Dışişleri Bakanı Tahsin Eruğruloğlu, ulusal Kıbrıs davasının partiler üstü olduğunu ifade ederek, “TBMM Başkanlık tezkeresinin oy birliği ile kabul edilmesi bizler için son derece anlamlıdır, son derece önemlidir. Buna katkı koyan herkese müteşekkiriz, teşekkür ediyoruz. Ulusal davalar partiler üstü davalardır. Bu anlayışın sergilenmekte olması da bizleri son derece mutlu etmiştir.” dedi.

Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 50. yıl dönümü kutlamaları kapsamında KKTC’de bulunan Özgür Özel başkanlığındaki Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) heyetini kabul ederek görüştü.

Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, kabulde yaptığı açıklamada, “20 Temmuz Mutlu Barış Harekatı’nın 50. yıl dönümünde yaşamakta olduğumuz gurur ve mutluğumuzu bizlerle paylaşmak üzere Anavatanımızdan Cumhuriyet Halk Partisi’nin de ülkemizde ve Bakanlığımızda olması bizleri mutlu etmiştir.” diye konuştu.

Kıbrıs meselesinin, Kıbrıs Türklerinin Kıbrıs Rumları ile olan bir meselesi olmadığını, bunu her zaman vurguladığını ifade eden Ertuğruloğlu, 20 Temmuz’un; soykırım tehlikesi ile karşı karşıya kalan Kıbrıs Türkü’nün adeta hayata yeniden bağlandığı gün ve adanın bir Helen adasına dönüştürülme olasılığının ebediyen sonlandırıldığı bir tarih olduğunu vurguladı.

Kıbrıs’ı bir Helen adası olarak gören, Kıbrıs Türkü’nü kendisine eşit bir taraf olarak görmeyen, Kıbrıs Türkü’ne BM askerinin olduğu zamanda 11 yıl vahşet uygulayan Rum tarafına Kıbrıs’ın yasal temsilcisi statüsü verildiğinde, Kıbrıs sorununun kilitlenmiş ve çözümsüzlüğün garantilenmiş olduğunu ifade eden Ertuğruloğlu, sonra da çözümsüzlüğün sorumlusu Türk tarafıymış gibi ayak oyunları sergilenerek Kıbrıs Türkü’nün veya Anavatan Türkiye Cumhuriyeti’nin Kıbrıs konusunda suçlanan taraflar olarak gösterildiğini anlattı.

 “Ulusal dava mücadelesi veriyoruz”

Bütün bunlara karşı yıllardır ulusal dava mücadelesi verdiklerini kaydeden Ertuğruloğlu, “Bunu taçlandırdığımız süreçlerden geldik, Devletimizi kurduk. Devletimizi yaşatıyoruz. Özelikle dün TBMM Başkanlık Tezkeresinin oy birliğiyle kabul edilmesi, bizler için son derece anlamlıdır, son derece önemlidir. Buna katkı koyan herkese müteşekkiriz, teşekkür ediyoruz.” diye konuştu.

 “Ulusal davalar partiler üstü davalardır” diyen Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, “Bu anlayışın sergilenmekte olması da bizleri son derece mutlu etmiştir.” dedi.

CHP Genel Başkanı ve heyetini Bakanlıkta ağırlamaktan son derece mutlu olduğunu ifade eden Ertuğruloğlu, heyete “Hoş geldiniz” dedi.

Özel: 50 yıl önceki kararlılıkla Kıbrıs Türkü’nün yanındayız

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel de, 50 yıl önceki dostlukla, 50 yıl önceki kararlılıkla Kıbrıs Türkü’nün ve KKTC’nin yanında olduklarını bir kez daha teyit etmek üzere KKTC’ye geldiklerini belirtti.

Genel Başkan seçildikten sonra ilk ziyaretini Türk dış politika geleneğinde olduğu gibi KKTC’ye yaptığını hatırlatan Özgür Özel, beraberindeki heyeti de tanıttı. CHP heyetinde eski genel başkan ve bakanlardan Hikmet Çetin, Murat Karayalçın, Önder Sav, Genel Başkan Yardımcısı İlhan Uzgel ve Yankı Bağcıoğlu, Genel Sekreter Selin Sayek Böke, İstanbul Milletvekili eski büyükelçi Namık Tan, Parti Meclisi Üyesi Sinem Kırçiçek, Dış İlişkiler Uzmanı Enver Ömür Polat, Grup Danışmanı Ömer Uğur Akpınar ve “Ayşe tatile çıksın” parolasının sembol ismi, harekât döneminin Dışişleri Bakanı Turan Güneş’in kızı Prof. Dr. Ayşe Güneş Ayata da yer aldı.

TBMM Başkanlık Kıbrıs Tezkeresini dün uçağa binerken gördüklerini ve onay verdiklerini ifade eden Özer, “Biz Kıbrıs meselesini şöyle ifade ediyoruz; birincisi CHP yapılacak ilk seçimlere kadar, milletin son seçimlerde verdiği görev gereği ana muhalefet partisidir, iktidarı eleştirmek, kendi doğrularını savunmak görevidir ama Kıbrıs gibi bir konu olduğunda, daha doğrusu CHP yurt dışına çıktığında Türkiye’nin partisidir. Aynı zamanda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin, Kıbrıs Türkü’nün davasını savunmayla yükümlü, bunu büyük bir inançla yapan bir partidir. Biz geçmişten bugüne kadar tüm zorlu süreçlerde tüm genel başkanlarımızın emekleriyle, tüm yöneticilerimizin, milletvekillerimizin emek ve katkılarıyla bu çizgimizi hiç terk etmedik” diye konuştu.

TBMM Tezkeresi ile Kıbrıs konusunda sağlanan birlikteliğe işaret eden Özer, şöyle devam etti:

 “Türkiye’de sağlanan birlikteliğin Kıbrıs’ta da sağlanması, elbette farklı fikirler, farklı öneriler, farklı yaklaşımlar olacak ama sonuçta hepimiz birden Kıbrıs Türklerinin sorunlarının çözülmesine, seyahat engellerinin, serbest ticaret engelinin ortadan kalkmasına, Güney Kıbrıs Rum yönetiminin AB’ye tam üye yapılması ile ortaya çıkan adaletsiz durumun bir an önce ortadan kalkmasını arzu ediyoruz.”

CHP olarak yurt dışında da çeşitli görevleri olduğunu, kendisinin Sosyalist Enternasyonal Başkan Yardımcılığı görevini de yaptığını aktaran Özgür Özel, ziyaretlerinde sürekli haklı davayı savunduklarını ve haksız izolasyonları hep anlattıklarını kaydetti. Özel, “Güney Kıbrıs ile eşit haklarda, eşit temsiliyette bir çözümün mutlaka bulunması yönündeki iradeyi sahipleniyoruz,” dedi.

 “Türk askeri Kıbrıs’a barış getirdi”

Türk askerinin Kıbrıs’a barış getirdiğini vurgulayan Özel, şöyle devam etti:

 “Bugün Sayın Cumhurbaşkanı ve ana muhalefet lideriyle de üzerinde konuştuğumuz mesele; biz, Türkiye’nin garantörlük haklarının temel prensip olarak sürmediği hiçbir çözümün içinde bulunulmaması gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü bu adada bizim askerimiz bir işgal kuvveti değil, barış kuvvetidir. Gelmeden önce Ada’da kan akıyordu, geldikten sonra kan durdu. Ada’nın sadece kuzeyine değil güneyine de barış getirdik. Hatta, (Yunanistan’da) demokrasinin yerleşmesine, Cunta hükümetinin uzaklaşmasına katkı sağlayan bir Barış Harekâtı’ydı. O yüzden Ada’ya barış getirdik, Ayşe hanımın ‘tatile çıkması’ Ada’ya barış getirdi.”

 “Masadan kalkanlar ödüllendirildi”

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bugüne kadar yaşanan süreçlerde Kıbrıs Türkü’nün ve yöneticilerinin üzerine düşen fedakarlıkları ve diplomasinin gereğini yaptıkları halde çoğu zaman masadan kalkanların ve oyun bozanların ödüllendirilirken, cezayı Türk tarafının çektiğini kaydetti.

Önümüzdeki dönemde Gümrük Birliği anlaşmasının Türkiye’de yeniden gündeme gelmesinin söz konusu olduğunu ifade eden CHP Genel Başkanı Özel, şöyle konuştu:

 “Bu kez farklı olarak Güney Kıbrıs AB bileşeni. Ve uçuşların, gemilerin serbestçe gelip gitmesi gibi bir durum Ada’daki dengeleri tekrar aleyhimize getirebilir bu süreçte. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin çok haklı talepleri var. Ne talepleri var; doğrudan ticaret, doğrudan uçuş ve pek çok ilişkinin doğrudan düzenlenmesiyle ilgili. Bu süreçte bu beklentilerin mutlaka masada tutulması ve bunlar karşılanmaksızın kimseye alan açacak yaklaşımın olmaması gerektiği noktasında bir fikir birliğimiz var.”

Özel, Lefkoşa’da Bülent Ecevit’in anıtını da ziyaret edip çiçek koyduklarını belirterek, sembolik olarak 174 Kıbrıs gazisini de KKTC’ye getirdiklerini, Kıbrıs gazilerinin Türkiye’de halkın göz bebekleri olduğunu söyledi.

Ertuğruloğlu: Sorun, Rumların Kıbrıs Cumhuriyeti devleti ve hükümeti muamelesi görmesidir

Yeniden söz alan Dışişleri Bakanı Tahsin Eruğruloğlu, Kıbrıs sorununun Rum tarafının, “Kıbrıs Cumhuriyeti” hükümeti ve devleti olarak muamele görmesi olduğunu söyledi ve Kıbrıs Türk halkının ve Türkiye’nin, Kıbrıs sorunu bağlamında yaşadığı tüm problemlerin temelinde, Rum tarafının “Kıbrıs Cumhuriyeti” devleti ve hükümeti olarak kabul görmesi olduğunu vurguladı.

Doğrudan ticaret ve doğrudan uçuşlar konusunda yaşanan sıkıntıların düzeltilmesinde endişesi olduğunu ifade eden Ertuğruloğlu, şöyle devam etti:

 “Bana göre, Avrupa Birliği yaptığı hatayı düzeltme kapasitesini artık taşımıyor. Çünkü çok basit bir nedeni var, Rum tarafını ve Yunanistan’ı üye almıştır, bilindiği gibi AB’de kararlar oy birliği ile alınır, dolayısıyla yapılan hatayı düzeltme yönünde atılacak bir adımı, bizi tatmin edecek bir adımı, kararı AB’nin alabilmesi için Rum tarafının ve Yunanistan’ın buna onay vermesi gerekir. Böyle bir Yunan tarafı olduğunu göremiyoruz. Dolayısıyla, direkt uçuş ve direkt ticarete de aynı şekilde bakıyorum. Bu direkt uçuşumuza onay verecek olan makam kim olacak? Sözde ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ sıfatıyla Rum liderliği mi bize direkt uçuşa imkan tanıyacak? Direk ticaret de aynı şekilde. Ambargo uygulatan ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ büyüklük gösterip direkt ticaretimize kapıyı açma yönünde mi hareket edecek? Biz bundan mutlu mu olacağız?

Belki karamsar bir tablo çiziyorum ama tabi ki direkt uçuş da direkt ticaret de hakkımızdır. Bir Kıbrıs Türk futbol takımı Anavatan futbol takımı ile dostluk maçı bile yapamıyor. Yani o kadar geniş kapsamlı izolasyon ve ambargolarla karşı karşıyayız ki bunların olmasının tek bir nedeni var; o da Rum tarafının ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ devleti ve hükümeti olarak kabul görmesidir. Bu hata düzeltilmediği takdirde, Rumlar ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ konumunu korudukları sürece bizlerle, bizleri tatmin edecek herhangi bir uzlaşıya en ufak bir ihtiyaçları söz konusu değil. Zaten o yüzden 60 yıldır yapılan müzakere süreçlerinde bütün anlaşma olasılıklarını berhava eden, son anda her şeyi reddedip masadan kaçan hep Rum tarafı oldu.”

 “Tarihi bir sembolsünüz”

Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, heyette yer alan, Kıbrıs Barış Harekatı’nın ikinci aşamasının başlangıç parolası olan “Ayşe tatile çıksın” parolasının sembol ismi Prof. Dr. Ayşe Güneş Ayata’ya da, “Sizi tekrar görmekten çok büyük mutluluk duydum, gurur duydum. Tarihi bir kişiliksiniz, sembolsünüz. Öneminiz büyük, hoş geldiniz.” diye konuştu.