Velilerin örgütlendiği “Laik Demokratik Eğitim İçin Mücadele Hareketi”, eğitimde yaşanan sıkıntılar, okul binalarının güvensizliği gibi sorunları protesto etmek amacıyla dün Gönyeli Çemberi’nde eylem yaptı.
   Eylemde, çocukların güvenli olmayan okullarda eğitim görmesi, gereken planlamalar yapılmadan tam gün eğitime geçilmesi, ders kitaplarındaki değişiklikler gibi sorunlar gündeme taşındı.
     “Makamlar sizinse çocuklar bizimdir” sloganıyla gerçekleştirilen eylemde, “Geleceğin güvencesi sağlam temellere dayalı bir eğitime eğitim ise öğretmenlere dayalıdır, anladın!”, “Çadıra alışamadık konteyner yaptınız, koskoca yaz geçti havaya baktınız”, “Laik demokratik eğitimden vazgeçmeyeceğiz” pankartları açıldı.
   Eylemde basın açıklamasını okuyan Laik Demokratik Eğitim İçin Mücadele Hareketi Temsilcisi Melek Arabacıoğlu, eğitimde yaşanan sorunlara hükümetin ve Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu’nun sessiz kalmasını eleştirerek, “İsias'ta kaybettiğimiz insanlarımız ile ‘Başlarına iki sıva düştü diye bize yüklenirler’ dediğiniz insanlar ayni halkın insanlardır” dedi.
   
“İsyanımız çocuklarımızı enkaz 
gibi okullara göndermemizedir”

   
   Laik Demokratik Eğitim İçin Mücadele Hareketi Temsilcisi Melek Arabacıoğlu, yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
   “İsyanımız var. İsyanımız 6 Şubat depreminde kaybettiğimiz evlatlarımızın acısı toplum olarak hâlâ ilk günkü gibi içimizdeyken, Mağusa dâhil tüm bölgelerde enkaz gibi okullara çocuklarımızı göndermek zorunda bırakılmamızadır.
   Bizler halk olarak mücadelemizde Hükümet ve Eğitim Bakanı'nın Anayasal görev ve sorumluluklarını yerine getirmelerini istiyoruz. Veli hareketi olarak bizler;
   Deniz aşırı dayatmalara, çocuklarımıza gerici, ırkçı, cinsiyetçi, ayrılıkçı kitaplar okutulmamasın istedik!
Okullarımızda modern, çağdaş, günün koşullarına uygun, laik, bilimsel eğitim verilsin istedik.
Sağlam okul binaları istedik! Yeterli öğretmen olsun, çocuklarımızın dersleri boş geçmesin istedik.
Temiz ve güvenli okullar, yemekhaneler, aktivite alanları istedik. Torpille atanan değil, öğretmenlik mesleğini yapacak eğitime haiz kişiler atansın istedik.
   Bakanlık okullara yeterli bütçeyi ayırsın, Kamu okullarında okul idareleri ve Okul Aile Birlikleri ile vatandaştan bağış adı altında para toplanmasın, vergisini ödeyen her yurttaşın evladı Kamusal eğitimden ücretsiz faydalansın istedik.
   Yabancı öğrencilerin okullara uyumları sağlansın, birbirlerinin dilini anlayabilsinler, öğretmenle iletişim kurabilsinler ve akran zorbalığına maruz kalmasınlar istedik.
Okullarda çocuklarımız güvenlik ile ilgili sıkıntılar yaşamasın, özel gereksinimli çocuklarımız akranları gibi eğitim alsın, şiddet eğilimi olan çocuklar için sonuç alıcı önlemler uygulansın, okullardaki disiplin tüzüğü ve sınıf geçme tüzükleri sil baştan yenilensin istedik.

“Tam gün eğitime değil, tam gün adı 
altında hazırlıksız dayattığınız rezilliğe karşıyız”

   Biz veliler Tam gün eğitime karşı değiliz. Biz veliler Tam gün adı altında güvenliksiz, alt yapısız, plansız ve hazırlıksız bize dayattığınız tam gün rezilliğe karşıyız.
   Sizin zorla dayattığınız ve adına tam gün dediğiniz bu eğitim, biz velilerin gözünde eğitim değildir.
Yarım gün eğitimde bile güvenli olmayan, her an damı kolonu çöken ve çökme tehlikesi altında olan okullara, çocuklarımızı göndermek zorunda bırakılmaya karşıyız.
   Geçen yıl yıkılma, çökme riski var diye kapattığınız ve bir çivi bile çakmadan bu yıl eğitime açtığınız riskli okullara çocuklarımızı göndermeye karşıyız.
   Kitaplarla bize ve çocuklarımıza dayattığınız toplum mühendisliğine karşıyız. Çocuklar öğleden sonra derse girmediğinde devamsızlıktan sınıfta bırakmakla tehdit etmenize karşıyız.
    Çocuğumuzu emanet ettiğimiz öğretmenleri itibarsızlaştırmanıza, haksızlığa uğratmanıza, saçma sapan açıklamalarla koskoca bir eğitim camiasını karalamanıza karşıyız.
    Sayın Çavuşoğlu, bilmiyorsanız bir kez daha söyleyelim: Her gün bir okulda bir duvar dökülüyor,
Bizleri her gün "Çok şükür, bugün de o anda oradan biri geçmedi" diye şükreder duruma getirdiniz!
Her gün "Bugün hangi kitabın içinden hangi yanlış bilgi çocuğumun aklına sokulabilir?" endişesini yaşar hale getirdiniz!..
   Tam gün eğitim dayatmanıza karşı çocuklar aç kalacak dediğimizde "Onu da mı ben düşüneyim aileleri düşünsün" diyerek çocuklarımızı hem aç hem de açıkta bıraktınız.
   Bir bakan olarak ağzınızı her açtığınızda, bu toplumun aklıyla dalga geçmekten vazgeçin. Yarattığınız bu düzenden öğretmen yorgun, çocuklar mutsuz, aileler ise çok endişelidir. Bu mudur çocuklarımıza layık gördüğünüz eğitim sistemi?

“Makamlar sizinse çocuklar bizimdir”

   Sayın Çavuşoğlu; 6 Şubat depreminde Türkiye'de gittiğiniz İSİAS enkazını ve orada kaybettiğimiz canları ne çabuk unuttunuz? Samimiyetsizsiniz Sayın Bakan...
  İsias'ta kaybettiğimiz insanlarımız ile "Başlarına iki sıva düştü diye bize yüklenirler" dediğiniz insanlar ayni halkın insanlardır.
   O olayın acısı hala bu toplumun kalbinde kanarken, sizin okulların enkazdan farksız olduğunu kabul etmeniz için illa okullarda birinin yaralanması veya ölmesi gerekiyor?
   Eğer okullarda birisinin başına sizin yapmadığınız güçlendirme, almadığınız güvenlik tedbirleri nedeniyle bir şey gelirse tarihe "Katil Bakan" olarak geçmek sizi hiç mi korkutmuyor?
   Yoksa eğitimin kalitesini, öğretmenin yeterliliğini umursamadığınız gibi evlatlarımızın hayatını da mı gözden çıkardınız.
   Böyle bir durum yaşanması halinde biz annelerin sizden hesap sormayı kimseye bırakmayacağımızı dün söyledik bugün yine söylüyoruz.
   Herkes bilsin, Bakan duysun, muhalefet anlasın! Biz buradayız ve çok kızgınız. Şu an burada gördüğünüz kalabalık buz dağının sadece görünen kısmıdır ve bilin ki bu Eğitim mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz!
   Sayın Bakan... Biraz yüreğiniz, insanlığınız, profesyonelliğiniz ve gururunuz kaldıysa; bağımsız, emir almayan ve özgür bir siyasetçi, cesur bir Eğitim Bakanı olun!
  Eğer Makamlarınızdan ve koltuklarınızdan vazgeçemiyorsanız bilin ki ‘makamlar sizinse, çocuklar bizimdir’.

Editör: Ahmet Karagözlü