20 Temmuz Fen Lisesi, “22 Mart Dünya Su Günü” nedeniyle çeşitli etkinlikler düzenledi.

    Okul yönetimi, öğrencilerin hazırladığı pankartlarla trafiğe çıkarak “Su Günü”ne dikkat çekmek istedi.

    Atık plastik ve metal kapakları kullanarak hazırlanan dünya panosu okula asıldı, bu vesileyle hem çevrenin hem de suyun önemi vurgulandı.

    20 Temmuz Fen Lisesi, “Atatürk Meslek Lisesi Uygulama Anaokulu”na giderek 5 yaş grubu öğrencilerine suyun önemi ile ilgili etkinlikler yaptırıp küçüklere de farkındalık yaratmayı hedefledi.

    “Su Günü”nde çarşaf boyama etkinliği de yapıldı.

    Etkinlik çerçevesinde öğrenci ve öğretmenlerle su hakkında röportaj da gerçekleştirildi.

    Son olarak finalde suyun önemini vurgulamak için mavi giysilerle “su damlası” şekli oluşturuldu.

    Öte yandan, 9’uncu sınıflar okul salonunda “25 Litre” filmini izledi.

    11 B öğrencisi Yağmur Kamsız, kendi cümleleriyle “Su Günü”yle ilgili şu yazıyı hazırladı:

    “Dünyamızın ve vücudumuzun ¾’ü sular ile kaplıdır. Su yaşamımızı devam ettirebilmek için önemli fakat tek vasfı bir içecek olması değildir. Su; okyanusların derinliklerinden en yüksek zirvelere kadar varlığımızın her alanına nüfuz ederek manzaraları şekillendiriyor, ekosistemleri ve medeniyetleri besliyor, metabolizmamızı canlandırıyor, sindirim sistemimize yardımcı oluyor, tarım ve gıda alanında üretim ve verimliliği arttırıyor.

     Su da yaşayan birçok canlıya yaşam alanı sunuyor, buharlaşarak yağmur oluşumunu sağlayıp iklimde düzenleyici rol üstleniyor, ülkelerin önemli ekonomik etkinliklerinden turizmde yüksek rol üstleniyor, ruhsal dengeyi sağlıyor ve bunlarla beraber sayabileceğim binlerce rolü var. Peki hayatımızda bu kadar büyük rol oynayan suyumuza ne kadar değer veriyor? Onu ne kadar koruyoruz?

    Elbette birçoğumuz dişlerini fırçalarken suyu kapatıyor, duş alırken israf etmeden kullanıyor ya da sızan musluklarımızı tamir ediyoruz ama bunların yanında denizlerimize, göllerimize çöpler atıyoruz, otellerden pis sular akıtıyoruz, tarım ilacı veya gübreleri aşırı kullanıyoruz, aşırı ağaç kesiminden kaynaklı erozyonların artmasıyla su döngüsü bozuluyor. Hidroelektrik santraller veya barajlar gibi su kaynaklarına zarar verebilecek büyük altyapı projeleri yapılıyor.

   Kısacası ne yazık ki suyu korumaktan çok ona zarar veriyoruz ve bizler bu ihmalkârlığa dur demezsek gelecek nesle dünyanın bize vermiş olduğu  önemli mirasımızı yani suyu taşıyamayacağız. Bu mirasımızı korumak için alınabilecek önlemler:

   1. Bilinçli su kullanımı için kampanyalar düzenlemek.

   2. Su arıtma tesisleri ile temiz su temin etmek.

   3. Tarım sektöründe sulama yöntemlerini geliştirmek

   4. Geri dönüşüm.

   5. ⁠Su kaynaklarını korumak ve kirliliği önlemek için belirli yasalar öne sürmek.

   8. Sürdürülebilir enerji kaynaklarına yönelmek.

   9. Su kaynaklarını izlemek ve yönetmek için su verileri toplamak ve analiz etmek için uygun altyapıların oluşturulması.

   10. Topluma su korunumu hakkında eğitim ve bilinçlendirme programları düzenlemek.

    Bunlar gibi önlemler alabiliriz. Daha iyi daha sağlıklı bir dünya için sularımızı koruyalım çünkü “Su  hayattır” ve "Yaşam, suyun akışında gizlidir ve onunla birlikte değişir.”

Editör: Batuhan Borakan