Meclis Genel Kurulu toplantısı tamamlandı. Ekonomi Maliye Bütçe ve Plan Komitesi'nde bütçe görüşmelerine geçildi.

Genel Kurul toplantısında ilk olarak Genel Kurul’a sunuşlar yapıldı. Genel Kurul, 2-3 Aralık tarihli Genel birleşimlerinin İsias Davası'nın izlenmesi için oluşturulan Geçici Komite'nin Adıyaman'daki davaya katılımına olanak sağlanması amacıyla ertelenmesini, 9 Aralık -20 Aralık arasında ise 2025 Mali Yılı Merkezi Devlet Yönetimi Bütçe Yasa Tasarısı’nın Genel Kurul'da görüşülmesini oy birliği ile kabul etti.

Genel Kurul’da daha sonra “Gemilerle İlgili Harçlar ve Ücretler Değişiklik Yasa Tasarısı”nın komitede görüşülmesine ilişkin ivedilik tezkeresi ele alındı.

ARIKLI

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı tasarı üzerine bilgi vermek üzere kürsüye çıktı. Konunun uzun süredir gündemi meşgul ettiğini ifade eden Arıklı, 1976’da kurulan Liman İşçileri Şirketi’nin uzun yıllar limanlardaki işleri tek başına götürdüğünü kaydetti.

Şirketin, başlangıçta 350’nin üzerinde çalışanı bulunduğunu ancak personelin yaş sınırına bağlı olarak emekli olmasıyla 2020 yılına gelindiğinde yalnızca beş çalışanın kaldığını belirten Erhan Arıklı, “Bu çalışanlar da 65 yaş sınırını doldurdu ancak şirketin yetkileri kaldırılmadı ve yasa yürürlükte kaldı” dedi.

Arıklı, 2020 yılında dönemin Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Tolga Atakan tarafından şirketin yetkilerinin iki yıl uzatıldığını, ancak hükümete geldikten sonra bu uzatmayı kabul etmediklerini ifade ederek yapılanlardan bahsetti.

Limanların özelleştirilmesi konusuna da değinen Arıklı, Türkiye Cumhuriyeti Denizcilik İşletmeleri ve Özelleştirme İdaresi’nden gelen uzman ekiplerin hazırladığı teknik raporlara dikkat çekti. Bu raporlarda, Girne Limanı mendireğinin ciddi hasar gördüğü ve her an yıkılabileceğinin, Mağusa Limanı’nın ise altyapı sorunları nedeniyle bir-iki yıl içinde çökmeler yaşayabileceğinin belirtildiğini söyledi.

Elleçleme işlerinin yürütülmesi için ihale açıldığını kaydeden Arıklı, ihalenin süresinin özelleştirme çalışmalarının tamamlanma süresine bağlı olarak belirlendiğini dile getirdi. Erhürman ayrıca Kalecik bölgesinde yeni bir liman inşa edilmesi planlandığını söyleyerek, “Kirli yük taşımacılığı Kalecik’e taşınacak, mevcut limanlar ise turizm ve ticaret amaçlı kullanılacak” dedi.

Arıklı, Meclise sunulan dört yasa tasarısının, limanların elleçleme yetkilerinin düzenlenmesi, Liman İşçileri Şirketi’nin tasfiyesi ve limanlarla ilgili diğer yasal düzenlemeleri kapsadığını ifade etti, destek istedi.

ERHÜRMAN

CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman da Mağusa Limanı’nda elleçleme işi için ihaleye çıkılmasıyla ilgili bir sorunları olmadığını kaydetti.

Fakat son zeyilnamenin bir “tuhaflık” taşıdığını kaydeden Erhürman, eğer bir şirket 5 yıl süre için elleçleme ihalesini alacaksa, beklenen şeyin, 5 yıllık hesap yapıp bunun sonucunda maliyet ve kar beklentisi ile hareket etmesi olduğunu kaydetti.

Erhürman, zeyilname ile herhangi bir anda fes edilebilir ve yatırım tazmin edilebilir denilmesi durumunda ihaleye girecek bir şirket olmasının beklenemeyeceğin ifade etti.

Ancak, 5 yıl içinde öngörülebilir karı da tazmin ederim denilebileceğini kaydeden Erhürman, bunun da devleti zarara sokacağını belirtti.

Erhürman, “Burada bir ihale var ama ben bunu anlamadım” dedi.

BEROVA

Konu üzerine bilgi vermek üzere kürsüye çıkan Maliye Bakanı Özdemir Berova, Gazimağusa Limanı’nın özelleştirme kapsamına alındığını ve özelleştirmeyle ilgili büyük bir proje hazırlanması gerektiğini kaydetti.

Berova ihaleye çıkacak noktaya gelmek için uzmanların 5 ila 10 yıl arasında bir süreye ihtiyaç duyulduğu konusunda bilgi verdiğini söylediğini dile getirdi.

Elleçleme işiyle ilgili bir ara formül arandığını dile getiren Berova, süreç sonunda böyle bir şartnamenin ortaya çıktığını belirtti.

Şartname hazırlanırken, şirketlerin yatırım maliyetleri yanında, 10 yıl sonunda bu yatırımı yapacak yatırımcıların bu yatırımı yapmasa ve başka bir finansal araçla yatırıma gitseydi kazanacak oldukları tutarın da hesaplandığını dile getiren Berova, erken fesih halinde yatırım yapacak şirketin sözleşme sürse, elde etmesi gereken kazancının, ihaleyi alacak şirket tarafından karşılanacağını anlattı.

Berova, şu anda Liman İşçileri Sendikası Şirketi’nin kullandığı vinçlerin dava konusu olduğu için yeni ihale kapsamında kullanılmayacağını ve Serbest Liman’a çekileceğini dile getirdi.

ERHÜRMAN

CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman yeniden kürsüye çıkarak “Böyle ihale olmaz” dedi. Örneğin ikinci sene bir çökme olması halinde hemen büyük ihaleye çıkılmasının mümkün olmadığını ifade eden Erhürman, kimsenin bu beklentiyle bu ihaleye girmeyeceğini dile getirdi.

Ercan Havalimanı ihalesi ve sonraki süreçte yaşananlara işaret eden Erhürman, yapılması gerekenin ilk 5 yıl için fesih şartını kaldırmak olduğunu belirtti.

Yerinden söz alan CTP Milletvekili Teberrüken Uluçay fesihle ilgili anlatılan sürecin “hava parası” almak olduğunu savunarak, bunun hukuki zemini olmadığını belirtti.

ŞAHALİ

CTP Milletvekili Erkut Şahali de, Mağusa Limanı’nda hukuksuz şekilde süren durumun ortadan kalkması için tasarıya olumlu oy vereceklerini söylediklerini ancak zeyilname konusunun kendilerini rahatsız ettiğini belirtti.

Zeyilnamede en azından ilk 5 yılın kesintisiz olmasının güvenceye alınması gerektiğini belirten Şahali, böyle olacaksa oylarının olumlu olacağını aksi halde çekincelerinin süreceğini belirtti.

Yerinden söz alan Özdemir Berova da öneriyi hassasiyet ve titizlikle değerlendireceklerini ifade etti.

Yerinden söz alan Bakan Arıklı da bu konuyu CTP’li vekiller ve Erhürman ile uzun uzun tartıştıklarını dile getirdi, “Nasılsa konu yine Meclis’e gelecek” dedi.

Konuşmaların ardından ivedilik tezkeresi oybirliğiyle kabul edildi.

Daha sonra Kıbrıs Türk Liman İşçileri Şirketi Yasa Tasarısı, Liman İşçileri Yasasının Yürürlükten Kaldırılmasına İlişkin Yasa Tasarısı ve Limanlar Dairesi Görev ve Çalışma Esasları Yasa Tasarısı'nın komitede ivedilikle görüşülmesi oybirliğiyle kabul edildi.

Genel Kurul'da Vakıflar İdaresi 2024 Malı Yılı Ek Bütçe Yasa Tasarısı da oybirliğiyle kabul edildi.  

Daha sonra 62’nci madde tahtında konuşmalara geçildi.

ERHÜRMAN

CTP Grubu adına Tufan Erhürman “Tabii ve gayritabii afet” başlıklı konuşma yaptı. Dün yaşanan afetin ne kadar tabi olduğunun konuşulabileceğini ancak hükümetin yarattığı afetin gayri tabi olduğunu söyledi.

İklim değişikliği konusunda çalışan pek çok kişinin uzun süredir uyarılar yaptığını kaydeden Erhürman, bununla ilgili bir sistem oluşturulması gerektiğini de uzmanların ifade ettiğini anlattı.

Dün yaşanacakların önceden belli olduğunu ancak gerekli adımların atılmadığını söyleyen Erhürman, örneğin elektriği kesilenlerin elektriklerinin ne zaman bağlanacağını bilememesi yerine tek merkezden insanlara bu gibi bilgilerin verilmesi gerektiğini belirtti.

Belediyeler alarma geçerken hükümette böyle bir hareket görülemediğini dile getiren Erhürman, hükümetin ancak tespit yaptığını söyledi.

Gerçek bir kriz masası kurulması gerektiğini ancak bunun yapılmadığını söyleyen Erhürman, bebeklerin alkollü mama sonrası öldüğü süreçte yaşanan sıkıntılara da değindi.

Hükümetin birincil görevinin tazmin değil, krizi yönetmek olduğunu dile getiren Erhürman, “İyi ki belediyeler var” dedi. Öte yandan belediyelerin koordinasyonu da hükümetin sağlaması gerektiğini anlatan Erhürman, böyle olmayacaksa hükümete ihtiyaç olmadığını ifade etti, “Sosyal medya sizden çok daha iyi yönetiyor bu süreci” dedi.

Ali Kişmir davasına da değinen Erhürman, konuyla ilgili verdikleri yasa önergesine işaret etti.

Erhürman “Düşünceyi açıklama özgürlüğü artık bu halkın karakterinin, kültürünün bir parçasıdır” dedi.

Erhürman Toplu iş sözleşmeleriyle ilgili yapılması planlanan düzenlemelere de işaret etti. Belediyelerin toplu iş sözleşmesi yapması gibi bir konuya hükümetin karışmasının kabul edilebilir olmadığını dile getiren Erhürman, bu düzenleme arayışından vazgeçilmesini istedi.

Erhürman “Yasa diye getirilen şeyin içindeki kavramlar bile belli” değil diye konuştu. Toplu iş sözleşmesi düzeninin KKTC yasalarındaki yerine bakılması ve akıl yoluna dönülmesi önerisinde bulunan Erhürman, aksi halde yasa geçirmiş ama uygulayamamış konumuna düşüleceğini savundu.

İklim değişikliği konusunun ciddi bir konu olduğunu, bu coğrafyanın iklim değişikliğinden en çok etkilenecek alanlardan olduğunu söyleyen Erhürman, bu konuda Güney Kıbrıs’la da işbirliği içinde hareket etmek gerektiğini dile getirdi.

Erhürman dün yaşananların göz önüne alınarak sonraki afetler için önlem alınması gerektiğini vurguladı.

OĞUZ

İçişleri Bakanı Dursun Oğuz da doğal afetlerin yansımasının ne olacağının bilinemeyeceğini ancak tedbir almanın zorunlu olduğunu belirtti.

Olağanüstü durumlarla ilgili yapılanmalara işaret eden Oğuz, 2 Kasım’da 3 Kasım’la ilgili sarı alarm nedeniyle alınan önlemlere işaret etti.

Belediyelerin gerekli tedbirleri aldığını belirten Oğuz, öte yandan kaymakamlıkların da sevk ve idare konusunda etkin şekilde çalıştığını kaydetti.

Kıb-Tek’le ilgili de konuşan Oğuz, fırtınanın sürekli olmasının arızaların tamirine de etki ettiğini söyledi.

Sevk ve organizasyonun teknik bir konu olduğunu söyleyen Oğuz, Sivil Savunma Polis ve İtfaiyenin de dünden beridir etkin şekilde çalıştığını dile getirdi.

İklim değişikliğinin dünyanın sorunu olduğunu kaydeden Oğuz, bununla ilgili Kıbrıs’ta da ortak çalışmaya ihtiyaç olduğuna katıldığını ifade etti.

Oğuz, zararlarla ilgili kaymakamlıklara gelen ihbarların da değerlendirildiğini belirtti.

ÇAVUŞ

Yanıt vermek üzere kürsüye çıkan Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hüseyin Çavuş ise, dün yaşanan fırtına ile ilgili tüm kurumlarla birlikte halkın zararlarını minimalize edecek şekilde çalışmalar yaptıklarını söyledi. Zararları yerinde ziyaret ederek gördüklerini belirten Çavuş, üreticiyi yatırıma teşvik ederek zararların azaltılacağını kaydetti.

Bölgelerde meydana gelen zararlardan bahseden Çavuş, yeni iklim koşullarına üretimi nasıl adapte edecekleri konusunda çalışmalarını sürdürdüklerini kaydetti.

Zarar tespit çalışmalarının sürdüğünü ve üreticinin tazmin edileceğini aktaran Çavuş, eksikliklerin aşılması ile ilgili hükümetin çalıştığını söyledi.

BEROVA

Maliye Bakanı Özdemir Berova da söz alarak, küresel iklim değişikliğine bağlı doğal olayların tüm dünyada arttığına işaret etti.

CTP’nin eleştiri yapmasının doğal olduğunu kaydeden Berova," hükümetin yönetemediği" söylemini kabul etmediklerini vurguladı.

Afet ve acil durumla ilgili geçen yılın sonunda bir irade koyarak ilgili yasa tasarısını hazırladıklarını ve tasarının görüşülmek üzere beklediğini kaydeden Berova, “Afet ve acil durum yönetiminin ayrı bir merkezinin olması mutlak gerekliliklerden bir tanesidir” diyerek, konuyla ilgili hazırlıkların belli bir aşamaya geldiğini aktardı.

Doğal afet anlarında hükümetin varlığının ilgili bölgede hissedilebilmesi adına gerekli tüm kurum ve kuruluşlarla toplantılar yapıldığını kaydeden Berova, yakın süre içerisinde ilgili yasa tasarısının bir zemine oturtulacağını da belirtti.

Toplu İş Sözleşmeleri konusuna da değinen Berova, yasada Toplu İş Sözleşmesi imzalanmadan önce Maliye görüşünün alınmasını zorunlu kılacak bir düzenleme yapıldığını anlattı. Berova, “Kamu maliyesinin finanse ettiği kurum ve kuruluşlar Toplu İş Sözleşmesi imzalarken kendi sürdürülebilirliğini de sağlamalıdır.” dedi.

Konuşmaların ardından birleşim sona erdi.

Gelecek Birleşim 9 Aralık’ta saat 10.00’da yapılacak ve 2025 Mali Yılı Merkezi Devlet Yönetimi Bütçe Yasa Tasarısı görüşmeleri başlayacak.

Editör: Rahmican Çalışkan