BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Güvenlik Konseyi’ne sunduğu 15 Haziran ve 12 Aralık 2022 dönemini kapsayan, UNFICYP ve Kıbrıs İyi Niyet Misyonu Raporu’nun nihai şekli yayımlandı.

   Raporda Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum tarafları arasındaki siyasi ortamın, tarafların duruşlarını 'seçim kampanyaları kapsamında katılaştırmalarının ve sert söylemlerinin etkisi altında kaldığı' ifade edildi.

   Bu siyasi ortamın iki toplumda da çözüm müzakerelerini başlatacak bir ortak zemin bulunmasına yönelik güveni azalttığı da belirtilen raporda  adadaki her iki toplumun da daha ziyade iç politik gelişmeler ve sosyoekonomik konulara odaklandığı kaydedildi.

   ABD'nin Rum Yönetimine uyguladığı silah ambargosunu kaldırması kararı ve bunun olumsuz sonuçlarına ilişkin Türk tarafının tepki ve kaygılarına da yer verilen raporda Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu’nun BM Barış Gücü’nün KKTC topraklarındaki faaliyetlerine ilişkin BM’ye anlaşma taslağı  sunduğu da belirtildi.

   BM Barış Gücü’nün çalışmalarının taraflar arasında müzakereleri başlatmaya yönelik ortak bir zemin ve kabul edilebilir bir çözümle ilgili fikir birliği noksanlığından etkilenmeye devam ettiği de ifade edilen raporda siyasi liderliklerin karşılıklı güvensizliğinin siyasi gerginliklere sebebiyet verdiği kaydedildi.

   Raporda, ara bölgedeki yasa dışı ticaretin arttığına, bunun muhtemelen taraflar arasında giderek derinleşen ekonomik farklılıktan kaynaklandığına ve göçmenlerin yer değiştirmesinin hem Kuzey hem de Güney Kıbrıs’ta gerginliği artırdığına da yer  verildi.

   Raporda Barış Gücü’nün BM Güvenlik Konseyi’nin adanın mayınlardan temizlenmesi amacıyla  bir çalışma planı hazırlanmasına yönelik çağrısına kulak verdiği ancak adanın mayınsızlaştırılması hususunda ilerleme kaydedilmediği de belirtildi.

ARA BÖLGEDEKİ TARIM FAALİYETLERİ…

   Ara bölgedeki tarım faaliyetlerinin kurallara uygun olarak ve taraflar arasında gerginlik artıracak hareketlerden uzak bir şekilde yürütüldüğüne dikkat çekilen raporda ancak bazı Kıbrıslı Rumlar’ın gerekli izinleri alamadan ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin konumlandığı bölgeye fazla yakın şekilde ara bölgede tarım yaptığının gözlemlendiği de ifade edildi.

   Raporda ara bölgede bulunan Çetinkaya Futbol Sahası’nın Kıbrıs Türk tarafınca yenilenmesinin ardından, sahanın kullanımına yönelik ara bölgenin statüsünü değiştirmeyecek bir çözüm bulunduğuna da vurgu yapıldı.

   Ara bölgede yer alan iki toplumlu Pile Köyünde 2022 yılı Nisan ayında kurulan Ortak Temas Odası’nın  bilgi paylaşımını kolaylaştırmaya devam ettiğine de raporda yer verildi.

   Raporda adada hala Covid-19 vakaları görülebilmesine rağmen normalleşmenin, toplumlar arası aktivitelere pandemi öncesinde olduğu gibi olanak tanıdığı da kaydedildi.

YEŞİL HAT TÜZÜĞÜ KAPSAMINDAKİ TİCARET

   “Raporun kapsadığı süre boyunca Yeşil Hat Tüzüğü kapsamında gerçekleştirilen ticaret toplumlar arası etkileşimin en parlak noktası oldu” ifadesi yer alan raporda resmi bir veri bulunmamasına rağmen, bazı işlenmiş ürünlerin ticaretine yönelik kısıtlamaların azaltılması neticesinde Yeşil Hat Tüzüğü kapsamında gerçekleştirilen ticaretin bu yıl rekor kırmış olmasının beklendiği ifade edildi.

   Geçtiğimiz 6 ayda Rum Yönetimi’nin Türk tarafında üretilen hayvansal ürün olmayan işlenmiş gıdaların Yeşil Hat Tüzüğü kapsamındaki ticaretine yönelik yasağı kaldırdığı, ilk kez 6 yeni ürünün ticaretine izin verdiği de raporda yer aldı.

   Ancak psikolojik ve yönetimsel engellerin devam ederek, Yeşil Hat Tüzüğü kapsamındaki ticaretin tam potansiyeline ulaşmasını ve “denk-ticaret” i engellediği de raporda ifade edildi.

   Raporda Yeşil Hat Tüzüğü kapsamında gerçekleştirilen ticaret hacminin mütevazi rakamlarda kalmaya devam ettiği de kaydedildi.

   Raporun kapsadığı sürenin başında her iki tarafın da iki toplumlu projelerle iş birliği yapmaya yönelik çabalarını iki katına çıkarabilecekleri ve böylelikle müzakerelerin başlamasına katkı koyacak iyi niyet ve güveni geliştirebilecekleri hususunda bir umut bulunduğu fakat bu umuda birkaç ay sonra darbe vurulduğu da raporda yer alan gözlemler arasında.

   Taraflarca kabul edilebilir çözüm umutları azalmaya devam ederken, her iki tarafta da giderek artan sert politikayı yansıtıcı söylemlerin katılığı ve esnemezliği  artırdığı da raporda yer verilen noktalardan.

   Raporda, Güvenlik Konseyi’nin ve Genel Sekreter’in Kıbrıs’ta taraflar arasında ekonomik ve sosyal eşitlik elde edilmesi ve taraflar arasındaki ekonomik, kültürel ve diğer alanlardaki ilişkileri derinleştirmek amacıyla çaba sarf edilmesine yönelik süreklilik arz eden çağrılarına rağmen iki taraf arasındaki iş birliğinin kısıtlı düzeyde kaldığı da ifade edildi.

GEÇİŞ KAPILARI…

   Raporda, “Geçiş kapıları trafik akışını kolaylaştırmalıdır ve Avrupa Konseyi Mevzuatının tam olarak uygulanması ticaret hacminin büyük oranda genişlemesine yardımcı olacaktır, dolayısıyla daha coşkulu bir şekilde takip edilmelidir” ifadesi de yer aldı.

   Genel Sekreter Guterres, Kıbrıs’ta sürdürülebilir barışın sağlam bir uzlaşıyla olabileceği yönündekini görüşünü ifade ettiği raporunda, iki toplum ayrı kaldığı, diğerine yönelik anlayışını ayrılıkçı hikayelerle formüle etmeye çalıştığı müddetçe, böyle bir uzlaşıya varmanın  son derece zor olacağına vurgu yaptı.

   Güvenlik Konseyi’nin defalarca barış eğitiminin öneminin altını çizerek liderlere halk arasındaki ortamı iyileştirme, halkı çözüme hazırlama, taraflar arasındaki güvensizliği derinleştirebilecek abartılı söylemlerden uzak durma çağrısında bulunduğunu kaydeden Guterres, uzlaşının sağlanamadığını ve ayrılıkçı söylemlerin devam ettiğini ifade etti.

   Ortak zemin bulunmasına ve müzakerelerin başlamasına yönelik ilerleme kaydedilemediği ifade edilen raporda tersine, gerginliği artıran hareketlerin çoğaldığı belirtildi.

   Guterres raporunda tarafların gerginlik artırıcı tek taraflı hareketlerden kaçınmasının önemini vurguladı ve taraflara diyalog içerisine girerek,  farklılıklarını giderme, uzlaşarak müzakerelere dönme  çağrısında bulundu.

Editör: TE Bilisim