Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri'nin Kıbrıs sorunuyla ilgili Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar’ın önümüzdeki haftalarda Kıbrıs’a yeniden gelişi ışığında, atacağı bir sonraki adımların hazırlığını yaptığı belirtildi.

Fileleftheros gazetesi, Kostas Venizelos imzasıyla “İngiliz Fikirlerinin Mayın Tarlasında- Kendi Tariflerini Sunmak İsteyen İngiliz Perde Gerisi- Perde Gerisinde Evlenmeden Önce Ayrılma Senaryosu İleriye Götürülüyor- Londra Kendi Pişirip Kurtarsın İstiyor” başlıklarıyla geniş bir şekilde yer verdiği analizinde, Holguin’in önümüzdeki haftalarda Kıbrıs’a yeniden gelişi ışığında, atacağı bir sonraki adımların hazırlığını yaptığını, İngiltere Dışişleri Bakanlığının ise perde gerisinde Kıbrıs sorunuyla ilgili kendi fikirlerinin tercih edilmesi için hamlelerde bulunduğunu yazdı.

BM Genel Sekreterinin Kıbrıs sorunuyla ilgili Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar’ın bölgeye gerçekleştireceği bir sonraki ziyaretinde nasıl hareket edeceği konusunda manzara pusluyken, perde gerisinde güçlü bir İngiliz hareketliliği gözlemlendiğini kaydeden gazete, hedeflenen şeyin İngilizlere ait fikirler ve metodolojinin ilerletilmesi olduğunu belirtti.

Şekillenmekte olan ortamda asıl meselenin Holguin’in bölgeye ikinci ziyaretinde nasıl hareket edeceği olduğunu kaydeden gazete, “bazı bilgilere” atıfta bulunarak, Holguin’in keşif görüşmelerini ve sivil toplumla görüşmelerini bitirdikten sonra anlaşmazlıklar arasında köprü kurulmasıyla ilgili bir denemede bulunabileceğine işaret etti.

Bunun, Holguin’e köprü kurucu rolün verileceği anlamına geldiğini kaydeden gazete, Rum kesiminin farklı pozisyonlar arasındaki uzlaşmanın sonucu olacak bir formül oluşturma mantığında ortak bir zemin bulmanın mümkün olduğunu düşünmediğini bildirdi.

Gazete çünkü Rum kesiminin BM çerçevesi içerisinde hareket ettiğini, Türk tarafının ise aşırı ve uluslararası örgütün görev tanımı dışında tezler ortaya koyduğunu ileri sürdü.

İlk bakışta Holguin’in Kıbrıs’a ilk ziyaretinde en azından ilk aşamada bir “tespit alanında” hareket ettiğini yazan gazete, Holguin’in konuyu bilmesine rağmen “iyi bir dinleyici olmayı” tercih ettiğine işaret etti.

Holguin’in esas oyuncularla temasları dışında sivil toplumla temaslarına da ağırlık verdiğini kaydeden gazete, Holguin’in bu temaslarında bir “haritalama” yapmaya çalıştığını yazdı.

Holguin’in “neyin yanlış gittiğini ve Kıbrıs sorununun bunca yıldır neden çözülmediğini anlamaya çalıştığını” kaydeden gazete, Holguin’in Rum tarafındaki muhataplarına Annan Planı'nın neden 2004 yılında Rum kesimi tarafından reddedildiği ve Rum kesiminin neden 2017 yılının yazında Crans Montana konferansını terk ettiği sorularını sorduğunu da aktardı.

Bu soruların “sorumluluklar ve suçluların yaratılmasıyla” alakalı olduğunu yazan gazete, Holguin’in muhtemelen kafasında bir resim oluşturmaya çalıştığını, ancak aynı zamanda geçmişten de bahsettiğinin açık olduğunu belirtti.

Gazete, Holguin’in bunu, bir sonraki adım atılmadan önce, Rum kesimine yönelik baskı için yaptığını kaydederek, bunun yeni bir başarısızlık durumunda ne ortaya çıkabileceği konusunda perde gerisinde duyulanlarla (özellikle de Kıbrıslı Türklerin statüsüyle ilgili olarak) bağlantısı yok gibi görüldüğüne işaret etti.

Türk tarafının bu konuyu ısrarlı bir şekilde ortaya koyduğunu ve bunu KKTC’nin tanınmasıyla ilişkilendirdiğini kaydeden gazete, Türk tarafının bu talebinin yerine getirilmesi için yolun zor ve uzun olduğunu, ancak eldeki bilgilerin “bazı ara istasyonlar olduğunu belirttiğine” dikkati çekti.

İzolasyonların kaldırılması... Tayvan modeli

Bahsedildiği üzere Kıbrıslı Türklerin izolasyonunun kaldırılması için bazı hamleler yapılabileceğini belirten gazete, bunun kademeli olarak bir Tayvan modeline atıfta bulunabileceğini ifade etti.

Gazete, konu hakkında “bilgi edinmiş kaynaklara” atıfta bulunarak “kimsenin daha düğün olmadan ayrılmaktan bahsedemeyeceğini” kaydetti.

Gazete “Türkiye ile Kıbrıs’tan Kafkaslar ve Afrika’da Siper Savaşları” ara başlıklı haberinde ise, KKTC’nin düzeyinin yükseltilmesiyle ilgili Türk hareketlerinin Ankara ile Lefkoşa Rum kesimi arasında sürekli bir siper savaşına neden olduğunu yazdı.

Lefkoşa Rum kesiminin başka bir alanda, KKTC’nin düzeyinin yükseltilmesini önlemek için savaş verdiği iddiasında bulunan gazete, Türkiye Dışişleri Bakanlığının KKTC’yle ilişki kurmaları için dost devletlere baskı yaptığını, Rum kesiminin ise bunu önleyici şekilde müdahalede bulunduğunu ve faaliyet gösterdiğini kaydetti.

Gazete haberinde, Rum Dışişleri Bakanı Konstantinos Kombos’un 24-26 Mart tarihlerinde Kazakistan’a gideceğini de ekledi.

Gazete “Kıbrıs Sorunu İstila ve İşgal Sorunudur” başlıklı başka bir haberinde ise, Mihalis İgnatiyu’nun kaleme aldığı köşe yazısına yer verdi.

İgnatiyu yazısında, Yunanistan’ın (Kıbrıs Rum asıllı) Denizcilik Bakanı Hristos Stilyanidis’in kısa süre önce Yunan meclisinde yaptığı konuşmada kullandığı ve tepki çeken “Kıbrıs’ın yarısı Türk’tür” şeklindeki ifadesini yorumlayarak “ileriye doğru atılan adımlar Türkiye’nin bölücü tezleriyle karşılaşacak. Lefkoşa ve Atina’da anlamadıkları şey ne?” görüşünü ortaya koydu.

Gazete başka bir köşe yazısında ise eski Rum Meclis başkanlarından Yannakis Omiru’nun analizine yer verdi.

Omiru analizinde özetle “İngilizlerin Kıbrıs karşıtı davranışlarını sebepsiz yere sürdüremeyecekleri mesajını almalarının zamanının geldiğini” ortaya koydu.