Ülkemizin kendi ayakları üzerinde durabilmesi, ekonomik açıdan elverişli bir ortama kavuşabilmesi ve vatandaşını huzur içerisinde yaşatabilmesi için üretim büyük önem arz ederken, üretimi destekleyen kooperatifler birçok sorun yaşanıyor.

   Kooperatif Merkez Bankası, kurumlar vergisi muafiyetinin 1990’lı yıllarda kaldırılması sonrası ticari bankalara dönüşerek, faiz oranlarını yükseltti bu da üreticiye darbe vurdu.

   BAĞIMSIZ TV’de Genel Yayın Yönetmeni Ali Baturay ile Köşe Yazarı Emin Akkor’un hazırlayıp sunduğu “EMPATİ” programına konuk olan Kooperatif Görevlileri Sendikası (KOOP-SEN) Başkanı Mehmet Ali Güröz,

Kooperatif Merkez Bankası’ndan (KOOP-BANK) verilen kredilerin yüzde 87’sinin devlet kurumlarına ait olduğunu belirterek devletin 11 yıl boyunca ödemediği borçlarına 50 milyon TL de faiz indirimi yapılarak 7 milyar TL’ye düşürüldüğünü söyledi.

   Güröz, 2022’de yapılan protokolle 7 milyar TL’lik borcun taksitlere bağlandığını ancak borcuna sadık olmayan devletin tavrı nedeniyle Kooperatif Merkez Bankası’nı denetleyen Merkez Bankası’nın, KOOP-BANK’ın devlete borç vermesini de engellediğini vurguladı.

   Güröz, Koop-Süt’ün de şu an yanlış yönetildiğini, partinin karargahı haline geldiğini, ihracatın durduğunu ve ihracat yapılan yerlerin kaybedildiğini kaydetti. Koop-Süt’ün, Kıbrıs Türk Süt Endüstrisi Kurumu’na (SÜTEK) 10 milyon TL borcu olduğunu dile getiren Güröz, ürünlerin pahalı olduğu için satış noktasında da sorun yaşandığını ifade etti.

   348378313_2117592145108124_6334479389241869075_n

Güröz: Üç kez hukuki süreç başlatıldı

 

   KOOP-SEN Başkanı Mehmet Ali Güröz, kalkınma, kredi ve üretim odaklı 238 kooperatiften sadece 213’ünün faal durumda olduğunu söyledi.

   Güröz, 213 kooperatifin üstünde Kooperatif Merkez Bankası’nın bulunduğunu belirterek “Siyasilerin müdahalesi olmasa kooperatifler çok daha iyi faaliyet gösterebilir” dedi. Güröz, 2000’li yıllarda Bankalar Yasası’ndaki değişiklikle, Kooperatif Merkez Bankası’nın da Merkez Bankası tarafından denetlendiğini ifade etti.

   Güröz, Kooperatif Merkez Bankası yönetiminin siyasi atama olduğunu ancak atanan yöneticiler yerine seçilen yöneticilerin olması gerektiğini anlattı. Yönetime gelecek kişinin belirlenmesi için genel kurulun yapılabilmesi adına 3 kere hukuki süreç başlatıldığını belirten Güröz, devletin Kooperatif Merkez Bankası’na borcu olduğu sürece bankanın sahiplerine devredilmeyeceğini vurguladı.

348380378_778648183855679_9028595847006675899_n

“7 milyar TL’lik borç taksitlendirildi”

   Güröz, Kooperatif Merkez Bankası’ndan verilen kredilerin yüzde 87’sinin devlet kurumlarına ait olduğunu 2011’den 2022’ye kadar da hiçbir borcun ödenmediğini söyledi.

   Yüksek borç dolayısıyla 2022 yılında bir protokol imzalanarak devletin bankaya olan borcunun faizinden 50 milyon TL indirim yapılarak 7 milyar TL’ye düşürüldüğünü anlatan Güröz, geçen yıl yapılan anlaşmayla taksitlerin yatırılmaya başladığını söyledi. Güröz, borç faizlerinin ise her yıl devletin kendi atadığı yöneticiyle yaptığı pazarlık sonucu indirildiğini ifade etti.

    Bu borcun bir an önce kapatılması gerektiğine dikkat çeken Güröz, bu olmadıkça Kooperatif Merkez Bankası’nın elinin ve ayağının bağlı olacağını söyledi.

   KOOP-BANK’ın Merkez Bankası’nın denetiminde olduğunu anımsatan Güröz, devletin borcunu ödememesi üzerine Merkez Bankası’nın, KOOP-BANK’ın devlete borç vermesini de engellediğini vurguladı.

348355143_222943930468605_6561371985691826811_n (1)

“Kooperatif Merkez Bankası, ticari

bankalarla aynı konuma getirildi”

 

   Güröz, Kooperatif Merkez Bankası’nın Türkiye’deki Ziraat Bankası gibi tarıma destek olma amacıyla kurulduğunu belirterek, kooperatifçiliğin dar gelirli kesimlerin tek dayanağı olduğunu kaydetti. Yönetenlerin kooperatifleri ticari kurum olarak görmeye başladığını dile getiren Güröz, Kooperatif Merkez Bankası’ndan 1990’lı yıllardan sonra Kurumlar Vergisi muafiyetinin alındığını ifade etti.

   Güröz, verilen kredilerin faizlerinin düşük olmamasının nedeninin kurumlar vergisi muafiyetinin kaldırılması olduğuna işaret ederek şu an Kooperatif Merkez Bankası ile diğer ticari bankalar arasında fark kalmadığını, insanların Kooperatif Merkez Bankası’nı ve diğer kooperatifleri pahalı bulduğunu vurguladı.

348357811_212029244937233_6242679575083240339_n

“Sütün girdi maliyetleri yüksek”

 

    Güröz, sütte maliyetin yüksek olduğunu belirterek, süt alındıktan sonra işlemden geçildiğini, bu yapılırken elektrik, gaz, işçilik ve özellikle paketleme gibi girdi maliyetlerinin ortaya çıktığını kaydetti.

   Süt kutularının paketinin maliyetinin 10 liradan fazla, kapağının daha pahalı olduğunu ve döviz üzerinden satın alındığını dile getiren Güröz, koskoca fabrikanın yüzde 10 kâr yapabildiğini, enflasyonun olduğu bir ortamda fiyatın kısılamadığını ifade etti.

“KOOP-Süt’ün SÜTEK’e

10 milyon TL borcu var”

 

   KOOP-Süt’ün 2021’den itibaren siyasiler tarafından yönetilmeye başlandığını anlatan Güröz, KOOP-Süt’ün şu an yanlış yönetildiğini, partinin karargahı haline geldiğini, ihracatın durduğunu ve ihracat yapılan yerlerin kaybedildiğini kaydetti.

   KOOP-Süt’ün, Kıbrıs Türk Süt Endüstrisi Kurumu’na (SÜTEK) 10 milyon TL borcu olduğunu dile getiren Güröz, ürünlerin pahalı olduğu için satış noktasında da sorun yaşandığını ifade etti.

   Güröz, KOOP-Süt’ün belli bir düzene girmesi için büyük mücadele verdiklerine ve Kooperatifi kurtardıklarına işaret ederek, oraya siyasetin sokulduğunu ve düzenin bozulduğunu söyledi.

    Artık çalışanlar adına seferberlik ilan etmeyeceklerine işaret Güröz, Koop-Süt’e işi bilen kişilerin gelmesi gerektiğini vurguladı.

“İstihdam gerekli yerlere yapılmalı”

 

   Güröz, kooperatiflerde istihdamın ihtiyaç olan yerlere yapılmasını desteklediklerini kaydetti.

   Süt fabrikasında 6-7 ay önce personel ihtiyacı ortaya çıktığını dile getiren Güröz, 6-7 işçi alındığını ve buna ses çıkarmadıklarını ifade etti. Güröz, kooperatiflere memur değil işçi gerektiğine işaret ederek, kamuya istihdam olmak isteyen kişilerin şoför veya odacı olmak ve iş yapmamak istediğini söyledi.

   Şeker Sigorta’da da istihdam sorunu yaşandığına dikkat çeken Güröz, şöyle devam etti:

   “Oradaki yöneticilerle tartıştık. ‘Personel alalım’ dediler, ‘Gerek yok’ dedik. En son tartıştık 4 sözleşmeli işçiyi kabul ettik. Ancak bunun için 2 yıl hiç istihdam olmayacağı yönünde protokol yapılmasını istedik. Her şey yapıldıktan 15 gün sonra 4 kişi daha almak istediler. 20’den fazla sigortacı çalıştıran yok. Şeker Sigorta’da 40 çalışan var.”