos, iki devlete dayalı çözümün uluslararası toplumda yanıtını aldığını savunurken Güney Kıbrıs’a resmi ziyaret gerçekleştiren Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier’in açıklamalarına da atıfta bulundu.
"Avrupa Birliği tarafından bir temsilci atanması konusunun kapanıp kapanmadığı" şeklindeki soruya yanıtında Kombos, kendileri için kapanmadığını, AB-Türkiye boyutunu, Türkiye’ye yönelik bir motivasyon olabileceğinden dolayı çok önemli addettiklerini belirtti.
TC Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın, AB Dışişleri Bakanlari gayriresmi zirvesine katılımına itiraz etmeleri konusunda Kombos, "Bizim itirazımız, karşı taraftan bize bu teklifi-talebi getirenlerin, sonuç olarak, adım adım mantıklı bir müzakereye girmemiz olanağı ve isteğinin bulunmamasına bağlı olarak ortaya çıktı" ifadesini kullandı.
Kombos, 2019’dan bu yana Türkiye’nin bu mekanizmaya davet edilmediğini, kendilerinin ilk başta itiraz etmediğini, bunun nasıl mümkün olacağına dair aşamalı olarak, önerilenlerle talep edilenlerle orantısız olmadan, bir dizi öneri sunduklarını da söyledi.
Enerji konusu
TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile diğer hükümet yetkilileri tarafından, Doğu Akdeniz enerjisiyle ilgilendiklerine dair açıklamalar yapıldığının ve Rum Yönetimi’nin, enerji konusunun motivasyon yaratması için bu ilgiyi nasıl değerlendirmeyi düşündüğü sorusunu da yanıtlayan Kombos, bunun, herhangi bir görüşmenin uluslararası hukuk kurallarının kabulü çerçevesinde yapılacağı ön koşuluyla ve Türkiye, Rum Yönetimi ile ilişkili mevcut sorunları çözmek istediği sürece bir motivasyon yaratabileceğini ifade etti.
Kombos, böyle bir şey varsa kendilerinin bunu selamlayacağını belirtti.
Bunun ayrıca Rum Yönetimi’nin yıllara dayalı tezi olduğundan söz eden Kombos, Türk tarafının ilgisinin, uluslararası meşruiyetten geçtiğini söyledi.
Kombos açıklamasında ayrıca eğer bu ilginin, Kıbrıs Türk toplumunun katılımıyla ifade edileceği bir mantığa ve sürece girmesi durumunda otomatik olarak iki devlet ve eşit egemenlik mantığına girileceğini savundu.
Enerji programını bu söyleme rehin tuttuklarını ve çözüme yönelik her türlü teşviği ortadan kaldırdıklarını ifade eden Kombos, bu konuların ne uluslararası meşruiyeti ne de kurumsallığı aşabileceğini savundu.
Kombos, bu konularda görüş birliklerinin bulunduğunu belirterek Türkiye’nin ilgi duyduğundan bahsederken ne kast ettiğini açıklığa kavuşturması gerektiğini ileri sürdü.
Kombos ayrıca, Rum Yönetimi’ni Kıbrıs Türk toplumu ile eşitlenmesi mantığının tartışılmasının mümkün olmadığını da savundu.
Ukrayna konusundaki politika
Dışişleri Bakanı Kostantinos Kombos bir başka soru üzerine, Güney Kıbrıs’ın Ukrayna’dan yana tavır sergilemesi nedeniyle bunun; Rusya ile ilişkilerde bir bedele yol açtığını da söyledi.