Dev köpek balığı geri dönüyor. Aksiyon yıldızı Jason Statham’ın devasa bir tarih öncesi köpek balığı ile mücadele ettiği The Meg’den beş yıl sonra, devam filmi Meg 2: Çukur 4 Ağustos’ta vizyona girdi. Statham bir kez daha kendini, soyu tükenmiş olduğu varsayılan devasa bir köpek balığıyla karşı karşıya bulacak.
Film her ne kadar kurgu olsa da konu aldığı yaratık bir zamanlar gerçekten de vardı. Yaklaşık 3,5 milyon yıl önce yok olan Megalodon köpek balıkları, 20 milyon yıl boyunca okyanuslarda terör estirdi. Onlar var olmuş en büyük deniz yırtıcılarından biriydi. Ancak tam anlamıyla ne kadar büyük oldukları ve nasıl bu hâle geldikleri yakın zamana kadar bilinmiyordu. Yeni araştırmalar ise bu canlıların nasıl yaşamış, avlanmış ve beslenmiş olabileceklerine dair bilgiler sunuyor.
Büyük dişler
Otodus megalodon olarak sınıflandırılan Megalodon köpek balıkları, fosilleşmiş olan devasa üçgen dişleri sayesinde 1840’lardan beri bilim dünyası tarafından biliniyor. ‘‘Megalodon’’ ismi Antik Yunanca’da ‘‘büyük diş’’ anlamına geliyor. Adının hakkını veren megalodonların dişlerine dair bazı örnekler 16,8 cm uzunluğunda. Karşılaştırma yapmak gerekirse, büyük beyaz köpekbalığı dişleri 7,5 cm civarında.
Bu gizemli yırtıcıları araştıran paleontologlar, megalodon dişlerini vücut boyutları bilinen diğer köpek balıklarının dişleriyle karşılaştırarak bu canlıların vücutlarını ölçeklendirdi. Birçok çalışma megalodonun 20 metreye kadar büyüyebileceğini öne sürse de Chicago’daki DePaul Üniversitesi’nden paleobiyolog Kenshu Shimada bu tahminlerin hatalı olduğunu savundu.
Bunun üzerine Gainesville’deki Florida Doğa Tarihi Müzesi’nde çalışan Victor Perez liderliğindeki bir ekip farklı bir bakış açısı benimsedi: Diş genişliği ağız büyüklüğünü belirlediğinden, dişlerin yüksekliğinden ziyade genişliğine baktı. Bu da megalodonun gerçekten 20 metreye kadar büyüyebileceğini gösterdi. İsviçre’deki Zürih Üniversitesi’nde deniz paleontoloğu olan Catalina Pimiento, analizlerinin ‘‘çok tatmin edici’’ olduğunu söylüyor. Shimada da bu üst uzunluğun mümkün olduğunu kabul ediyor.
Araştırmalar megalodonun benzer modern köpek balıklarından katbekat büyük olduğunu ortaya koyuyor. Günümüzün en büyük yırtıcı köpek balıkları, ortalama 4,9 m uzunluğa ulaşan büyük beyazlar. Megalodon ise bunun üç ya da dört katı uzunluğundaydı.
Bununla birlikte modern balina köpek balığı (rhincodon typus; tropik sularda bulunan zararsız bir köpek balığı) megalodon ile benzer büyüklükte. Ancak balina köpek balıkları yırtıcı değil, süzücü (yani sudaki organizmaları veya organik parçacıkları süzerek beslenen hayvanlar.) Yaşayan en büyük hayvan olan mavi balinalar ise 30 metreye kadar ulaşabiliyor ancak balina köpek balıkları gibi onlar da suyu süzerek besleniyor.
Süper yırtıcılar
Sadece dişleri bile megalodonun nasıl bir yırtıcı olduğunu ortaya koyuyor. Peki ama bu canlılar neyle besleniyordu? Araştırmacılar bu soruyu yanıtlamak için dişlerin kimyasal analizlerine yöneldi.
Yaklaşımlardan biri nitrojene bakmaktı. Bir hayvanın vücudundaki tüm nitrojen, yiyeceklerindeki proteinden geliyor. En önemlisi, hayvanların vücutları yedikleri gıdalardaki nitrojen-14’ten daha fazla nitrojen-15 tutuyor. Yani besin zincirinin daha yukarısında yer alan hayvanların vücutlarında daha yüksek oranda nitrojen-15 bulunuyor.
2022 yılında yapılan bir çalışmada, Kim’in de aralarında bulunduğu araştırmacılar megalodon dişlerinin aşırı derecede yüksek nitrojen-15 seviyelerine sahip olduğunu buldu. Bu da megalodonun, modern yırtıcı orkalar gibi en büyük avları yiyen üst düzey bir avcı olduğunu gösteriyor. Kaliforniya Üniversitesi’nde ekojeokimyacı olan ve megalodon dişlerinin kimyası üzerine çalışan Sora Kim, ‘‘Megalodon süper-uç bir yırtıcı olabilir’’ diyor. Kim, çalışmaların önemli ölçüde çeşitlilik gösterdiğini de ekliyor: Tüm megalodonlar aynı şeyleri yemiyordu.
Pimiento bu belirsizliğin bir kısmının yavrular ve yetişkinler arasındaki farklılıklardan kaynaklanabileceğini söylüyor. ‘‘Modern türlerden köpek balıklarının büyüdükçe beslenme şekillerini değiştirdiğini biliyoruz’’ diyor. Yavru büyük beyaz köpek balıkları çoğunlukla balık yerken, yetişkinler deniz memelilerini tercih ediyor. Genç megalodonlar da büyüdükçe benzer bir değişim geçirmiş olabilir: Megalodonların bazen fok gibi küçük deniz memelilerini hedef aldığına dair kanıtlar var. Pimiento, ‘‘Uç yırtıcılar sadece yetişkin olduklarında bu seviyeye ulaşıyor’’ diyor.
Aslında genç megalodonlar muhtemelen ebeveynlerinden oldukça farklı hayatlar yaşıyordu. 2010 yılında Pimiento ve meslektaşları, Panama’nın bir bölgesinde bulunan megalodon dişlerinin alışılmadık derecede küçük olduğunu ve bu köpek balıklarının neredeyse tamamının yavru olduğunu buldu. Bilim insanları bölgenin kreş görevi gören sığ bir deniz olduğu sonucuna vardı. Yavru megalodonlar burada nispeten güvenli bir şekilde beslenebiliyordu, çünkü daha büyük yırtıcılar bu kadar sığ sulara girmekte zorlanıyordu.
2 metrelik yamyam bebekler
Megalodonların üremesine dair bilgiler, Shimada ve meslektaşlarının 2020 yılında yaptığı bir çalışmada ortaya çıktı. Nadir bulunan bir dizi korunmuş omuru inceleyen araştırmacılar, söz konusu megalodonun 9,2 m uzunluğunda olduğu tespit etti. Ekip, omurlardaki ağaç halkalarına benzeyen büyüme bantlarını inceledi. Bunlar, hayvanın 46 yaşında öldüğünü ve canlının doğduğunda yaklaşık 2 m uzunluğunda olduğunu gösterdi.
Bu inanılmaz büyük doğum boyutu, balığın doğmadan önce, birçok balık türünde olduğu gibi bir yumurta içinde bırakılmak yerine annesinin içinde bulunduğunu işaret etti. Ekip ayrıca embriyonun anne karnındayken diğer yumurtaları yiyerek bu kadar büyüyebildiğini belirtti. Kulağa şok edici gelse de bu tür ‘‘rahim içi yamyamlık’’ örnekleri modern köpek balıklarında yaygın. Bu durum, annelerin nispeten az sayıda yavru ürettiği ancak her birinin mümkün olduğunca fazla beslendiği anlamına geliyor.
Sıcakkanlı okyanus canavarı
Pimiento ve meslektaşları 2022 yılında bir megalodonun üç boyutlu modelini yayınladı. Nadir bulunan, neredeyse eksiksiz bir omurga kemiğini tarayan bilim insanları, türün tam bir iskelet modelini yeniden oluşturdu. Pimiento, ‘‘Bu ölçümlerle birçok ekolojik özellik hakkında çıkarım yapabildik’’ diyor.
Örneğin, megalodonun günümüzde yaşayan tüm köpek balıklarından daha hızlı, yaklaşık 1,4 m/s ortalama seyir hızıyla büyük mesafeler kat edebilen usta bir yüzücü olduğu sonucuna vardılar. Ekip ayrıca midenin büyüklüğünü ve çene açıklığını da tahmin edebildi. Pimiento, ‘‘Çene açıklığı o kadar büyüktü ki ağızlarına devasa avları sığdırabilirlerdi’’ diyor. Yetişkin bir megalodon, modern bir orka büyüklüğündeki bir hayvanı birkaç ısırıkta yiyebilirdi. Üstelik böyle bir öğün onu uzunca bir süre idare edebilirdi. Pimiento, ‘‘Tek bir öğünle bile çok uzun mesafeler kat edebilirdi’’ diyor.
Pimiento ve meslektaşları tüm bunlara dayanarak megalodonu, kolaylıkla bir okyanustan diğerine yüzebilen ‘‘okyanus ötesi bir süper avcı’’ olarak tanımladı. Bu aktif yaşam tarzı başka bir özellik tarafından destekleniyordu: Sıcakkanlılık. İlginç bir şekilde bu yırtıcılar soğukkanlı (iç sıcaklıkları büyük ölçüde çevreleri tarafından belirlenen) ve sıcakkanlı (kendi ısılarını üreterek iç sıcaklıklarını kontrol eden) canlılar arasında bir spektrumda yer alıyor.
"Çene açıklığı o kadar büyüktü ki ağızlarına devasa avları sığdırabilirlerdi.’’
2016 yılında Ferrón ve meslektaşları, bölgesel endotermiye, yani megalodonun vücudunun bazı kısımlarını çevresindeki sudan daha sıcak tuttuğuna dair çeşitli kanıtlar sundu. Ardından Haziran 2023’te Shimada ve Kim’in de aralarında bulunduğu bir ekip, fosilleşmiş dişlerdeki minerallerden megalodonun kısmen sıcakkanlı olduğuna dair ek kimyasal kanıtlar yayınladı.
Kim, ‘‘Megalodon bir deniz memelisi kadar sıcak gibi görünmüyor’’ diyor. Özünde iç ısı üretiyor ama uzuvlarında üretmiyor olabilir ya da büyüklüğü ısıyı korumasına yardımcı olmuş olabilir. Her iki durumda da içi sıcaktı. Kim, ‘‘Bunun gerçekten çok büyük faydaları var’’ diyor. ‘‘Bu özellik onların daha hızlı bir şekilde daha uzak mesafelere ulaşabilmesini ve daha soğuk sulara girebilmesini sağladı.’’
Evrim ve yok oluş
O. megalodonun aslında on milyonlarca yıl boyunca kademeli olarak birbirlerine dönüşen bir dizi Otodus türünün sadece en sonuncusu olduğu ortaya çıktı. Pimiento, ‘‘Zaman içinde boyutları arttı ve O. megalodon ile zirveye ulaştı’’ diyor. Ancak görünüşe göre megalodonun büyüklüğü ve sıcakkanlılığı onun çöküşüne de neden olmuş olabilir. Pimiento, ‘‘Deniz seviyesi düştüğünde ve yeterli av olmadığında megalodonun nesli tükendi’’ diyor.
Pimiento ve meslektaşları 2017 yılında, okyanuslardaki megalodon ve diğer bazı büyük deniz canlılarını ortadan kaldıran kitlesel bir yok oluş tespit etti. ‘‘Tüm hayvanların yüksek bir metabolik talebi vardı’’ diyor. Av azaldığında, megalodonun sıcakkanlı yaşam tarzı enerjik olarak çok maliyetli hâle geldi. Kim, ‘‘Bir megalodon kadar büyük olduğunuzda, yaşamınızı sürdürmek için çok fazla yiyeceğe ihtiyaç duyarsınız’’ diyor.
Bu yok oluş milyonlarca yıl önce gerçekleşti. Pimiento ve meslektaşları tarafından 2014 yılında yapılan bir çalışmada bu tarih 2,6 milyon yıl öncesine dayandırıldı. Ancak 2019 yılında başka bir grup tarafından yapılan araştırmada bu tarih 3,5 milyon yıl öncesine çekildi. Shimada bu erken tarihin ‘‘daha güvenilir’’ olduğunu söylüyor.
"Deniz seviyesi düştüğünde ve yeterli av olmadığında megalodonun nesli tükendi.’
Kesin olan şey ise megalodonun artık denizlerde olmadığı. Çok geniş alanlarda avlandığı ve genellikle balinalar gibi büyük hayvanları hedef aldığı düşünüldüğünde, hâlâ var olsaydı onu gözden kaçırmamız mümkün değildi. Araştırmacılar, türün bir şekilde hayatta kaldığını öne süren Meg filmlerinin gerçekle uzaktan yakından alakası olmadığını belirtiyor.
Shimada, ‘‘İnsanlara megalodonun soyu tükenmiş bir tür olduğunu ve sadece fosil kayıtlarında temsil edildiğini açıklamak zaten yeterince yorucu oldu’’ diyor. İnsanların bazen megalodonun dinozor çağında var olduğu gibi yanlış bir izlenime kapıldığını, oysa megalodonun çok daha sonra, belki de bundan 23 milyon yıl önce evrimleştiğini de ekliyor.
Eğer bu tarih doğruysa, megalodonlar oldukça uzun bir süre okyanuslara hükmetti. Pimiento, ‘‘Bu dev yırtıcılar artık aramızda değil. Ancak neredeyse 20 metre olan balina köpek balığı bugün hâlâ hayatta’’ diyor.