Ülkede ardı arkası kesilmeyen zamlar vatandaşın belini bükerken, bu konularda alınmaya çalışılan önlemler ise yetersiz kalıyor.

   Maaşlara yansıtılan hayat pahalılığı oranı, asgari ücret artışları yapılan zamlar karşısında tuzla buz oluyor.

Konuyla ilgili Bağımsız Gazete’ye konuşan Ekonomist Göksel Saydam, KKTC ekonomisi TL’ye bağlı olduğu için TL’nin kaderinin bizi de beklediğini söyleyerek ancak bazı önlemler alabileceğimizi ifade etti.

  Türkiye Merkez Bankası’nın seçimlere kadar TL’nin faizini kontrol etmeye çalıştığını ve bu doğrultuda da TL’nin her gün değer kaybetmesine rağmen bu değer kaybının sınırlandırıldığını kaydeden Saydam, tahmininin kısa süre içerisinde TL ile ilgili daha da sıkıntılar yaşanacağı olduğunu söyledi.

   Saydam, bu nedenle de Türkiye’nin KKTC’ye yaptığı yardımları ya kısacağını ya da geciktireceğini düşündüğünü belirterek, çünkü Türkiye’nin dış borcunun çok açıldığını ifade etti.

“Gerçekçi plan ve program hazırlanmalı”

   Ülke olarak bizim bu konuda yapabileceğimiz hiçbir şey olmadığını söyleyen Saydam, yapılan ekonomik planlarında sadece kağıt üzerinde kalıp, hiçbir uygulamanın yürürlüğe girmediğini söyledi.

   Göksel Saydam, devletin gerçekçi plan ve programlar yapması gerektiğini belirterek bunun yapılabilmesi için de ekonomi ile ilgili tarafsız ve ülkesini seven uzmanlardan oluşan bir komite kurulabileceğini ifade etti.

    Bu programın hazırlanmasının liyakata dayanmayan atamalara göreve getirilen müdür ve müsteşarlarla yapılamayacağını söyleyen Saydam, onlara bırakılması durumunda memleketi güllük, gülistanlık göstereceklerini kaydetti. Saydam bu durumunda politikacıların da gerçeği görmesini engelleyeceğini belirtti.

Göksel Saydam bu konuda müşavirlerden de yararlanılabileceğini söyledi ve bu müşavirler arasında tecrübeli isimler olup, bu isimlerin zaten maaşa aldığını ifade etti.

   Saydam, hayat pahalılığı verme ve asgari ücreti artırma ile ekonominin düzelmeyeceğini, alım gücünün her geçen gün zayıfladığını söyledi.

   Ayrıca özel sektörün bir bölümünde de aşırı bir kâr hırsı olduğunu belirten Saydam, dövizdeki artış yüzde 6 olduğunda bunu yüzde 50’nin üstünde yansıtıldığını kaydetti.

  Saydam, bunu da perakendecilerden ziyade toptancıların yaptığını söyledi.

“Üretimi artırmalıyız”

   Saydam, bizi ithalatımızın, ihracatımızdan 16 kat fazla olduğunu söyleyerek, yani biz 100 liralık mal ithal ediyorsak bunun 1/16’sı kadar ihracat yaptığımızı ifade etti.

   Yapmamız gerekenin üretimi artırmak olduğunu belirten Saydam ancak bunun da bugünkü elektrik fiyatı ile mümkün olmadığını kaydetti.  Ancak ithalatta stopaj ve KDV alınmasına devletin gelir artması olarak baktığını ve kasada biriken KDV ve stopajı kar olarak gördüğünü kaydeden Göksel Saydam ancak hayat pahalılığı hesaplandığında ödeme yapmak için maliyenin bankalardan borçlanmak zorunda kalacağını söyledi.

Ayrıca bir diğer konunun da bu yükün özel sektöre de gelmesi olduğunu ifade eden Saydam, bunun için de işverenin personel azaltmaya gidebileceğini belirtti.

   Saydam, bu durumda da personelin işsizlik maaşı almaya başlayacağını ve işverenin de personel durdurttuğu için ihtiyat sandığı ve sosyal sigorta yatırmayıp, bu durumun Sosyal Sigortalar Dairesi ve İhtiyat Sandığı Dairesi için de sıkıntı olacağını ifade etti.

“Kayıt dışılığın önüne geçmeliyiz”

   Göksel Saydam yapılması gerekenin halkın alım gücünü yükseltmek olduğunu belirterek, “üniversitelere verilen teşvikler kaldırılmalı. Üniversiteler gelir vergisi, katma değer vergisi ödemiyor. İnşaat ruhsatı vergisi ödemiyor” dedi.

   Özetle bu ülkede en büyük sıkıntının kayıt dışılık olduğunu belirten Saydam, kripto para yasanın, sanal bet yasasının hala geçmediğini hatırlattı.

   Saydam, ayrıca hükümetinde kemerleri sıkması gerektiğini söyleyerek, “ temel gıda maddelerinin fiyatları sabitlenmeli… Aynısı temizlik malzemelerine ve ilaçlara da uygulanmalı…” dedi.