Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Kıbrıs davasının, Türkiye’nin ve Türk devletlerinin ortak davası olduğunu vurgulayarak, Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci üyeliğe çok büyük değer verdiklerini ve üye devletlerle ikili ilişkilerin geliştirilmesini oldukça önemsediklerini belirtti.
    Ertuğruloğlu, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin, TDT’nin gelecekteki etkinliklerine ev sahipliği yapma konusunda gerekli kabiliyete sahip olduğunu ve bundan memnuniyet duyacağını da söyledi.
    Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) üye ve gözlemci devletleri dışişleri bakanları konseyi’nin gayrı resmi toplantısında yaptığı konuşmada, “Türk Devletleri Teşkilatı Dışişleri Bakanları Konseyi’nin gayrı resmi toplantısında sizlere hitap etmek benim için bir onurdur” diyerek, KKTC halkı ve hükümetinin en içten selamlarını iletti.
    KKTC olarak, Türk Devletleri Teşkilatı’nın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu ve İslam İşbirliği Teşkilatı’na gözlemci statü başvurusunu tümüyle desteklediklerini belirten Ertuğruloğlu, “Nispeten genç ve yeni bir uluslararası örgüt olan TDT'nin diğer uluslararası örgütlerle kurumsal bağlar kurmasının fayda sağlayacağına inanıyoruz. Bu hedefin gerçekleştirilmesi için elimizden gelen her türlü katkıyı yapmaya hazırız” dedi.
    Ertuğruloğlu, “Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci üyeliğimize çok büyük değer veriyoruz ve üye devletlerle ikili ilişkilerimizin geliştirilmesini oldukça önemsiyoruz” diyerek, Türk devletleri olarak Türk halkının karşılaştığı tüm engelleri aşacak güç, kabiliyet ve dayanışmaya sahip olduklarına inandığını belirtti.
    Kıbrıs Türk halkına uygulanan gayrı insani ve gayrı hukuki izolasyonun yıkıcı sonuçlarını anavatan Türkiye Cumhuriyeti’nin her alanda verdiği kesintisiz destekle aşmaya çalıştıklarını dile getiren Ertuğruloğlu, “Kıbrıs Davası, Türkiye’nin ve Türk devletlerinin ortak davasıdır. Bu çerçevede, Türk devletleri teşkilatı sekreteryası ve üye ülkelerine Kıbrıs Türk halkının davasına göstermiş oldukları dayanışmadan ötürü teşekkür ediyorum. Ancak vurgulamak zorundayım ki, Kıbrıs Türk halkının maruz kaldığı izolasyon nedeni ile her gün yaşamakta olduğu sıkıntıların devam etmesinden ötürü hala daha yapılması gerekenler vardır” dedi.
    Ertuğruloğlu konuşmasına şöyle devam etti;
    “Kıbrıs adasında, iki ayrı devlet tarafından temsil edilen iki ayrı halk bulunmaktadır. Kıbrıs Adası’ndaki gerçeklik, tek adada iki devlet bulunduğu gerçeğidir. Kıbrıs bir ülkenin adı değildir. Kıbrıs, iki devleti olan bir adadır. Kıbrıs Türk halkının devleti Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’dir ve 'Kıbrıs Cumhuriyeti' olduğunu iddia eden devlet ise Kıbrıs Rum devletidir.
    Adada sürdürülebilir bir anlaşmaya ulaşmanın tek yolu, günümüzde adada iki devletin var olduğu ve bu iki devletin egemen eşitlik ve eşit uluslararası statüye sahip olduğu gerçeğinin kabulünden geçmektedir. bu, Kıbrıs Rum tarafı ile müzakerelere başlanması için elzemdir.
    Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 78. toplantısında yapmış olduğu tarihi konuşmada, uluslararası toplumu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını tanımaya ve diplomatik, siyasi ve ekonomik ilişkiler kurmaya çağırmıştır.  Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’a Kıbrıs Türk halkına vermiş olduğu kıymetli destekten ötürü en içten teşekkürlerimi sunarım.
    Gayretli bir Türk Devletleri Teşkilatı gözlemci üyesi olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Türk kardeşleri ile Türk Devletleri Teşkilatı’nda yan yana yürümekten memnuniyet duymaktadır.
    Ayrıca, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin, TDT’nin gelecekteki etkinliklerine ev sahipliği yapma konusunda gerekli kabiliyete sahip olduğunu ve bundan memnuniyet duyacağını da vurgulamak istiyorum. Böyle bir adım, TDT ülkelerinin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki Müslüman kardeşleriyle dayanışmasını sadece sözde değil, fiiliyatta da gösterecektir.”
   
 

Editör: Ahmet Karagözlü