Halkın Partisi (HP) deprem nedeniyle ara verdiği bölge ve köy ziyaretlerine yeniden başlayarak Gaziveren’de vatandaşlarla bir araya geldi.
HP’den yapılan yazılı açıklamaya göre, ziyaret sırasında bir konuşma yapan Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay devleti eleştirerek “Gaziveren de dahil Kıbrıs’ın her tarafında Kıbrıs Türkü'nün ortaya koyduğu milli mücadele devletimiz bu hallere düşürülsün diye verilmedi. Hiçbir siyasi yapı halka rağmen ayakta kalamaz, o nedenle bugün içinde bulunduğumuz durum ve bu gayrimeşru hükümet kalıcı değildir, bu günler geçecek ve bu devran dönecek, bunu hep birlikte göreceğiz, güzel günler göreceğiz” dedi.
Halkın Partisi Türkiye’de 6 Şubat’ta yaşanan deprem nedeniyle 40 gün süreyle ara verdiği bölge ve köy ziyaretlerine yeniden başlayarak Gaziveren’de vatandaşlarla bir araya geldi.
Ziyaret sırasında Özersay’a Halkın Partisi Güzelyurt İlçe Başkanı Ramadan Durmazer, Sine-i Millet Komisyonu Başkanı Çağın Çağatay Karataş, Tarım Komitesi Başkanı Turgut Alas, Halkın Partisi Lefke İlçe Yönetim Kurulu üyeleriyle parti yönetiminden isimler eşlik etti.
Gaziveren Spor Kulübünde yer alan sohbet toplantısına katılan vatandaşlar ülkenin ve bölgenin sorunlarıyla ilgili görüşlerini ve yaşadıkları sıkıntıları paylaştılar.
“HP siyasetten değil Meclis’ten çekildi”
Vatandaşların Halkın Partisi’nin sine-i millet kararı alarak Meclis’ten çekilmesi konusundaki sorularını da yanıtlayan HP lideri Özersay “Halkın Partisi siyasetten değil Meclis’ten çekilmiştir. Yapılacak ilk genel seçimde yer alacak. Halkın Partisi halk iradesi yok sayılarak kurdurulan bu hükümetin Meclis’te oyuncağı olmayı, bu garipliği, antidemokratik durumu normalleştirmeyi, bunun parçası olmayı kabul etmemiştir” dedi.
Meclis’te halkın yararına olmayan, devleti küçük düşüren durumun herkesin gözü önünde devam ettiğini savunan Özersay “durmadan komiteler kurup iş yaparmış gibi davrananlar hal yasası gibi aslında uygulanamayacağını bildikleri ya da bu haliyle uygulandığında üreticiye değil toptancıya hizmet edeceğini bildikleri yasayı geçiriyorlar. Üstelik ana muhalefet partisi CTP de buna oy birliği ile destek veriyor. Anayasaya aykırı seçim tarihi belirliyorlar, Anayasaya aykırı yasalar geçiriyorlar ve Meclis’te kalan muhalefet de istemese de buna ortak olmak zorunda kalıyor. Bu durum sürdürülebilir değildir ve ülkede demokrasiye de hukukun üstünlüğüne de zarar verilmesine neden olmaktadır” ifadelerini kullandı.
“Bedel ödemek pahasına ilkeli bir duruş sergiledik”
Parti olarak demokrasiye ve halk iradesine aykırı durumların parçası olmadıklarını, "meşruiyeti tartışmalı olan hükümetle" Meclis’te sanki hiçbir şey olmamış gibi yaparak oturmak yerine bir tavır, bir duruş sergileyip Meclis’ten çekildiklerini kaydeden Özersay şöyle konuştu:
“Elbet bu hiç kolay olmadı ve bazı bedeller ödedik. Ancak sadece insanlar değil siyasi partiler de ilkeleri uğruna bazı bedeller ödemeye hazır olmalıdırlar. Aradan geçen bir yıllık sürede Meclis’in ne hale geldiğini, Meclis’te kalmayı tercih eden muhalefetin nasıl sıfırla çarpıldığını ve yok sayıldığını hepimiz yaşayarak gördük. Bir yıl önce meşru olmayan bu hükümetle Meclis’te birlikte iş tutmak yerine onu istifa ettirmeye odaklanılmış olsaydı bugün ülke bu noktada olmazdı”.
Alas: Hal yasası popülizme kurban edildi
HP Tarım Komitesi Başkanı Turgut Alas da vatandaşların Hal Yasası konusundaki sorularını yanıtladı.
Alas, yıllardır çeşitli menfaat gruplarının karşı çıkması ve bazı siyasilerle kurmuş oldukları menfaat ilişkileri nedeniyle çıkarılamayan hal yasasının şimdi de kağıt üzerinde kalacak ve uygulanamayacak bir hale sokulduğunu savundu.
Alas şunları kaydetti:
“Bu yasa mevcut, şu anda devam eden ve çoğu zaman da toptancıya yarayan durumu yasallaştırmak sonucunu doğuracak gibi görünüyor. Üretimin ana noktalarından birisi olan batı bölgesinde yani Lefke/Güzelyurt bölgesinde bir hal kurulmasın diye uğraşanlar ve buna alet olan siyasiler var. Maalesef bu kadar önemli bir yasa popülizmin kurbanı olmuştur. Biz parti olarak bu konuda, aynen elektrik kurumunda yaptıkları gibi siyaset-rant ilişkisiyle halka zarar veremesinler diye konuyu yakından takip edip bu türden menfaat temelli adımları kamuoyunun dikkatine getireceğiz ve takipçisi olacağız. Son bir yıldır tarımsal üretim konularında özellikle üreticiyi ve tüketiciyi düşünerek çözüm önerileri geliştirdik.
Dünyada tarım alanında yaşanan olağan üstü durumu da dikkate alarak önceden samimi uyarılarda bulunduk. Tarımda girdi maliyetleri konusunda ciddi sıkıntılar ve fiyat artışları vardır. Teşvik politikası ve uygulaması başta olmak üzere yapılabilecek olan şeyler var. Mazot ve gübre gibi temel girdi maliyetlerinin olumsuz etkisini azaltabilmek için yapılabilecek olan şeyler var. Üreticinin emeğinin karşılığını almasını sağlamak mümkündür. Yeter ki tarımda bilimsel adımlar atılsın. Bu işler partizanlıkla, popülist içi boş açıklamalarla ve şahsi menfaatinin peşinde koşan siyasilerle yürümez. Bugün tarımın getirildiği nokta da bunu çok açık şekilde göstermektedir zaten.”