Eniz ORAKCIOĞLU
Ülkemizde yıllardır elektrik enerjisi üretiminde ciddi sıkıntılar yaşanıyor.
Enerji üretiminde mevcut santrallerin yıpranmasından dolayı yaşanan arızalardan tutun, akaryakıt eksikliğine kadar birçok olumsuzluk yaşanırken özellikle yazın en sıcak günlerinde ve kışın en soğuk günlerinde insanlar birçok kez elektriksiz kaldı, ülke karanlığa boğuldu.
Bunların yanında birçok kez gündeme kirli yakıt alımları yerleşti, kirli yakıt sebebi ile santralden çıkan kara dumanın insana ve çevreye zararı da defalarca kamuoyunda yer aldı.
Elektrik Kurumu’nun istihdamları ve yatırım eksiklikleri de sık sık konuşulan konulardan bazılarıyken kasım ve aralık aylarındaki zamlar bardağı taşıran son nokta oldu.
Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu (KIB-TEK), 1 Kasım’da elektriğe yüzde 15, bir ay sonra da Aralık’ta yüzde 7’lik zam yaptı.
Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Başkanı Üner Kutalmış, elektriğe yapılan zamların Türk Lirası’nın döviz karşısında değer kaybetmesi ve fuel oilin dolar bazlı olmasından kaynaklandığını söyleyerek, akaryakıtta olduğu gibi elektrikte de zam olmasının kaçınılmaz olduğunu vurguladı.
Enerji yönetiminin liyakat sistemi ile atanmış siyasetten arındırılmış profesyoneller tarafından ele alınması gerektiğine işaret eden Kutalmış, kısa, orta ve uzun vadede ortaya projeksiyon konulması gerektiğini ve yatırım planları yapılması gerektiğini vurguladı.
Kutalmış: Devletin farklı politikalar üretmeli
Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Başkanı Üner Kutalmış, elektriğe yapılan zamların Türk Lirası’nın döviz karşısında değer kaybetmesi ve fuel oilin dolar bazlı olmasından kaynaklandığını söyleyerek, akaryakıtta olduğu gibi elektrikte de zammın kaçınılmaz olduğunu vurguladı.
Kutalmış, insanların alım gücünün sürekli düştüğüne işaret ederek elektrikteki pahalılığın piyasadaki mal ve hizmet bedelleri artışını da tetiklediğini söyledi.
Uzun yıllar elektriğe zam yapılmaması ve devlet tarafından Kıb-Tek’in sübvanse edilmemesi ile birlikte kurumun zarara uğratıldığını hatırlatan Kutalmış, bu şekilde özelleştirmenin önünün açıldığını kaydetti.
Kutalmış, devletin farklı politikalar üretmesi gerektiğinin altını çizerek, vatandaşların döviz karşısında mağdur olmaması için bir yol bulunması gerektiğine işaret etti.
Kutalmış, yanlış yatırım ve yanlış anlaşmalar sonucunda dünyanın en pahalı elektriğine sahip olduğumuzu vurguladı.
“Alım garantili anlaşmalar ülkenin çıkarları doğrultusunda yapılmalı”
Kutalmış, alım garantili anlaşmaların ülkenin çıkarları doğrultusunda yapılması gerektiğine vurgu yaptı.
Yanlış politikalar ve yanlış anlaşmaların olumsuzluklar yarattığını söyleyen Kutalmış, yıllardır devam eden enerji açığı ve yapılmayan yatırımların, yetkilileri alım garantili anlaşmalar yapmaya mecbur kıldığını belirtti.
Kutalmış, günün sonunda AKSA ile güç artırımı için anlaşma yapıldığına, bunun da daha büyük alım garantili anlaşmalara imza atılmasına sebep olduğunu kaydetti.
Kutalmış, sözlerine şöyle devam etti:
“Santrallere yatırım yapılmıyor, teknolojiyi takip edip verimli cihaz ve santraller kurulmuyor, elektrik kesintilerine önlem alınmıyor. Günün sonunda avcumuzu açıp Allah’a dua ediyor ve birilerinin yardımını bekliyorlar. Daha sonra Türkiye’nin kapısını çalıyor ve Türkiye’deki yetkililer önlerine ne koyarsa kabul etmek zorunda kalıyorlar. Çünkü hiçbir şey karanlıktan daha kötü olamaz diyerek en verimsiz cihazları alıyorlar ve santrale kuruyorlar”.
Kutalmış, yanlış yatırımlar ve yanlış anlaşmalar sonucunda dünyanın en pahalı elektriğine sahip olduğumuzu vurguladı.
“Kısa, orta ve uzun vadede yatırım planı yapılmalı”
Enerji yönetiminin liyakat sistemi ile atanmış siyasetten arındırılmış profesyoneller tarafından ele alınması gerektiğine işaret eden Kutalmış, enerji politikalarının profesyoneller tarafından üretilmesi gerektiğine ve devlet tarafından bu politikaların kabul görmesi gerektiğine dikkat çekti.
Kutalmış, “Aksi halde ülkede enerji konusunda kaos yaşanır” diyerek, şuanda da yaşananın bu olduğunu belirtti.
Kutalmış, kısa, orta ve uzun vadede ortaya projeksiyon konulması, yatırım planları yapılması gerektiğini vurgulayarak, “Bunlar yapılmazsa günün sonunda hem ileriye dönük santral yatırımı, hem de doğru planlama yapılıp verimli cihazların alımı yapılamaz, devamında ise yenilenebilir enerji kaynaklarına da doğru şekilde ulaşma politikası yapamazsınız” dedi.
“Yıllarca yenilenebilir enerji kaynaklarında yanlış politikalar uygulandı”
Kutalmış, yıllarca yenilenebilir enerji kaynaklarında yanlış politikalar uygulandığının altını çizerek, güneş paneli ile enerji üretme noktasında üretilen yanlış politikadan bahsetti.
Güneş panelinde en başta çok ciddi kurulumlara izin verildiğine işaret eden Kutalmış, “Devamında dünyanın hiçbir yerinde olmayan depolamalı ve yüzde 100 mahsuplaşma sistemi uygulandı. Sonrasında geçirilmesi gereken enerji verimliliği yasasını geçirilmedi. Buna bağlı olarak insanlar ihtiyacından fazla kurulumlar yaptı. Büyük kurulumların önü açıldı” dedi.
Kutalmış, ada ülkesi olmamızdan dolayı izole bir yapımız olduğuna dikkat çekerek, enterkonnektenin ise Güney Kıbrıs’la olduğunu, bunun ise ülkemize belli bir esneklik sağladığını, daha çok güneş paneli kurulumu yapabilmek için elimizde kısıtlı imkanlar olduğunu belirtti.
Bunların yanında belli noktalara hesapsız izinlendirmeler yapıldığı için o bölgelerde voltaj düşümü ve voltaj yükselmesi sıkıntıları yaşandığının altını çizen Kutalmış, bu sıkıntılara çözüm olarak izinlendirme yapılmaması ve kısıtlamaların ortaya çıktığına işaret etti.
Kutalmış, ülkemizde yapılan hatanın problem açığa çıktıktan sonra yasaklama getirmek olduğunu söyleyerek, yapılması gerekenin problemin çıkmaması için planlama ve düzenleme yaparak izinlendirme yapmak olduğunu vurguladı.
Kutalmış, “Bu nedenle liyakat sistemi ile profesyonellerin çalışması gerektiğini ve bu olumsuzlukları düzgün bir şekilde önüne geçilmesi gerektiğini söyledik” dedi.