Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Başkanı ve Yönetim Kurulu üyeleri, YÖDAK’ı ziyaret etti.
KTTB’den verilen bilgiye göre, tıp, diş hekimliği fakülteleri, tıpta ihtisas ve diş hekimliğinde doktora eğitimlerinin standardize edilip etkin şekilde denetlenmesi gerektiği belirtilerek, ülkede verilen akademik unvanların YÖDAK tarafından etkin denetlenmesi gerektiği vurgulandı.
Ziyarette, YÖDAK Başkanı Turgay Avcı’ya verilen önerilerle ilgili metin şöyle;
“Tıp ve Diş hekimliği eğitiminin temel amacı para kazanmak değil, toplum sağlığına hizmet eden, sağlık alanındaki yenilikleri takip edebilen iyi hekimler yetiştirmek olmalıdır. Tıp ve Diş Hekimliği Fakülteleri ticarethane değil “iyi hekim” yetiştirme yuvaları olmalıdır.
Hekimlerin meslek icraları sırasındaki başarıları, aldıkları eğitimin kaliteli olması ile ilişkilidir. Hekimlerin hastalarına, topluma ve kendilerine karşı sorumlulukları vardır.
Ülkemizdeki kontrolsüz, plansız ve anlaşılması imkansız şekilde artan Tıp ve Diş hekimliği fakültelerinden dolayı gelecekte hekimlik mesleği icra edecekler, ülke sağlık sistemimiz ve ülkemize Tıp ve Diş hekimliği eğitimi almaya gelen yabancı öğrencilerin ülkelerindeki gelecekteki sağlık hizmetleri için endişe duymaktayız.
Gelişmiş ülkelerde Tıp Fakültesi ortalaması yaklaşık 1milyon nüfusta 1 iken, ülkemizde şuanda yeni onaylanan 3 Tıp Fakültesi ile bu oran 1 milyon da 20’ye çıkmıştır. Ülkemiz bu alanda dünya şampiyonu olmuştur.
8 tane Tıp Fakültesi ve 11 Diş Hekimliği bu ülkeye çok fazladır, hekim adaylarının kaliteli eğitim almaları neredeyse imkansızdır, bu nedenle, haklı olarak gelecekte eğitimleri sorgulanacaktır. İvedi şekilde Tıp ve Diş Hekimliği Fakültelerine akreditasyon şartı getirilmeli ve düzenli olarak etkin şekilde alt yapıları, eğitici kadroları ve eğitim standartları denetlenmelidir.
Tıp ve Diş hekimliği eğitimi ciddi bir iştir, derslikleri kurmak yeterli değildir. Ciddi eğitici kadrosu, alt yapı ve hasta potansiyeli şarttır.
Nitelikli Tıp ve Diş hekimliği eğitimi nitelikli sağlık sisteminin ana unsurlarındandır. Ülkemizde artan alt yapısı yetersiz Tıp ve Diş hekimliği fakülteleri nedeni ile hem ileride bizim hem de ülkemize hekim olmak ümidi ile gelen insanların ümitleri, hayalleri çalınmamalıdır.
Bu Fakültelerde yetiştirilen hekimlerin etkin, yeterli olmaması halinde, hem bizim hem de eğitim alma umudu ile gelen insanların ülkelerindeki sağlık sistemi ve hastalar ve bu hekimler için ciddi risk oluşturacaktır.
Şunu eklemek isteriz ki, sadece YÖDAK onaylı Tıp Fakültesi mezunları gelecekte Tıpta Uzmanlık Sınavı (TUS)’a girmekte veya uzmanlık eğitimi için yurt dışına gitmekte ciddi sıkıntılar yaşayacak, hatta belkide gidemeyeceklerdir. Sadece YÖDAK onaylı fakültelerden mezun olanların, Kıbrıs’ın kuzeyi dışında hekimlik yapmalarında ciddi sıkıntı yaşamaları olasıdır.
Başka Tıp ve Diş Hekimliği Fakültesine onay verilmemelidir, onay verilenler objektif, global kriterlere göre etkin şekilde denetlenmelidir.
Denetimlerde Tıp ve Diş hekimliği eğitiminden anlayan hekimler olmalıdır, yoksa bu kadar fazla ve yetersiz Tıp Fakültelerinin sonu hem sağlık sistemi, hem hastalar, hem de hekim olma ümidi ile ülkemize gelenler için çok hüsran olacaktır.
Ülkemizde verilen Tıpta ihtisas eğitiminin etkin denetimi, yetkinliğinin kontrolü ve girişlerin standardize edilebilmesi için yetkili ve etkin “Tıpta Uzmanlık Kurulu” kurulmalıdır.
Bu kurul oluşumunda ve çalışmasında aktif çalışmaya hazır olduğumuzu açıkça belirtmek isteriz. Diş hekimliği doktora eğitimlerinin yeterliliği, yeterli eğitici kadro bulunup bulunmadığı ve pratik eğitimlerinin yeterliliği kontrol edilmelidir.
Kıbrıs’ın kuzeyinde verilen akademik unvanlarla ilgili ciddi şüphelerimiz mevcuttur. YÖDAK yasasına uygun olmayan, farklı sebeplerle unvanlar verilmektedir. Verilen akademik unvanların yasal mevzuata uygunluğunu denetlemek YÖDAK’ın görevidir.
YÖDAK’la Tıp ve Diş Hekimliği eğitimleri ile ilgili her konuda birlikte çalışmaya açık olduğumuzu vurgulamak ister, tekrardan Tıp ve Diş hekimliği, Tıpta uzmanlık ve Diş hekimliğinde doktora eğitimlerinin sağlık sistemimizin gelecekte kaliteli ve yeterli olmasının vazgeçilmez olduğunu vurgulamak isteriz.”