Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkan Yardımcısı Nevzat Özkunt, “sahte diploma ve yolsuzluk” olaylarına işaret ederek, Yükseköğretim Planlama, Denetleme, Akreditasyon ve Koordinasyon Kurulu’nun başına siyasi kimliği olan diploması şaibeli kişiler değil gerçek bilim insanları atanmalı" dedi.
Özkunt yazılı açıklamasında, ülkedeki üniversitelerin yarattığı katma değerle, ekonomiye ve sosyal kültürel yaşama önemli katkısı olduğunun yadsınamaz bir gerçeklik olduğunu söyledi. Özkunt, ancak önceliğin artık eğitimin kalitesinden çok ticari kaygılarla şekillendiği görüşünü ifade etti.
Özkunt, “Bu alandaki hızlı ve denetimsiz gelişimin bilimsel esasa dayalı olarak gerçekleşmediğini, ticari kaygıların ön plana çıktığını ve en son da ‘sahte diploma, yolsuzluk ve sahtekarlık’ olaylarının gün yüzüne çıkmaya başlaması ile tüm sektörün zan altında bırakıldığını üzülerek gözlemlemekteyiz. Oysa ki üniversiteler yolsuzlukla değil bilimle anılmalıydı” dedi.
Ülkede her alana yolsuzluk söylentileri yayıldığını savunarak, bunun eğitim sektörüne de sıçramasının kendilerini şaşırtmadığını, “sahte diploma” iddiaları yanında “sahte ustalık/kalfalık belge” olaylarının da çıktığını savunan Özkunt, öğretime başlaması için Meclis kararı ve “açma ön izni” bulunmayan bir tüzel kişiye “Öğretime başlama izni” verilmesinin yasal olmadığı yönündeki Savcılık görüşüne rağmen faaliyette olduğunu da savundu.
Özkunt, “Yüksek öğrenimden sorumlu YÖDAK nasıl olur da yasa dışı olarak bir sözde üniversitenin faaliyetlerine göz yumar? Eğer siyasi bir engel varsa bunu nasıl yargıya taşımaz ve kamuoyunun gündemine getirmez ve buranın öğrenci almasına müsaade eder? Üniversitelerin ve YÖDAK uygulamalarının mercek altına alınması, incelemelerin derinleştirilmesi ve hukuk dışı tüm uygulamaların soruşturularak yargıya havale edilmesi ve ucu nereye, kime kadar giderse gitsin tüm suçluların ağır bir şekilde cezalandırılması mutlaka sağlanmalıdır” dedi.
Özkunt, “sahte diploma” soruşturmasında, “ilaç yolsuzluğu” soruşturmalarının aksine şu ana kadar yalnızca bir adet sahte diploma ve yalnızca iki kişinin tutuklanmasının da dikkat çekici olduğunu belirtti.
“YÖDAK’ın idari ve mali yapısı güçlendirilmeli ve bu kurum kendi bütçesi ile özerk bir yapıya kavuşturulmalıdır” diyen Özkunt, akademik, idari ve mali denetimlerin gerçekleştirilmesi için yasal düzenlemeye gidilmesi, öğrenci kayıt aşamasından itibaren tüm süreçlerin kayıt altına alınması, izlenmesi ve diploma aşamasında onayın öncelikle Eğitim Bakanlığı tarafından değil özerk ve siyasetten arınmış YÖDAK tarafından yapılmasının sağlanması gerektiğini söyledi.