Kooperatif Görevlileri Sendikası (KOOP-SEN) Başkanı Mehmetali Güröz, kooperatiflerin özel sektörden hiçbir farkının kalmadığını belirterek kooperatifçiliğin devlet politikası olmaktan çıktığını söyledi.

   Güröz, 1990’lı yıllardan sonra kooperatiflere sağlanan kurumlar vergisi muafiyeti, harç ve KDV indirimleri gibi çeşitli ayrıcalıkların kaldırıldığını ifade etti.

   Kooperatifçiliğin siyasetten arındırılması gerektiğine dikkat çeken Güröz, Kooperatif Merkez Bankası’nın 1983’ten beri işgal altında olduğunu, “kayyum” tarafından yönetildiğini söyledi, “Siyasiler bankamızı sanki bir çiftlik gibi ‘oy havuzu’ olarak görüyor” dedi.

   Güröz, 1983 yılındaki kötü durumun ortadan kalktığını, Kooperatif Merkez Bankası’nın artık yıllardır kârlı bir durumda olduğunu belirterek bir an önce Genel Kurul yapılması gerektiğini dile getirdi.

   BAĞIMSIZ TV’de Okan Veli Şafaklı ve Deniz Gürgöze'nin hazırlayıp sunduğu “Sıra Dışı” programına konuk olan KOOP-SEN Başkanı Mehmetali Güröz, kooperatifçiliğe yıllardır gereken önemin verilmediğini söyledi.

   Güröz, eskiden kooperatiflerin bazı ayrıcalıklar sayesinde topluma ucuz hizmet verdiğini, kaliteli mal ürettiğini ve ucuza finansman sağladığını ancak 1990’lı yıllardan sonra kooperatifçiliğe sağlanan ayrıcalıkların kooperatiflerin elinden alındığını vurguladı.

   “Serbest piyasa” ve “liberal ekonomi” denilerek kooperatifçiliğin bir kenara itildiğine dikkat çeken Güröz, 1930’lu yıllardan beri var olan kooperatifçiliğin 1974’ten sonraki dönemde ekonominin yüzde 80’inin kooperatiflerin elinde olduğunu dile getirdi.

“Kooperatif Merkez Bankası 1983’ten beri işgal altında”

   1974’ten sonra özel sektör ve “özel girişimlerin olmadığına değinen Güröz, 1980’li yıllarda kooperatiflere önem verildiği için Kooperatifler Bakanlığı’nın da bulunduğunu söyledi.

   Güröz, özel sektör girişimlerin artmasıyla kooperatifçiliğin yok sayılarak ikinci plana atıldığını ifade etti.

   Mehmetali Güröz, 1983 yılında Kooperatif Merkez Bankası yönetiminin bazı “yanlışlarından” dolayı bankanın 219 küçük köy kooperatifinin elinden alındığını kaydetti.

   Kooperatif Merkez Bankası’nın 1983’ten beri “kayyum” tarafından yönetildiğini ve işgal altında olduğunu belirten Güröz, “Siyasiler bankamızı sanki bir çiftlik gibi ‘oy havuzu’ olarak görüyor” dedi.

“1990’lı yıllarda kooperatiflere sağlanan ayrıcalıklar kaldırıldı”

   Güröz, Kooperatif Merkez Bankası’nın iştirakleriyle birlikte ülkenin en büyük işletmesi olduğunu söyleyerek hükümetlerin bankayı idare etmeye başladığı günden beri her şeyin kötüye gittiğini ifade etti.

   1990 yılına kadar kooperatiflerin kurumlar vergisinden muaf olduğuna dikkat çeken Güröz, kooperatiflere çeşitli harçlarda, KDV’de ve hammadde girişlerinde indirim uygulandığını söyledi.

   Güröz, kooperatiflerin bu ayrıcalıklar sayesinde ucuza mal ürettiğini ancak 1990’lı yıllarda bu ayrıcalığın geri alındığını vurguladı.

“Kooperatiflerin özel sektörden farkı kalmadı”

   Kooperatiflerin özel sektörden hiçbir farkının kalmadığını belirten Güröz, bu bağlamda KOOP-SÜT ile diğer süt fabrikalarının da birbirinden farkının olmadığını kaydetti.

   Güröz, KOOP-SÜT’ün hijyenik koşullarda üretim yaptığını, çalışanlarının sosyal hak ve menfaatlerini verdiğini, devlete karşı yükümlülüklerini yerine getirdiğini, kâr ettiğinde vergisini ödediğini ancak haksız rekabete uğradığını vurguladı.

   Birçok özel sektörün kaçak işçi çalıştırdığını, çalışanlarına asgari ücret verdiğini, sosyal sigorta ve ihtiyat sandığı yatırımlarını yapmadığını, devlete karşı vergisini de ödemediğini söyleyen Güröz, bu durumun haksız rekabete yol açtığını dile getirdi.

“Mangalda eriyen hellim sahtedir”

 

   Güröz, süt sektöründe hile yönetimimin çok olduğunu belirterek “Hilenin çok olduğu yerde kâr da çok fazla olur” diye konuştu.

   “Mangalda eriyen hellim sahtedir” diyen Güröz, bu tarz hellimlerde hormon ve katkı maddesinin bulunduğunu, bu nedenle bu tarz hellimlerin maliyetinin daha düşük olduğunu vurguladı.

“Kooperatifçiliğin devlet politikası olmaktan çıktı”

   Güröz, Kooperatif Şirketler Mukayyitliği’nin araç-gereç eksikliğinin giderileceğinin söylendiğini ancak bugüne kadar adım atılmadığını belirtti.  

   Mehmetali Güröz, Kooperatif Şirketler Mukayyitliği’nin kooperatifleri denetlediğini ancak personel ve araç eksikliği nedeniyle bu denetimlerin yetersiz olduğunu söyleyen Güröz, “Bu yüzden 10 yıldır denetlenmeyen kooperatifler var” diye konuştu.

   Ayrıca mukayyitliğin denetleyip siyasi davrandığı konuların da olduğunu dile getiren Güröz, kooperatifçiliğin devlet politikası olmaktan çıktığını söyledi.

“Siyasetten arındırılmış bir yapı oluşturulmalı”

   Güroz, Kooperatif Şirketler Mukayyitliği’nin başına üçlü kararnameyle atama yapıldığını belirterek üçlü kararnameyle atamanın kaldırılması ve siyasetten arındırılmış bir kooperatifçilik yapısı oluşturulması gerektiğini vurguladı.

   Kooperatifçilik siyasetten arındırılmadığı sürece var olan sorunların yaşanmaya devam edeceğini ifade eden Güröz, sistemin değiştirilmesi gerektiğine dikkat çekti.

“İki yasa birbiriyle iç içe girdi”

   Bankalar Yasası’na işaret eden Güröz, Bankalar Yasası’nın Kooperatifler Yasası’yla iç içe girdiğini, bu yüzden de çelişki ve yetki karmaşası yaşandığını söyledi; siyasilerin bu durumu bir an önce çözmesi gerektiğini vurguladı.

   Güröz, bankacılık lisansına haiz kooperatiflerin idari açıdan Kooperatif Şirketler Mukayyitliği’ne, bankacılık sistemi, denetimi ve gözetimi açısından ise KKTC Merkez Bankası’na bağlı olduğunu ancak bu ayrımın darmadağın olduğunu; “kimin kime hizmet ettiğinin” bilinmediğini söyledi.

“Bir an önce Genel Kurul yapılmalı”

   Güröz, KKTC’de 184’ü aktif, 9’u tasfiyeli, 24’ü işlevsiz olmak üzere toplam 219 kooperatifin bulunduğuna dikkat çekerek şu anda aktif durumda olan 184 kooperatifin Kooperatif Merkez Bankası’na sahip çıkabileceğini kaydetti.

   1983 yılındaki kötü durumun ortadan kalktığını, Kooperatif Merkez Bankası’nın artık yıllardır kârlı bir durumda olduğunu belirten Güröz, bir an önce Genel Kurul yapılması gerektiğini dile getirdi.

“2019’da dönemin mukayyidi KOOP-SÜT’e operasyon çekti”

   KOOP-SÜT’ün bir dönem battığını ve 2013’ten 2019’a kadar 15 kooperatifin 6 sene boyunca şeffaf bir şekilde bu kurumu yönettiğini anımsatan Güröz, şöyle devam etti:

   “Bu dönemde Kooperatif Şirketler Mukayyidi bize karışmamış ve KOOP-SÜT siyasetten arındırılmıştı. Biz bu dönemde kurumun 22 milyon olan tüm borcunu kapattık, 12 milyon birikmiş zararını kapattık ve artıya geçirdik.

   2019’da 1 milyon 750 bin Euro nakit para bıraktık. Ama 2019’daki dönemin mukayyidi operasyon çekerek 15 kooperatifi baskı altına aldı.

   Genel kurulda şeffaf, temiz bir şekilde kurumu yöneten yöneticilerin hepsine seçimi kaybettirdi. Biz o dönemde ihracatta ve süt alımında bir numaraydık. Ancak 2019’dan bugüne kadar geçen sürede KOOP-SÜT çok geriye gitti, bugün de dibe doğru gitmeye devam ediyor.”

Editör: Batuhan Borakan