İçişleri Bakanı Ziya Öztürkler, ülkedeki suç oranlarını azaltmak ve sağlıklı denetim için ‘e-vize’ uygulamasını hayata geçireceklerini açıkladı.

   Hedeflerinin e-vize uygulamasına haziran-temmuz ayları içerisinde pilot bölge olarak başlamak istediklerini belirten Öztürkler, bu uygulamayla akademik yeterlilik, sağlık ve güvenlikle ilgili kontrollerin kişiler ülkeye gelmeden yapılacağını söyledi.

   BAĞIMSIZ TV’de Genel Yayın Yönetmeni Ali Baturay’ın sunduğu “Markaj” programına katılan İçişleri Bakanı Ziya Öztürkler, göreve gelmesinden bu yana yaklaşık 6 bin kişinin ülkeden sınır dışı edildiğini ifade ederek Af Yasası’yla da yaklaşık 6 bine yakın insanın kayıt altına girdiğine işaret etti.

   e-vize uygulamasından da söz eden Öztürkler, ülkeye gelecek her birey için güvenlik kodu oluşturulacağını söyledi. Öztürkler, “Şu an Nijerya, Suriye, İsrail gibi ülkelere vize uyguluyoruz. Bu sayı 12’ye kadar çıkacak” dedi.

340893341_2831541356982106_1971399048992011904_n

Öztürkler: eski cezaevindeki güvenlik

sorunları yeni cezaeviyle ortadan kaldırıldı

   İçişleri Bakanı Ziya Öztürkler, İçişleri Bakanlığı’na 12 Mayıs 2022’de geldiğini ve ilk icraatlarından birinin cezaevi konusunda olduğunu anımsatarak cezaeviyle ilgili yasa eksikliği sorununu giderdiklerini söyledi olduğunu ve bu yönde oluşturulan yasanın yürürlüğe girdiğini anlattı.

   Öztürkler, aynı dönemde yeni cezaevine geçiş sürecinin söz konusu olduğunu hatırlatarak, taşınma sürecinin kolay olmadığını, Cezaevi Müdürü’nün, gardiyanların ve sivil toplum örgütlerinin büyük fedakarlık gösterdiğini vurguladı. Yeni cezaevine taşınılmasının bir zorunluluk olduğunu belirten Öztürkler, eski cezaevindeki en büyük problemin güvenlik noktasında olduğunu söyledi.

   Taşınma işleminden sonra eski cezaevinin içerisinde kesici aletlerin ve maddelerin bulunduğuna işaret eden Öztürkler, yeni cezaevindeki kontrolün dijital teknoloji kullanılarak sağlandığını ifade etti. Öztürkler, cezaevi ziyaretçilerinin sıkı kontrolden geçirildiğini belirtti.

    Cezaevindeki mahkumların mektuplarla içerideki sorunları basına yansıtmaya çalıştığına işaret eden Öztürkler, bu mektupları kendisinin de okuduğunu, Cezaevi Müdürü’yle iletişime geçerek rapor talebinde bulunduğunu ve sorunlara ilgisiz kalmadığını anlattı.

   Öztürkler, yeni cezaevinin kütüphanesinin ve salonlarının da bulunduğuna dikkat çekerek, şöyle devam etti:

   “Geçen hafta Cezaevi Müdürü’yle konuştum. ‘Bir takım kurun, mahkumlarla voleybol ve futbol oynamak istiyorum’ dedim. Bu noktalarda bir öğleden sonra zaman ayırıp onlarla vakit geçirmek istiyorum. Kütüphaneye gidip onlarla oradaki kitapları incelemek ve yorumları dinlemek istiyorum. Mahkumlar için eğitim adımlarımız da var”.

   Öztürkler, eski cezaevinin bir diğer en büyük eksikliğinin çamaşırhane, kantin, hijyen gibi noktalarda yaşandığını belirterek, önce bunların çözümüne yönelik adım attıklarını kaydetti.

    Cezaevinde deprem tedbirlerine yönelik eğitimler verdiklerini, iyi bir bayram ziyareti gerçekleştirildiğini dile getiren Öztürkler, mahkumlardan aldıkları en büyük şikayetinin hastane sevklerinde yaşandığını ifade etti.

   Öztürkler, bazı mahkumların sadece dışarıya çıkıp nefes alabilmek için hastane sevkini kullanmaya çalıştığına oysa burada içerideki doktorun rapor yazması gerektiğine işaret ederek, bu yapılmadığı için şikayetlerin geldiğini söyledi.

   Yabancı uyruklu mahkumların en büyük şikayetinin ise deport edilme taleplerinin gerçekleştirilmemesi noktasında olduğuna dikkat çeken Öztürkler, bu noktada dikkatli davrandıklarını, bu ülkede suç işleyen bir şahsın bu ülkenin kurallarına göre cezalandırılacağını vurguladı.

   Öztürkler, yeni cezaevindeki gardiyan eksikliğine de dikkat çekerek eski cezaevinin de kullanımda olduğu için kadronun tam oturmadığını, bu yüzden istediklerini tam olarak yerine getiremediklerini açıkladı.

   Öztürkler, tüm bu koşullara rağmen büyük emek sarf eden Cezaevi Müdürü ile gardiyanlara teşekkür etti.

340322459_678562327406242_1981805718264490820_n

“Cezaevindeki mahkumların yarısı yabancı uyruklu”

   Mahkumların eğitim faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi, kadro sıkıntısının ortadan kaldırılması gibi adımlarla birlikte mahkumların yeniden topluma kazandırılmasının önemli olduğunu belirten Öztürkler, spor, sanat, meslek edindirme uygulamalarıyla kendilerini yetiştirmesinin ve dışarıya çıktıktan sonra  aynı suçları tekrar işlememesinin  sağlanması gerektiğini kaydetti.

    Öztürkler, şu an tadilatta olduğunu dile getirerek, oraya mültecilerin geldiğini ve mültecilerin cezalandırılmasıyla ilgili de bir çalışmalarının olduğunu ifade etti.

   Eski cezaevinin güvenlik, sağlık, hijyen, insani şekilde yaşama açısından problemleri olan bir yer olduğuna işaret eden Öztürkler, toparlamaya çalıştıklarını anlattı.

   Öztürkler, yeni cezaevinde şu anda 800 kişinin bulunduğuna dikkat çekerek, bunların yüzde 50’sinin yabancı uyruklu olduğunu söyledi.

   Şartlı tahliye uygulamasının da devam ettiğini belirten Öztürkler, ancak mevcut düzenlemenin kendilerinden önceki dönemde yapıldığını ve cezasının üçte birini çeken kişilerin şartlı bir şekilde tahliye edilmesi uygulamasına tekrar dönülmesi yönünde bir eleştirinin olduğunu kaydetti.

“Yaklaşık 6 bin kişi deport edildi”

   Öztürkler, göreve gelmesinden bu yana yaklaşık 6 bin kişinin deport edilmesi ve 10-15 kişinin ülkeye giriş yasağının kaldırılması noktasında karar ürettiğini belirterek, yasağı kaldırılan kişilerin “İkamet izinsiz KKTC’de ikamet etme”, “Dikkatsiz sürüş”, “Kavga” gibi basit suçlardan deport edildiğini, büyük suç işleyen kişilerin yasağının kaldırılmadığını kaydetti.

   Deport işlemlerinde Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı’yla iş birliği içerisinde olduğunu dile getiren Öztürkler, birçoğunun deniz yoluyla T.C. üzerinden ülkelerine gönderildiğini; uzak ülkelere giden kişiler için ise ulaşımın uçakla sağlandığını ifade etti.

   Öztürkler, çalışma izinli gelenlerin yatırım teminatlarının; uzak ülkelerden gelen öğrencilerin ise gidiş ve dönüş uçak biletlerinin temin edilmesiyle deport noktasında tedbir aldıklarını söyleyerek, esas konunun suçun önünün kişiler adaya gelmeden kesilmesi olduğunu vurguladı.

“e-vize’yle her bireye güvenlik kodu verilecek”

   Öztürkler, e-vize uygulamasının tüzüğünün tamamlandığını belirterek, bu yazılımın yürürlüğe girmesi gerektiğini kaydetti.

   Türkiye’de de çalışmış vize noktasında tecrübeli bir uluslararası şirketle çalıştıklarını dile getiren Öztürkler, projenin çizildiğini, çalışmalarının yapıldığını, paydaşlarla toplantılarının bitirildiğini, ihaleyi alan şirketle iletişime geçildiğini ifade etti.

   Öztürkler, hedeflerinin e-vize uygulamasına haziran-temmuz ayları içerisinde pilot bölge olarak başlamak olduğuna işaret ederek, bu uygulamayla akademik yeterlilik, sağlık ve güvenlikle ilgili kontrollerin kişiler ülkeye gelmeden yapılacağını anlattı.

   e-vize uygulamasıyla her bireye bir güvenlik kodu oluşturulacağına dikkat çeken Öztürkler, şöyle devam etti: “Ülkeye gelmeden önce vize uygulamasına girilecek. Şu an Nijerya, Suriye, İsrail gibi ülkelere vize uyguluyoruz. Bu sayı 12’ye kadar çıkacak. Bu ülkelerin birinden gelmek istendiğinde gidip e-vize alınması gerekecek. Başvurmadan önce sistem diyecek ki ‘e-vize’ye başvurmadan önce güvenlik kodu almanız gerekiyor.’ Bunun da bedeli olacak. Bu bedel sayesinde deport uygulamalarını halledeceğiz. Güvenlik kodundan sonra başvuruya gidilecek. Günün sonunda başvuru uygun bulunursa KKTC’ye giriş izni verilecek. O zaman da E-vize’nin ücretini ödeyeck. Bu sistem Almanya’da, Amerika’da bu şekilde. Bu ülkeleri inceledik.”

“Muhaceret Affı’yla yaklaşık

 yaklaşık 6 bin kişi kayıtlı hale geldi”

   Öztürkler, işverenlerin personellerini kayıt dışı çalıştırmasının hem devletin kayba uğramasına hem suç olaylarının yaşanmasına hem de kaçakçılığının ortaya çıkmasına neden olduğunu belirterek, kimsenin bunu teşvik etmemesi gerektiğini kaydetti.

   İşverenlerin bunu teşvik etmesi nedeniyle birçok kişinin mağduriyet yaşadığını ve bu konuda çok acı manzaralara tanık olduğunu dile getiren Öztürkler,  17-18 yıldır bu ülkede bulunmasına rağmen belli bir dönem ikamet izinsiz olması nedeniyle 30-40 bin TL ödemek zorunda kalan kişilerin söz konusu olduğunu ifade etti.

   Öztürkler, Af Yasası’yla yaklaşık 6 bine yakın insanın kayıt altına girdiğine işaret ederek, bu konuda tahammüllerinin kalmadığını ve duruş sergilediklerin söyledi.

   Öztürkler, “Ya kayıtlı olacaksın ya ülkeden ayırılacaksın” dedi.

“Sınırüstü ve şehit arsalarıyla ilgili projelerimiz var”

   Öztürkler, 2022 yılında altyapı bekleyen kırk köye bu imkanı götürdüğünü belirterek, elektrik, su, asfalt işlemlerini tamamladığını kaydetti.

   Şehit arsalarının altyapısına yönelik geçen yıl 10 milyon TL’lik bir yatırımda bulunduklarını ve bu yılda 30 milyon TL’lik bir ihaleye çıkılacağını dile getiren Öztürkler, Sınırüstü’ndeki büyük proje için Türkiye’den de destek alınacağını, Belediyenin de adım atacağını ifade etti.

“Belediye sayısının 18’e düşürülmesi ülkeye hayırlı olacak”

    Öztürkler, belediyelerin birleştirilmesi ve gelirlerinin artırılmasına yönelik iki önemli yasanın da kendi bakanlığı döneminde geçirildiğini belirterek, belediyelerin hizmetlerini ortaya koyduğunu, şu an yüzde 100 memnuniyetin olamayacağını ancak 18 belediyenin ülkeye hayırlı olacağını vurguladı.

   300-40 kişilik bir belediyenin yalnız kalmasının ödemeler, maliyetler noktasında sıkıntı yarattığını dile getiren Öztürkler, yaşanan sıkıntılardan dolayı birçok belediyenin hizmet üretecek noktadan uzaklaştığının bilindiğini ifade etti.

    Öztükler, belediyelerle ilgili çalışmaların devam ettiğine işaret ederek, en önemli çalışmanın ise Mekansal Adres Kayıt Sistemi (MAKS) olduğunu anlattı.

   MAKS projesiyle belediyelerin sokak adres bilgilerine, evlerde, dairelerde kaç kişinin yaşadığına, onların cinsiyetiyle, yaş aralığıyla ilgili bilgilere ulaşabileceği söyleyen Öztürkler, kişilerin izin durumlarının, ülkedeki ölüm ve doğum oranının, turist, öğrenci ve çalışma izinli kişi sayısının ortaya konulabileceğini açıkladı.

   Öztürkler, MAKS projesinin ilerletilmesi için çalışmaları sürdürdüklerini vurguladı.