Fransa, uzun süredir tartışmalara neden olan Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron hükümetinin oya sunacağı emeklilik reformuna karşı tren, uçak seferleri, okul ve hatta hastane hizmetlerinin kesintiye uğrayacağı bir grev dalgasına sahne olmaya başladı. Son kamuoyu yoklamaları Fransız halkının çoğunluğunun tasarıya karşı olduğunu işaret ediyor. Peki neredeyse tüm sendikaların katılacağı ülke genelindeki grevler Cumhurbaşkanının emeklilik reformunda geri adım atmasını sağlayabilir mi? Cumhurbaşkanı Macron'un emeklilik sistemini değiştirme konusundaki ilk denemesi aslında hezimetle sonuçlandı. 2019-2020 kışında, gündeme gelen tasarı ülkede 1968'den bu yana en büyük grev dalgasının yaşanmasına neden oldu. Ardından da Covid-19 salgının başlamasıyla Cumhurbaşkanının projeyi rafa kaldırdı. Fakat 2022'de Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yeniden aday olduğunu açıklayan Macron, kampanyası sırasında seçim reformunu tekrar gündeme taşıdı ve nisanda gelen zaferinin ardından emeklilik konusundaki çalışmalara hız verdi. Bununla birlikte Haziran 2022'deki genel seçimlerde lideri olduğu partisi Ensemble'ın (Birlikte) mecliste çoğunluğu kaybetmesi grevlerin yanında milletvekillerinden de metnin onay almaması ihtimalini kuvvetlendirdi. Revue politique et Parlementaire adlı analiz dergisinin genel yayın yönetmeni Arnaud Benedetti halktaki tepkinin daha da büyüdüğüne işaret ediyor. İlk grevlere katılmayan sendikaların bugün başlayan iş bırakma eylemlerine destek verdiğinin altını çizen uzman, "Tahminler çok sayıda insanın sokağa çıkacağını gösteriyor; 1 milyon ila 1,5 milyon insan, ki bu da grev hareketini çok memnun edecektir" dedi. Birçok kamuoyu yoklaması Fransızların çoğunluğunun Macron'un önerilerine karşı olduğunu gösteriyor. Son geniş çaplı bir ankette yüzde 66'lık bir kesim emeklilik yaşının 62'den 64'e çıkarılmasına karşı çıkarken, yüzde 60'lık bir kesim de tam emeklilik için gereken ödeme süresinin 43 yıla çıkarılmasını istemiyor. Nottingham Üniversitesi'nde Fransız siyaseti profesörü olan Paul Smith, "Kamuoyundaki muhalefetin büyük bir kısmını 'Fransız modeli emekilikte' ısrar edenler oluşturuyor" diyor. "Bu modelin bir istisna olduğunu savunan büyük bir bölüm bunu değiştirmek istemiyor" diyen Smit, Fransız hükümetinin Almanya dahil komşu ülkelerde emeklilik yaşının daha yüksek olduğunu belirten ikna çabalarının işe yaramadığını vurguluyor. Hükümetin iletişim hataları da yaptığını işaret eden uzmanlar, ilk etapta Macron'un çalışma süresinin uzatılmasına karşı olduğunu söyleyip daha sonra uzatmasının "tutarsızlık" olarak agılandığını işaret ediyor.