Mustafa GÜRSEL

  Bugün “4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü...” Yaklaşık yüz yıldır tüm dünyada, hayvan haklarıyla ilgili örgütler tarafından kutlanan bu günde, hayvanların da yaşam önünde insanlara eşit haklara sahip olduğu vurgulanıyor. Hayvanların korunması ve daha iyi şartlarda yaşaması için çabalar yükseltiliyor, bilinçlendirici çalışmalar yapılıyor, etkinlikler düzenleniyor.                     

   Dünyada hayvan korunmasıyla ilgili ilk dernek iki yüz yıl önce 1822’de, İngiltere’de kuruldu. Hayvanları koruma günü ilk kez 24 Mart 1925’de Berlin-Almanya’da kutlandı. 1929’da ise kutlamalar 4 Ekim’de, “doğanın ve hayvanların koruyucusu Saint Francis of Asissi bayramı” gününde, 4 Ekim’de yapılmaya başlandı. 1931’de ise Floransa-İtalya’da “Uluslararası Hayvanları Koruma Kongresi” toplandı ve 4 Ekim’i “Dünya Hayvanları Koruma Günü” ilan etti.

   Ülkemizde hayvan hakları 2013 tarihli “adı var kendi yok” Hayvan Refahı yasasıyla “korunuyor.” Esas yük, gönüllü çalışan hayvanseverlerin omuzlarında bulunuyor. Ülkemizde bu konuda özveriyle çalışan sivil toplum örgütleri var. Hayvan Refahı Yasası çerçevesinde belediyeler de barınaklar kurdular. Ancak barınaklardaki durum istenilen düzeyde değil. Sivil örgütler gönüllü üyeleriyle zorluklar içinde gayret gösteriyorlar. Hayvan hakları hükümet düzeyinde ve kurumsal olarak savunulmuyor. Bu konu henüz siyasilerin pek de umurunda değil. Toplum olarak da notumuz düşük. Sokaklar başıboş kedi köpek dolu. Her av sezonu çok sayıda köpek araziye terk ediliyor. Doğada gerek av hayvanları gerekse diğer hayvanların sayısında dramatik düşüş var. Biyolojik çeşitlilik çok azaldı. Yaşam alanları bozuldu, yok edildi, kirletildi. Çiftlik hayvanları “refah” içinde tutulmuyor. Genel anlamda ülkede hayvan hakları yeterli düzeyde yasalaşmadı, kurumlaşmadı ve uygulanmıyor.             

   Hayvan Refahı Dairesi ve Hayvan Refahı Fonu kurulması, bu amaçla genel bütçeden ödenek ayrılması, kısırlaştırma ve sahiplendirme çalışmaları yapılması, hayvan haklarının ders müfredatına alınması gibi kalıcı çabalar, bu konuda bir kültür oluşturulması gerekiyor.    

  1978’de Paris’te kabul edilen Birleşmiş Milletler Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi şöyle:

Madde 1- Bütün hayvanlar yaşam önünde eşit doğar ve aynı var olmak hakkına sahiptir.

Madde 2-Bütün hayvanlar saygı görme hakkına sahiptir. Bir tür hayvan olan insan, öbür hayvanları yok edemez, bu hakkı çiğneyerek onları sömüremez, bilgilerini hayvanların hizmetine sunmakla görevlidir.

Madde 3- Bütün hayvanların insanlarca gözetilme, bakılma ve korunma hakları vardır. Hiçbir hayvana kötü davranılmaz, acımasız ve zalimce işlem yapılamaz. Bir hayvan öldürülmesi zorunlu olursa; bu bir anda, acı çektirmeden ve korkutmadan yapılmalıdır.

Madde 4- Yabani türden olan bütün hayvanlar, kendi özel ve doğal çevrelerinde, karada, havada veya suda yaşama ve üreme hakkına sahiptir. Eğitim amacıyla olsa bile, özgürlükten yoksun kılmanın her çeşidi bu hakka aykırıdır.

Madde 5- Geleneksel olarak insanların çevresinde yaşayan bütün hayvanlar uyumlu biçimde türüne özgü yaşam koşulları ve özgürlük içinde yaşama ve üreme hakkına sahiptir. İnsanların kendi çıkarları için bu uyumda ya da bu koşullarda yapacakları her türlü değişiklik bu haklara aykırıdır.

Madde 6- İnsanların yanlarına aldıkları bütün hayvanlar, doğal ömür uzunluklarına uygun sürece yaşama hakkına sahiptir. Bir Hayvanı terk etmek acımadızca ve insanlık dışı bir davranıştır.

Madde 7- Bütün çalışan hayvanlar iş süresinin yoğunluğunun sınırlandırılması, onarıcı ve güçlerini artırıcı beslenme ve dinlenme hakkına sahiptir.

Madde 8- Hayvanlarda fiziksel ya da psikolojik bir acı çektiren deneyler yapmak, hayvan haklarına aykırıdır. Tıbbi, bilimsel, ticari ve başka biçimlerdeki her türlü deneyler için de böyledir.

Madde 9-Hayvan beslemek için yetiştirilmişse; bakılmalı, barındırılmalı, taşınmalı, ölümü de korkutmadan ve acı çektirmeden yapılmalıdır.

Madde10- Hayvanlardan insanın eğlencesi olsun diye yararlanılmaz. Hayvanların seyrettirilmesi ve hayvanlardan yararlanılan gösteriler hayvan onuruna aykırıdır.

Madde 11-Zorunluluk olmaksızın bir hayvanın öldürülmesi demek olan her davranış, bir "biocide" yani yaşama karşı suçtur.

Madde 12-Çok sayıda yabani hayvanın öldürülmesi demek olan her davranış bir "genocide" yani türe karşı suçtur. Doğal çevrenin kirletilmesi ve yıkılıp yok edilmesinin sonu "genocide,” soykırıma varır.

Madde 13-Hayvanın ölüsüne de saygı göstermek gerekir. Hayvan haklarına saldırıyı göstermek amacı gütseler bile hayvanların öldürüldüğü şiddet sahneleri sinema ve televizyonlarda yasaklanmalıdır.

Madde 14-Hayvanları savunma ve koruma kuruluşları, hükümet düzeyinde temsil olunmalıdır.

Hayvan hakları da insan hakları gibi yasayla korunmalıdır.