Beyarmudu Kara Geçiş Kapısı’nda her gün yaşanan izdiham Pile halkını isyan ettirdi.

   Her gün karşılıklı geçişlerde bir saati aşkın süre kilometrelerce uzayan araç kuyruğunda beklemek zorunda kalan Pileliler, bu soruna bir an önce çözüm bulunmasını istiyor.

   BAĞIMSIZ Gazete, Beyarmudu Kapısı’ndaki izdihamı yerinde görüntüledi, Pileli Türklerle konuştu, bir dokunup, bin ah işitti.

   Pileliler, Türk Lirası’nda yaşanan değer kaybının ardından alışveriş yapmak veya akaryakıt almak için KKTC’ye geçişlerin daha cazip olmasından dolayı araç kuyruğunun daha da uzadığını söyledi. 

KUYRUK LOGO1

   Genci yaşlısı tüm Pileliler, istisnasız bir şekilde geçişleri rahatlatacak adımların atılmasını talep etti.

   Pile Muhtarı Veysal Güden,  her insanın bir gününün 24 saat sürdüğünü, ancak Pile Türkü’nün her gün barikatta 1 saat gidiş, 1 saat de geliş için beklemesinden dolayı 22 saat olduğunu belirterek “Bizi önce pandemi sonra döviz krizi vurdu” dedi.

SBA polisi görüntü alınmasını engelledi

   BAĞIMSIZ Gazete Muhabiri, önceki gün Beyarmudu Kara Giriş Kapısı’ndaki sorunların tespiti için bölgeye gitti.

   İngiliz Üsler bölgesinin kontrolündeki bölgede kilometrelerce uzayan araç kuyruğunu fotoğraf çeken ve video kaydına alan muhabirimiz, SBA polisinin engeliyle karşılaştı.

   Muhabirimizin telefonuna el koyan SBA polisi, telefonla çektiği tüm görüntüleri ve videoları sildi, telefonuna bir süreliğine el koydu.

   Muhabirimizin “neden basına müdahale ediyorsunuz” sorusunu yanıtsız bırakan SBA polisi, “Burası İngiliz toprağı, burada bizim sözümüz geçer. Fotoğraf ve video çekemezsiniz” dedi. 

KUYRUK LOGO4

Güden: Pile Türkü’nün 1 günü 22 saat

   Pile Türk Muhtarı Veysal Güden, Beyarmudu Barikatı’nda karşılıklı geçişlerin eziyete ve işkenceye dönüştüğünü belirterek bedel ödeyen tarafın hep Pile halkı olduğunu söyledi.

   Güden, her insanın bir gününün 24 saat sürdüğünü, ancak Pile Türkü’nün her gün barikatta 1 saat gidiş, 1 saat de geliş için beklemesinden dolayı 22 saat olduğunu dile getirdi.

   2018 yılında muhtarlık görevine ilk kez seçildiğinde şu anda barikatta yaşanan yoğunluğun bu noktaya geleceğini öngördüğünü belirten Güden, karşılıklı geçişlerin rahatlatılması için çalışma başlattığına dikkat çekti.

   Veysal Güden, 2019 yılında Pile halkının Beyarmudu’nda bulunan batı barikatını sadece KKTC’ye geçişlerde kullanması ve dönüşünü ana barikattan yapması fikriyle yola çıktıklarını ancak KKTC devletindeki bazı yetkililerin “ihanetine” uğradıkları için bu fikrin hayat bulmadığını vurguladı.

“Önce pandemi sonra döviz krizi vurdu”

   Pile halkının pandemi döneminde de çok ağır bedeller ödediğini söyleyen Güden, pandeminin ardından kapıların yeniden açılmasıyla döviz krizinin patlak verdiğini kaydetti. Güden, “Önce pandemi sonra döviz krizi vurdu” dedi. 

VEYSAL GÜDEN (1)

   Dövizin durumu nedeniyle özellikle akaryakıt fiyatlarının KKTC’de daha cazip olması ve turizme yönelik Larnaka Havaalanı’nın kuzeydeki otellerle ilişkisinin karşılıklı geçişleri artırdığını ifade eden Veysal Güden, bu durumun Pile halkını bağlayan Beyarmudu Barikatı’nın tahammül edilemez noktaya getirdiğini söyledi.

   Pileli Türkler olarak diğer herkesten farklarının olduğunu belirten Güden, “Bizim eziyetimiz herkesten fazla, derdimiz herkesten büyük” dedi.

“Pile halkı insanlarını yitirmeye başladı”

   Güden, Kıbrıslı Türk toplumunun bir parçası olan Pile Türk toplumunun giderek barikattan kaynaklanan sebeplerden, barikattaki yoğunluğun çözülememesinden, taraflar arasındaki iletişim ve ilişkinin sağlıklı bir sonuç doğuracak kadar iyi olmamasından dolayı önce sosyal yaşantısı, sportif faaliyetleri ve kültürel faaliyetlerini yitirdiğini şimdi de kendi toplumundaki insanları yitirmeye başladığına dikkat çekti.

   Özellikle gençlerin artık köyde kalmama yönünde bir eğilim gösterdiğini söyleyen Veysal Güden, köyde ticari faaliyet yürüten insanların da sınırlı imkanlara sahip olduğunu dile getirdi.

“Bu köyde yaşamımız eziyetten başka bir şey değil”

   Güden, Pile’den her gün KKTC’deki işine gidecek olan vatandaşların eziyet çektiğini belirterek, KKTC makamlarının bu sorunun çözümü için yapması gerekenleri tam anlamıyla yerine getirmediğini ifade etti.

   İngiliz Üsler Yönetimi ile KKTC yetkilileriyle sürekli bir şeyler yapılması için çalışma yaptıklarından söz eden Güden, “Maalesef bu sorunu çözmesi gereken taraflar, bu soruna odaklanıp çözme yönünde bir olgunluğa erişemediler. Bunun faturasını da bize ödetiyorlar. Bizim artık bu köyde yaşamımız eziyetten başka bir şey değil” ifadelerini kullandı. 

KUYRUK LOGO2

“3 farklı başbakanla görüştük ama değişen hiçbir şey yok”

   Pile halkına geçişlerde kolaylık sağlanması için birçok kez girişimde bulunduğunu belirten Güden, şöyle devam etti:

   “İngiltere Avrupa Birliği’nden çıktıktan sonra 3 farklı başbakanla bu konuyu görüştüm, geçişlerin nasıl kolaylaştırılabileceğine yönelik ihtimaller üzerine tartıştık.

   En azından iki taraflı bir uzlaşı olmadan tek taraflı adımların nasıl atılabileceğini etraflıca konuştuk. Ancak şu veya bu şekilde hayat bulmadı. Biz hala aynı eziyeti, aynı işkenceyi çekmeye devam ediyoruz.

   Mevcut ana barikattaki koşullar genişletilmeye, büyütülmeye, aktivasyonunun daha dinamik hale getirilmesine olanak tanımaz. Orada bir düzenleme olacaksa batıya doğru olabilir. Bunun için de bir adım atılmadı. Dolayısıyla eziyete devam, değişen hiçbir şey yok…”

Pileliler ne dedi?

İsmet Şafak:

   “Pile halkı her gün bir yere gideceğinde, sürekli 1 saat barikatta beklemek zorunda kalıyor. Yani Pile halkı 1 saat barikat kuyruğunda bekleyeceğini bildiği için ona göre hayatını planlamak durumunda. Biz gündüz sıcakların içinde bekliyoruz, akşam eve geleceğimizde yine bekliyoruz.

   Barikattaki yoğunluk eskiden sadece işe gidiş-geliş saatlerinde olurken artık günün her saatinde yoğunluk var. İşe gidiş-geliş saatlerinde ise araç kuyruğu kilometrelerce uzuyor.

   Dövizin yükselmesiyle her geçen gün araç kuyruğu da artıyor. Açıkçası bizi en çok etkileyen Beyarmudu’ndaki benzin istasyonu oldu. Çünkü benzini alıp geri dönenler olduğu için Beyarmudu içinde de uzun kuyruklar oluşuyor. Yani hangi tarafta olursak olalım, araç kuyruğuyla karşılaşıyoruz. 

İSMET ŞAFAK

   Barikatta hep sorun hep vardı ama git gide çoğalmaya başladı. Bu kuyruğun azalacağına da inanmıyorum çünkü herhangi bir çözüm yok. Keşke Beyarmudu’ndaki batı barikatı bize de açılsa ama bu barikatın açılmasını beklemediğim için benim istediğim, en azından ana kapının daha çok genişletilmesi.

   Keşke batı barikatı, Pilelilerin KKTC’ye geçişi için açılsa… Hiç değilse KKTC’ye geçerken bu ıstırabı yaşamayız.

   Sosyal medyada birçok insan, Lefkoşa’daki Metehan Sınır Kapısı’nda da yoğunluk yaşandığını, bu sorunu sadece bizim yaşamadığımızı söylüyor. Ama onların bilmediği bir fark var; Metehan Kapısı’nın ardında 500 kişiye yakın bir Türk köyü yok.

   Metehan Kapısı’ndaki Türkler veya Rumlar, bazı ihtiyaçlarını karşılamak için karşılıklı geçiş yaparken Pile’deki Türkler, temel ihtiyaçlarını karşılamak ve vatandaşı olduğu KKTC’ye geçmeye çalışır. Bizim kendi ülkemizde seyahat özgürlüğümüz yok.”

Aysun Sakallı:

   “Ben Pile’de doğdum büyüdüm. Bizim kapılar kapalı olduğu dönemde de açık olduğu dönemde hep sorunlarımız oldu. Sorunlarımız hiç bitmedi, hiç de çözüm bulunmadı… Hatta kimse sorunlarımızın ne olduğunu da anlamak istemedi. Burası Rum tarafı değil, Pile’dir… Biz bunu anlatamıyoruz.

   Bizim derdimiz, barikatı kimse kullanmasın, ticari araçlar bu tarafa geçmesin, KKTC’ye de turistler geçmesin değildir… Burada Pileli Türkler yaşıyor. Biz de Kıbrıslı Türk’üz, KKTC vatandaşıyız ama kimse bu ayrımı yapamıyor.

   Yaklaşık 4-5 yıldır, döviz yükselmeye başladı başlayalı, geçiş kapısında daha da büyük sorunlar çıkmaya başladı. Ama biz turistlerle, yabancı uyruklu insanlarla ve Rumlarla aynı statüde olmak zorunda bırakılıyoruz. 

AYSUN SAKALLI

   5 yıl önce bu kadar araç kuyruğu yoktu… Her geçen gün dövizin yükselmesine bağlı olarak kuyruk da uzadıkça uzuyor.

   Biz yabancı uyruklu insanlar veya Rumlar gibi sadece benzin almaya, alışveriş yapmaya ya da ya gitmiyoruz. Biz bu kapıdan işimize, okulumuza giderik, doktorumuzdan hizmet almaya çalışırık, oradan da evimize dönerik. Ama bunu anlamıyorlar, bu ayrım bir türlü yapılamıyor.

   Sabah çocuğunu okula götürüp, öğlen almak zorunda kalan insanlar var. O kadar kötü durumdayız ki bize misafir gelmiyor. Yani ‘bize de gelin, buyurun beklerik’ dediğimizde, misafirler barikatta bekleyemediği için bie gelmiyor. En iyi ihtimalle biz misafirliğe gideceksek de en az 1 saat beklemek zorunda kalıyoruz.

   Bizim en temel insani haklarımız baltalanıyor. KKTC vatandaşı olarak en temel haklardan mahrum kalıyoruz. Ben günde 3-4 kez bu kapıyı kullanmak zorundayım çünkü işe gider, gelirim, alışverişimi yaparım. Ama KKTC’den benzin alacak Rumları ya da turistleri beklemek zorunda kalıyorum. Bu geçişler de 3-5 dakika sürmüyor. Mesela geçen günlerde arkadaşıma kahve içmeye gitmek için tam 51 dakika kuyrukta bekledim. Tek yapacağım kahve içmekti… Biz 3’üncü sınıf vatandaş değiliz, bize geçişlerde kolaylık sağlanmalı…

   En azından Pileli Türklere de Beyarmudu’ndaki batı kapısı açılsın, geçişimizi ve kaydımızı yapalım. Gideceğimiz bir yer için 1 saat barikatta beklemeyelim. Çünkü bu her gündür, günün her vaktidir.”

Çağla Şafak:

   “Pile’de yaşayan bir genç olarak, evime her giriş çıkışta bitmek bilmeyen ve hayatımızdan önemli bir zaman kaybı yaşatan barikat kuyruğundan oldukça rahatsızım.

   Birçok kez görüşmeler yapılarak, senelerdir bitmek bilmeyen bir sorun haline dönüşen barikat için, KKTC’nin sınır ardında kalmış ama bağını sınır ardına çekmemiş köy halkıma bir türlü yapıcı bir çözüm getirilemiyor.   

   Özellikle yazın gelmesi ile birlikte artan sıcaklıkların altında saatlerimizi harcadığımız bu geçiş kapısında bekleyiş, sinir ve isyanımızı her geçen gün aynı hızda artırmaktadır.

   Sabah işe gidişimizden tutun da gece yapılacak herhangi bir aktiviteye katılımda belirsiz bir bekleme zamanını hesaplamak günlerimizi verimsizleştiriyor.

   En kısa sürede bu sorunumuza bir çözüm bulunması ümidiyle…”

İsmet Yahi:

   “Ben 80 yaşında yaşlı bir kadınım. Çocuklarıma ya da doktora gitmek için en az bir saat bu sıcakta arabada beklerim. Çocuğum sıra beklememek için, sırf beni doktora götürebilmek için arabasını Beyarmudu’nda bırakır ve ben bu yaşımda, kilometrelerce uzayan kuyrukta Beyarmudu’nun içine kadar yürümek zorunda kalırım. 

İSMET YAHİ (1)

   Bu yaşta doktorumun randevusuna yetişebilmek için eziyet çekerim.

   Ben KKTC’ye sadece gezmek için gitmem. Bir arkadaşım burada hasta oldu. Çocukları işlerdi. Bir başka komşusu ambulans aradı ve ambulansı bile koymadılar gelsin. Bana bir şey olsa suçum nedir? Ben de ambulans çağırsam napacam? Öleyim isterler?” 

Volkan Çelebi:

   “Öncelikle herkesin şunu bilmesi gerekiyor; barikatta isteyerek bekleyenler ile istemeyerek bekleyenler ikiye ayrılıyor. Yani demek istediğim, Rumlar benzinini almak ve alışveriş yapmak için beklerken, Türk tarafındaki özel sektörde verilen maaşlardan dolayı Rum tarafına muhtaç kalan binlerce Kıbrıslı Türkün mecburi bir bekleyişi var.

   Yani Rumlar keyfi bir şekilde ihtiyaçlarını karşılamak için geçiş yaparken, Türklerin bekleyişi mecburi… Çünkü kur farkına göre Rum tarafında 30 bin TL’ye işlemek varken bu insanlar neden 15 bin TL’yle geçim mücadelesi versin ki? Türk tarafında o kadar çok kayıtsız ve düşük maaşa çalışan insan var ki onlar barikattaki uzun bekleyişe de isyan edemiyor. 

VOLKAN ÇELEBİ (1)

   Bence bir şekilde, en azından geçişleri ikiye bölebilecek bir yöntem bulunması gerekiyor. Ama yetkililer bunu yapmak istemiyor çünkü yapmak isteselerdi zaten bugüne kadar çoktan yapardılar. Bunun için önce irade lazım…

   Dediğim gibi, son dönemlerde Türk Lirası’ndaki değer kaybına bağlı gelişen enflasyona bağlı olarak karşılıklı geçişlerde inanılmaz bir artış yaşanıyor. Barikatlardaki polisler ve muhaceret memurlar da bu yoğunluk nedeniyle insanlık dışı bir vaziyette çalışıyor. Biz Pile halkı olarak bu sorunun bir önce çözülmesini bekliyoruz.”

Şifa Ergen:

   “Biz Pileli olarak bu barikattan çok çektik. Sosyal medyada durumumuzu anlatan bir fotoğraf paylaştığımızda sürekli bazı eleştirilere maruz kalıyoruz. Bizim barikatta saatlerce beklediğimiz oluyor.

   Ben 2 aydır Türk tarafına gitmiyorum. Çünkü kuyrukta beklemeye dayanamıyorum. Kaç kere diş doktoruna gitmek için aldığım randevumu kaçırdım.

   Bizim hayatımız yaz-kış, istisnasız her gün barikatta en az 40-45 dakika beklemekle geçiyor. Sürekli beklerik… Bekle babam bekle… Senelerdir bize başka bir kapının açılabileceği söylenir. Ama yok… Yapılmadı, yapılacak gibi de değil. Biz Pileli Türk olarak neden saatlerce beklemek zorundayız?

   Biz sadece gezmek için kuzeye gitmiyoruz. İşimiz o tarafta… Kocamın ailesi orada, doktorumuz orada.

   Eskiden, yani 5-10 sene önce yine kuyruk vardı ama bu kadar da değildi. Şu anda kuzeye geçmek Pileliler için deliliktir. Ama her gün kuzeye geçmek zorunda olan insanlar var. Mesela kuzeyde çalışanlar her gün gidip gelmek zorunda… Son 3-5 seneden bu yana dövizin yükselmesine bağlı olarak bu yoğunluğu yaşıyoruz. Yetkililer acaba Pile’de yaşayan Türklerin de olduğunun farkında mı? Hiç sanmam.”

Havva Şafak:

   “Pileliler olarak artık bıktık, usandık. Daha önce sadece öğle saatlerinde sıkıntı yaşardık. Şimdi günün her saatinde, sabahın 6.30’unda başlar uzun kuyruk…

   Bir misafirimizi, bir aile dostumuzu evimize davet edemiyoruz. Misafirlerimiz bizi arar, ‘kapıya geldik ama kuyruk var’ derler. Biz de onlara ‘arabanızı orada bırakın, sizi biz alalım’ derik. Misafirimize kapıdan yürüyerek geçmesini ve ileride beklediğimizi söylerik onlar da o şekilde gelir. Çözümü bu şekilde bulduk.

   Ama bizi aramayan ya da kapıda kuyruk olabileceğini söylemeyi unuttuğumuz misafirlerimiz bir daha bizim köye gelmeyeceklerini söyler. Yani biz birine ‘bize de buyrun’ kelimesini kullanamıyoruz.

   Pile Türkleri olarak artık bu yaşadığımız sorunun bir an önce çözüme kavuşturulmasını istiyoruz.”

Hasan Baloğlu:

   “Bize en büyük oyun pandemi zamanında oynandı… O dönemde doğal olarak her taraf kapandı ve eş zamanlı olarak iki taraf da açıldı ama orta yerde biz Pileliler kaldık. İşin trajik durumu Türk tarafı, kendi hükümetimiz bizi hastalıklı gibi kabul etmedi. Ve biz 95 gün köyün içinde mahsur kaldık. Biz Pile halkı olarak o dönemde çok çektik, şimdi de çekiyoruz.

   Pile halkının büyük bir çoğunluğu kuzeyde çalışır. Pileliler olarak ayrıcalık istemiyoruz. Çünkü biz KKTC vatandaşıyız, eşit muamele görmek istiyoruz. Yetkililer bize öncelikle Pile’nin Türk toprağı olup olmadığını söylesin. Biz evimize kimlik göstererek geçmeyi bırakın, rahat bir şekilde gidip gelmek isterik. Biz ikinci sınıf değil, üçüncü sınıf vatandaş muamelesi görüyoruz. 

HASAN BALOĞLU (1)

   Bugüne kadar barikatta ne bir iyileştirme yapıldı ne de başka bir şey… Biz köylüler olarak kendi aramızda konuşarak geçişlerin nasıl rahatlatılabileceğine çözüm bulabiliyoruz ama koskoca bizi yönetenler çözüm bulamıyor.

   Bizim en büyük talebimiz KKTC’ye geçişlerde Beyarmudu’nda bulunan batı barikatını kullanmak. En azından KKTC’ye geçişte orayı kullanalım, Pile’ye dönüşte yine ana barikattan geçelim. Beyarmudu’ndki İngiliz topraklarında oturan Türkler batı barikatını kullanabiliyorken bizim kullanamamamız bize en büyük hakarettir.

   Yani İngiliz topraklarında oturan Türkler Türk de Pile’de oturan biz Türkler Japon muyuz? Daha önce dediğim gibi biz bir ayrıcalık istemiyoruz. Biz hakkımızı istiyoruz. Hükümet her bireyden sorumludur, her bireyin sorunlarıyla ilgilenmek zorundadır.

   En azından ana barikatta geçişleri rahatlatacak adımlar atılsın… Ama bugüne kadar bir arpa boyu yol kat edilemedi. Eskiden barikatta bu kadar araç kuyruğu oluşmazdı, dövizin yükselmesiyle araç kuyruğu daha da uzadı. Ben KKTC’de çalışırım. Her gün KKTC’ye gider gelirim. Her sabah en az 40 dakika ya da 1 saat barikatta beklerim.”

Sibel Yahi:

   “Beyarmudu Kapısı’ndan işe gidişim ayrı bir dert, dönüşüm ayrı bir dert… Ben Lefkoşa’da çalışırım ve her gün Lefkoşa’ya gidip gelirim. Lefkoşa’dan saat 14.30’da çıkarım Beyarmudu’na 15.30’da varırım. O saatler geldiğimde Beyarmudu Kapısı’ndaki kuyruğu köy içindeki benzin istasyonunun oralarda bulurum.

   Çocuğumu da 16.30’da derse götürmek zorundayım. Bu yüzden aracımı Beyarmudu’ndaki park yerinde bırakırım. Barikatı yürüyerek geçerim. Birinin beni ileriden almasını söylerim ve Pile’ye giderim. Sonra tekrardan çocuğumla birlikte yürüyerek arabama giderim. 

SİBEL YAHİ (1)

   Eğer bunu yapmazsam 1 buçuk saat kuyrukta beklemek zorunda kalırım. Bu yüzden sıcağın içinde çocuğumla yürüyerek kapıyı geçerim ve çocuğumu derse yetiştiririm. Yarın kış gelince ne yapacağımı hiç bilmem. Herhalde yağmurun içinde yürümek zorunda kalacam. Yetkililerin bu soruna bir an önce kalıcı çözüm bulmasını isterim  çünkü artık gerçekten bıktık usandık, bu iş artık kabak tadı vermeye başladı.” 

KUYRUK LOGOKUYRUK LOGO3

Editör: Ahmet Karagözlü