Cumhuriyet Meclisi’nin bugünkü oturumunda güncel konuşma yapan muhalefet milletvekilleri, reçete yolsuzluğu, basın özgürlüğü, vatandaşlık konularını da gündeme getirdi, ilgili bakanlar milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
CTP Gazimağusa milletvekili Erkut Şahali, Cumhuriyet Meclisi’nde “Hükümetin Sürrealist Halleri” başlıklı güncel bir konuşma yaptı.
Erkut Şahali, Milli Eğitim Bakanı’nın eğitim kalitesinde gerileme olduğunun fark edilmediğini zannederek, “her şey yolunda” açıklaması yaptığını, bunun gerçekten kopma hali olduğunu söyledi.
Başbakan’ın yasama yılının açılışında istikrardan söz ettiğini belirten Şahali, “İşte sürrealizm tam da böyle bir şey” dedi.
Hazırladığı bazı istatistiki verilere değinen Şahali, 1974’ten sonra UBP’nin 435 ay hükümet partisi olarak kaldığını, DP’nin 221 ay boyunca hükümet ortaklığı yaptığını, CTP’nin 148 ay boyunca hükümette bulunduğunu, YDP’nin hükümette yaklaşık 30 ay kaldığını söyleyerek, “Bu ülkede yaşananların hisse dağılımı yapılacaksa veriler ve vicdan yan yana gelmeli” dedi.
Şahali, “Kıb-Tek’te yaşananlar organize çalışmanızla bu hale geldi. Ercan’da koçan devrine hazırlanıyorsunuz… DAÜ batıyor. Rüşvet, partizanlık, yolsuzluk, siyasi hesaplaşma, dünyada yalnızlaşma…Bu hükümet gidene kadar toplumsal kayıplar sürecek" şeklinde konuştu.
Adli yılın açılışında Yüksek Mahkeme Başkanı’nın, Barolar Birliği Başkanı’nın ve Başsavcı’nın konuşmasına değinen Şahali, “Bu uyarılar bize gösterge olmalı” şeklinde konuştu.
Rogers: İdarenin ciddi hataları var
Girne Bağımsız Milletvekili Jale Refik Rogers, “İlaç Yolsuzluğu, Sağlıktaki Sistemsizlik ve Bedel Ödeyen Halk” başlıklı bir konuşma yaptı.
Konunun polise birden fazla kez gitmiş olduğunu ifade eden Jale Refik Rogers, Sosyal Sigortalar Dairesi’nin neden sürece müdahale etmediğini ve ödemelere devam ettiğini sordu, “Bu konuda idarenin de ciddi hataları ve ihmalleri var” dedi.
Yıllardır yapılmayanların halkı mağdur ettiğini vurgulayan Jale Refik Rogers, “İlaçla ilgili ne yapılması gerektiği çok uzun yıllardır biliniyor..…Bu konuyu öncelikli hale getirin, ilaç konusunu çözün, bu kara deliklerin kapanmasını sağlayın” diye konuştu.
Sistemsel bir sorun yaşandığını ifade eden Jale Refik Rogers, “Siz eğer denetim yapmazsanız, yolsuzluklar artar… Şu anda yaşanan da bunlardan biri” şeklinde konuştu.
Polis Genel Müdürlüğü’ne çağrıda bulunan Jale Refik Rogers, bu tür soruşturmalarda çok daha hızlı hareket edilmesi gerektiğini söyledi.
Dinçyürek: Denetim eskikliği konusunda çaba sarf edilmesi gerek
Sağlık Bakanı Hakan Dinçyürek, ülkenin en temel eksiklerinden birinin denetim-iç denetim olduğunu, bu konuda çaba sarf edilmesi gerektiğini kaydetti.
İlaç konusunda yaşananlara değinen Dinçyürek, “Biz İlaç Eczacılık Dairesi’nin teşkilat yasasına dinamik yönetim ve denetimi koyduk. Yasayı meclise göndereceğiz. Birçok konuda benzer yaklaşımları yaparak denetimleri artırmak lazım. Ülkeyi kayıt altına almadıkça denetimlerden arzu edilen sonuca ulaşmak zor ama her şeyin başı niyet. Biz kararlıyız. Üzerimize düşen ne varsa yapacağız” dedi.
Otomasyonla ilgili çalışmaların hızlandığını kaydeden Sağlık Bakanı, “Önce sistemi kuralım, kayıt altına alalım. Denetlemenin verimliliği böylece yüksek olacak ” şeklinde konuştu.
112 sistemini geliştirme niyetinde olduklarını, 8 tam donanımlı ambulans alımı için ihale sürecini başlatacaklarını açıklayan Sağlık Bakanı Dinçyürek, yeni yıl bütçesinden 2 tane daha ambulans alınacağını, 10 tane daha ambulans almak için finans çalışmaları olduğunu belirtti.
Baybars: Sistemsizlik yerini siyasi ve toplumsal yozlaşmaya bıraktı
Gazimağusa Bağımsız Milletvekili Ayşegül Baybars “İçişleri Bakanlığında Cevapsız Kalan Sorular” başlıklı güncel konuşma yaptı.
Baybars, ülkede sadece ilaç yolsuzluğu olmadığını, birçok konuda yolsuzluk yapıldığını savunarak “Kimse yapılanlara şaşırmıyor. Sistemsizlik yerini siyasi ve toplumsal yozlaşmaya bıraktı” dedi.
Baybars, İçişleri Bakanlığı aracılığıyla verilen vatandaşlık sayısının ayda bin rakamına yaklaştığına dair bilgi aldığını söyledi.
Vatandaşlık verilme kriterlerinin ne olacağını, taşınmaza ve gelire dayalı ikamet izinleriyle ilgili rakamları soran Baybars, iki İranlı kişinin İçişleri Bakanlığı’nın sistemine müdahalesiyle ilgili polis soruşturmasının ne aşamada olduğu konusunda da bilgi istedi.
Sadece Merkezi Cezaevi’ndeki verilere bakarak, ülkeye öğrenci olarak gelip suç işleyenlerin sayısının arttığının görülebileceğini söyleyen Ayşegül Baybars, Bakanlar Kurulu kararıyla verilen 17 istisnai vatandaşlığın, 10’unun eşitliğe ve kriterlere aykırı olduğunu, düğününe katılmak isteyen birine Bakanlar Kurula aracılığıyla izin verildiğini söyledi.
Baybars, Sosyal Konut projesi konusunda devletin iki kez masraf yaptığını, kendilerinin dönemindeki projenin yok sayıldığını ifade ederek, kırsal kesim arazilerinin de adrese teslim edildiğini savundu.
Düzensiz göç merkeziyle ilgili bazı duyumlar olduğunu söyleyen Baybars, bu konuda yasa ve bütçe hazırlanması gerektiğini belirterek, adrese dayalı kayıt sisteminin geldiği aşama konusunda bilgi istedi.
Kayıtsız, vatandaş olmayan kişinin emlak ofislerinde avukat olarak çalıştığına dair bilgiler olduğunu belirten Baybars, kayıt dışı emlakçıların varlığına işaret ederek, emlakçıların kayıt altına alınmasıyla ilgili yasanın ne durumda olduğunu sordu.
Oğuz: Nüfus politikası üzerinde çalışıyoruz
İçişleri Bakanı Dursun Oğuz, Baybars’ın sorduğu soruları yanıtladı.
5 Kasım 2021 ile 19 Haziran 2023 tarihlerini kapsayan dönemde İçişleri Bakanlığı onayıyla bin 704 vatandaşlık verildiğini söyleyen Oğuz, Yurttaşlık Yasası kapsamında 3 bin 887 kişiye eş ve çocukları nedeniyle, 822 kişi ile 560 kişiye evlilik nedeniyle vatandaşlık verildiğini belirtti.
Merkezi Cezaevinden tahliye edildikten sonra ihracı durdurulan 67 kişi, ihraç emri alınmasına uygun bulunmayan 9 kişi olduğunu da kaydeden İçişleri Bakanı, ikamet izinleriyle ilgili de bilgi verdi.
Oğuz, yüksek gelir kategorisinde ikamet izni verilen kişi sayısının 8 bin 313, taşınmaz mal kategorisinde ikamet izni verilen kişi sayısının 5 bin 453, insani ikamet kategorisinde ikamet izni verilen kişi sayısının 145, ikamet izni verilen kişi sayısının 33 bin 542, çalışma izni verilen kişi sayısının 124 bin 632 olduğunu kaydetti.
Nüfus politikasıyla ilgili yapılması gerekenlerle ilgili çalıştıklarını belirten Oğuz, vatandaşlık konusunun her zaman tartışma yarattığını söyledi, siyasi partilerin yaptığı belli çalışmalar olduğunu hatırlattı.
İlgili yasanın 5 mührü tamamlayanın vatandaşlık için müracaat edebileceğini belirttiğini, 11 çalışma izni olana vatandaşlık verilmesi konusunda bir teamül olduğunu kaydeden Oğuz, vatandaşlıkla ilgili en fazla mağduriyeti gençlerin yaşadığını ifade etti.
Vatandaşlık hakkının farklı amaçlar için kullanılmasının önünü kapamak için çalıştıklarını belirten Oğuz, bu konuda uygulanabilir, sade bir düzenlemeye geçilmesi hedefine işaret etti.
İçişleri Bakanlığı sistemine müdahale konusuna değinen Oğuz, sistemin tamamen kapatıldığını, kişilerin özel bilgilerinin olduğu bilgilerin daha güvenli sistemlerde saklanması gerektiğini, bu yönde çalıştıklarını belirtti.
Merkezi Cezaevi’ndeki tutuklu sayısının 900’ü geçtiğini de belirten Oğuz, kırsal kesim arsaları konusunda da değerlendirmede bulundu.
Oğuz, “Kırsal kesim konusunda talep var, emlak fiyatları arttı, bunu farklı amaçlar için kullananlar da var. Yasada boşluk var. Biz boşluğun önünü kapamak için çalışıyoruz” dedi.
Sosyal Konut projesinin sözde kalmaması için çalıştıklarını belirten Dursun Oğuz, müteahhitlerin de bu konuda iyi niyet gösterdiğini, minimum fiyatlandırmayla yola çıkma hedeflerine işaret etti, yasal çalışmaların da yapıldığını, konunun nihayete erdirileceğini söyledi.
Emlak konusundaki ehil olan kişilerin bu işi yapması, devlete vergi verilmesi gerektiğini belirten Oğuz, Maliyenin kaçaklarıyla ilgili en büyük sorunun sözleşmeli satışlar olduğunu belirtti, “Birileri KKTC’deki imkandan faydalanıyorsa, KKTC devleti de bunun karşılığını almalı. Bu konuda çalışıyoruz” dedi.
Düzensiz Göç Merkezi ile ilgili binanın kiralandığını, çalışanların da eğitime gönderildiğini ifade eden Oğuz, amacın burayı bir an önce faaliyete geçirmek olduğunu söyledi.
Dursun Oğuz, tutuklu ve hükümlü mülteci sayısı konusunda da bilgi vererek, 26’sı hükümlü, 47’si hükümsüz 73 kişi olduğunu, bu kişilerin cezaevinden ayrı bir yerde tutulduğunu aktardı.