1960 Kıbrıs Cumhuriyetinin Garantörlerinden! Biri olan İngiltere’nin Başbakanı bay Starmer, birincisi 21 Aralık 1963’te, ikincisi de 15 Temmuz 1974’te Yunan Cuntası birlikteliğinde ENOSİS amaçlı Kıbrıs Cumhuriyetine iki defa darbe gerçekleştirerek Cumhuriyeti ele geçirip işgalinde tutanı, Cumhuriyetin kurucu ortağı Türk Halkını devletten kovanı, 103 köyden göç ettireni, yıllarca ambargo ve abluka altında tutarak seyahatini, işine gücüne gitmesini engelleyeni, yıllarca Türk halkına saldırmak suretiyle ve sağda solda yakaladığı Türkleri hem sözde BM Barış Gücü nezaretinde Hastaneye giden Türk hastaları alıkoyarak katleden işgalci Rum yönetimini güya meşru Kıbrıs Cumhuriyeti diye ziyaret etmesi, diğer yandan Cumhuriyetin eşit ortağı masum Kıbrıs Türk Halkının Liderini ve yönetimini ziyaret etmemesi, ne insanlığa ne adalete, ne Cumhuriyet Antlaşmalarına, ne insan haklarına, ne tarafsızlığa, ne Garantörlük görevine uygun düşer.
1963-74 yılları arasında Kıbrıs’ta yaşananları en iyi bilen Garantör ülke olarak İngiltere’nin, saldırgan darbeci işgalci tarafı meşru Kıbrıs Cumhuriyeti diye kabul etmesi Kıbrıs sorununun bunca yıl çözümsüz kalmasında başlıca sebeptir. İngiltere’nin adada yaşanan gerçekleri sümen altı etmesi koskoca İngiliz Adaletine Demokrasisine kara bir lekedir. İngiliz üslerinin Güney Kıbrıs’ta oluşu bu adaletsizliğe ve Türklere yapılan haksızlıklara göz göre göre sessiz kalması hatta arka çıkması çıkarları gereğidir.
Ayni zamanda İngiltere’nin BMGK gadimici beş üye ülkeden biri olması ne yazık ki çıkarların her zaman gerçeklerin ve Adaletin çok önünde olmasında sakınca görülmediğinin en büyük ispatı, işte bu BMGK beşlisinin Kıbrıs meselesindeki tutumlarıdır. Bundan daha güzel bir örnek zor bulunur.
Kıbrıs sorununu yaratanlar belli, ne zaman ve niçin yarattıkları da bellidir. 1963’te AKRİTAS, 1974’te İFESTOS Türkleri imha planları ortadadır. 1960’ta Kıbrıs Cumhuriyeti Antlaşmaları imzalarının daha mürekkebi kurumadan Cumhurbaşkanı Makarios, bu antlaşma ENOSİS’e sıçrama tahtasıdır diye Rum halkına yaptığı konuşmada açıklamıştı. 3 yıl sonra Cumhuriyet antlaşmalarını Türkler aleyhine değiştirmek istemesi ve kabul edilmemesi kısa bir süre sonrasında AKRİTAS PLANINI uygulamaya koyarak Türklere karşı silahlı saldırıya geçtiklerini İngiltere’den daha iyi bilen yoktur.
EOKA ile Yunan Cuntasının 1974’teki büyük darbesini de İngiltere’den daha iyi bilen yoktur. Makarios’u da bu darbede zar zor kaçırıp ölümden kurtaran İngilizlerdi. BMGK huzuruna da götüren İngilizlerdi. Burada Makarios’un itiraflarına, yalvarıp ağlamasına, Yunan Cuntasının ve EOKA’nın büyük darbesini anlatmasına da tanıktı. Garantör İngiltere ve Türkiye’den de acele müdahale etmelerini isteyen de oydu, Türklerin büyük tehlikede olduklarını söyleyen de Makarios’tu.
Ama GK beşlisinin ayrı ayrı çıkarları olduğundan müdahalede bulunmadılar. 4 Mart 1964’te olduğu gibi Kıbrıs adasından hepsi de çıkar sağlamanın hesapları içindeydiler. O yüzden Cumhuriyetin yönetimi geçici ve 3 aylık olarak 186 sayılı siyasi kararla saldırgan darbeci işgalci Rumların idaresinde kalmasını uygun gördüler. Bu oldubitti hukuk dışı karar uzatmalarla yürürlükte olduğu sürece Rumların uzlaşmazlığı hep devam etti. Bu gün itibarıyla 3 aylık diye alınan karar 730 aya ulaşmıştır (60 sene 10 ay)
Rumların uzlaşmazlığı adaletsiz kararın uzatılması sonucudur, iş bununla kalmayıp üstünden de mükafatlandırılması Kıbrıs sorununu tamamen içinden çıkılmaz bir hale sokmuştur. Referandum da bile Rumlar ezici çoğunlukla HAYIR dediler ama AB’ne bir hafta sonra üye alındılar, güya tüm Kıbrıs adına. Ya Türkler? Türklere 1964’ten beri haksız cezalar ambargolar izolasyonlar hala sürmekte. Daha fazla yazmaya gerek yoktur, yukarıdaki yazılarda da zerre yalan yanlış yoktur. O yüzden bay Starmer, Kıbrıs Türk Halkına haksızlık yapan ülkelerin başında İngiltere vardır, bunda sizin payınız da vardır, bilesiniz. Üsleriniz, Kuzey Kıbrıs’ta olsaydı acaba nasıl bir tavır sergilerdiniz?
Kıbrıs Cumhuriyeti Antlaşmalarını, Anayasasını 4 Mart 1964’ten beri hem çiğnersiniz hem çiğnetirsiniz, UTANIN.