Göç Kimlik ve Hak Çalışmaları Merkezi’nin (CMIRS) 3 ayda bir düzenli olarak Kıbrıslı Türklerin siyasi güven, sosyal güven, bireysel özgüven ve mutluluk algısını ölçtüğü anket çalışmasının Haziran 2024 raporunun ikinci bölümünde ele alınan sağlık raporunun sonuçları dikkat çekti.

Eski Sağlık Bakanı Gülsen Bozkurt, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla anket sonuçlarını yorumladı.

Gülsen Bozkurt sonuçların hiç de iç açıcı olmadığını, mevcut sağlık sisteminin halkı yeteri kadar tatmin etmediğini belirterek bu konuda ciddi bir planlama ve devlet politikasının geliştirilmesi gerektiğini ifade etti.

Eski Sağlık Bakanı Gülsen Bozkurt’un anket sonuçları hakkında değerlendirmeleri şöyle:

“Sağlık sisteminin içinde bulunduğu durumu CMİRS’in son anket çalışmasından çıkan sonuçlarla daha objektif olarak gözlemledik. Ne yazık ki sonuçlar hiç de iç açıcı değil. Mevcut sağlık sistemi (Kamu-özel) yeteri kadar halkı tatmin etmiyor. Bu durumun düzeltilmesi için kuşkusuz çok ciddi bir planlama ve devlet politikası geliştirilmesi gerekir.

Bu konuda geçmişte hazırlattığımız ve tozlu raflarda bekleyen  "Sağlık Master Planını" hatırlatmaktan artık gına gelmiş durumdayım. Ama yaşananların çoğu,  ne yazık ki ülkedeki mevcut sağlıkla ilgili kaynakların doğru dürüst organize edilememesi ve Sağlık Bakanlığı'nın sistemin en tepesindeki kurum olarak bu görevleri tam olarak yerine getirememesinden kaynaklanıyor.

Ülke nüfusunun tam olarak bilinmediği ama sokaklardaki duruma bakıldığında yerli nüfusa oranla özellikle Afrika ve Asya kökenlilerin beş misli daha fazla gözlendiğini görüyoruz. Tabii ki bu insanlar da sağlık siteminden yararlanıyorlar ve yararlanacaklardır da. Ama bu konuda gerek finansal, gerek sosyal, gerekse ülkeye taşıdıkları sağlık riskleri (özellikle Sickle anemi,talasemi, tüberküloz , sıtma vs gibi) konular göz ardı edilmeden bu konuda da politikalar geliştirilmelidir.

Bu arada hastanelerimizde belirli ve çok önemli dallarda uzman eksikliği mevcuttur. Bunların başında hematoloji, gastroenteroloji, endokrinoloji gelmektedir. Çocuk onkolojisi, erişkin onkolojisi de birer hekimle idame ettirilmeye çalışılmaktadır ve bu kadar az sayıdaki hekimle böylesi ağır bir yükün taşınması olanak dışıdır. Kaldı ki hematoloji ve çocuk onkolojisindeki hekimler de yakında emekli olmak üzeredirler. Bu alanda bir hekimin yetiştirilmesi bugünden başlasak en az üç yıl almaktadır. Gelmiş geçmiş Sağlık Bakanları ne yazık ki bu sorunların yaşanacağını bilerek veya bilmeyerek çözemediler. Nitelikli insan iş gücü ve bu kadroların yetiştirilip, korunup kollanması ve sisteme kazandırılması çok önemli olup bu konuda Sağlık bakanlığı yeteri kadar inisiyatif almamış, işi oluruna bırakmıştır. Ama yine de bir yerden başlamak ve genç hekimleri bu alanlara yönlendirmek için özel kontenjanlar talep etmek bu hekimler için cezbedici imkânları yaratmak gereklidir.

Umarım ve dilerim, bu konularda planlı programlı çalışmalara bir an önce başlanıp sorunlar daha aza indirilir.”

Editör: Yasemin Canbaz