Doğu Akdeniz Üniversitesi Akademik Personel Sendikası (DAÜ-SEN) Başkanı Doç. Dr. Ercan Hoşkara, Doğu Akdeniz Üniversitesi’ndeki (DAÜ) mali krizin çözülmesi için gereken adımların en kısa sürede atılmaması halinde bir devlet üniversitesini kaybetme ile yüz yüze kalınacağını vurguladı.
Hoşkara, eğer kısa sürede hem üniversite yönetimi, hem de hükümet üniversite için atılması gereken adımları, sendikalarla birlikte uzlaşı ile atmazsa "yıl sonunda alınabilecek maaş olmayacağını, muhtemelen çalışanların, iş güvencesini kaybedeceği bir ortama doğru sürükleneceğini” söyledi.
“Bugün gelinen nokta, Rektörlük için açık ve net bir başarısızlıktır” diyen Hoşkara, 2019 yılından beri gündemde olan mali kriz ile ilgili Rektörlüğün üç yıllık görev süresinde herhangi bir adım atmadığını ve Rektörün hala daha sorunların çözümünü ertelediğini ileri sürerek, üniversitenin sorunların çözülebilmesine imkan tanımak için Rektörü istifa etmeye çağırdı.
DAÜ-SEN Başkanı Doç. Dr. Ercan Hoşkara, Genel Sekreter Doç. Dr. Hamit Caner, Mali İşler Sekreteri Sami Fethi, bugün Lefkoşa Eziç'te yemekli basın toplantısı düzenledi.
Basın toplantısına Esnaf ve Zanaatkarlar Odası Genel Koordinatörü Hürrem Tulga ve Basın-Sen Koordinatörü ve BKP MYK üyesi Münür Özdiren de katılarak destek bildirdi.
Basın toplantısında açıklamalarda bulunan DAÜ-SEN Başkanı Hoşkara, son günlerde Doğu Akdeniz Üniversitesi’ndeki mali sorunun toplumun gündemine oturduğunu belirterek, “Neden gündeme geldi? Çünkü DAÜ, hayat pahalılığı (HP) artışı oranında maaşlarda kesinti yaptı ve tüm çalışanlar bundan olumsuz etkilendi ama tabii ki buraya gelene kadar bir süreç yaşandı” diyerek bu süreç hakkında bilgi verdi.
Hoşkara sendikanın üniversitenin geleceğiyle ilgili endişelerini ve bir devlet üniversitesi olan DAÜ’ye sahip çıkılması için alınması gereken tedbirler hakkında da sendikanın önerilerini paylaştı.
“2019’dan beri sendika tedbir alınmasını talep etmektedir”
Hoşkara, “Biz DAÜ-SEN olarak her türlü sorumluluğu alarak elimizden gelen her şeyi yaptık, yapmaya da devam edeceğiz. Ama maalesef geldiğimiz noktada bütçe açığının kapatılması, maaşların tam, eksiksiz ödenmesi ve sorunların çözülmesi mümkün olmamıştır” dedi.
DAÜ’de mali açıdan bu noktaya nasıl gelindiğine dair sendikanın görüşlerini paylaşan Hoşkara, 2019 yılında, ilk kez, DAÜ’nün bütçesinin 30 milyon TL’lik bir açık verdiğini, 2019 yılından beri sendikanın da konuyu gündeme getirmekte olduğunu ve tedbir alınmasını talep ettiğini söyledi.
Hoşkara, 2016’da üçüncü ülkelerden gelen öğrenci sayısı 8 bin iken, bugün gelinen noktada en büyük elde gelir kalemi olan üçüncü ülkelerden gelen öğrenci sayısı 4 bine düşmüştür” diyerek, “Bu 4 bin öğrenci, bugünkü rakamlarla bütçeye 500 bin TL ek gelir demektir” diye konuştu.
Hoşkara, Aralık 2022’de onaylanan 2023 yılı bütçesinde 410 milyon TL bütçe açığı öngörüldüğünü ancak yıl sonu itibarıyla bu rakamın 700 milyon TL olarak hesaplandığını ifade ederek, “1.7 milyar TL olan reel bütçenin 700 milyon TL’si açık durumdadır. Hayat pahalılığı ödemediği noktada dahi aralık ayı maaşları ödenecek durumda değildir. Ocak maaşları yok ve 13. maaş yok” diye konuştu.
2019 yılından beri gündemde olan mali kriz ile ilgili Rektörün üç yıllık görev süresinde herhangi bir adım atmadığını savunan Hoşkara, “Ne gelirler artırılabildi, ne öğrenci sayısındaki düşüş engellenebildi, ne de giderlerin azaltılması için bir tedbir alınabildi” dedi.
İçte yaşanılan sorunla birlikte yükseköğretimde de çok ciddi bir sıkıntı olduğuna da işaret eden Hoşkara, yıllar içerisinde ülkede çok sayıda üniversitenin açılmasına izin verildiğini, üniversite sayısının arttığını, öğrencilerin ödediği harçların ise piyasa koşullarında sürekli gerilediğini aktardı. Hoşkara, 90’lı yıllarda Türkiye’den gelen bir öğrenci 3 bin dolar harç öderken, bugün bu rakamın bin dolara gerilediğini belirterek, bu koşullarda yükseköğretimde eğitim vermenin “gerçekçi” olmadığını söyledi. Hoşkara, yükseköğretimde standart eksikliği ve denetim sorunun olduğuna da işaret etti.
Hoşkara, üniversitede yaşanan mali sorunlara ilişkin DAÜ Rektörü Prof. Dr. Aykut Hocanın nisan ayında Senato’ya mali tedbirler önerisinde bulunarak, temmuzda HP vermemeyi, ocakta oluşacak HP’nin de sadece yüzde 10’unu, 2024 Temmuz'unda oluşacak HP’nin ise sadece yüzde 20’sini vermeyi önerdiğini ancak bütçe açığını kapatacak gelir-gider dengesini sağlayacak bir tedbir önermediğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı, Başbakan, Milli Eğitim Bakanı ve Vakıf Yönetim Kurulu ile görüşmeler yaptıklarını ve kapsamlı bir çözüm planına ulaşmaya çalıştıklarını aktaran Hoşkara, “Üniversitenin bütçe açığında hükümetin de sorumluluk üstleneceği, bundan sonraki süreçte DAÜ’nün dezavantajlı olduğu rekabet koşullarının düzeltileceği ve üniversitemizin bu koşullarda yükseköğretimde rekabet edebilme imkânı koşullarının sunulabileceği tedbirler önderdik.” dedi.
Hoşkara, sendika olarak yaklaşık dört yıllık bir program içerisinde çalışanların HP ödeneklerinin üç ay ötelenerek uygulanmasını, 13. maaş ödeneklerinin içeride iç borçlanma olarak tutulmasını ve çalışanların da bu anlamda iç borçlanma kalemine katkı koyacaklarını söylediklerini belirtti.
“Eğer böyle bütünlüklü bir tablo ortaya çıkarsa, hükümet kendi üzerine düşeni yaparsa, biz de kurumun yaşaması için ihtiyaç duyan borçlanmaya katkı koyacağımızı söyledik” diyen Hoşkara, hükümetin ise geriye kalan borcun kefaletini verebilmek için üniversitenin “yapısal bir dönüşüm paketi” sunması gerektiğini söyledi.
Hoşkara, “Bugüne kadar tüm çalışmalar sonucunda, 31 Temmuz’dan önce, yani HP miktarı maaşlardan kesilmeden önce bir anlaşma için çok çaba gösterdik. Maalesef bizden kaynaklanmayan nedenlerden bu iş gerçekleşemedi, bir anlaşmaya varamadık ve yasa dışı olarak maaşlar kesilmiş durumdadır, Çalışanın rızası olmadan bir iç borçlanma kalemi yaratılmış durumdadır. Biz de bunu mahkemeye taşıdık. Ama sendika olarak şunu söylüyoruz; doğrusu, hükümetin de dahil olduğu bir uzlaşıya vararak üniversiteyi düzlüğe çıkarmaktır” şeklinde konuştu.
Rektöre yönelik eleştirilerde bulunan Hoşkara, “Bize göre ortada net bir başarısızlık söz konusudur. 2020’de göreve gelen Rektör, bütçe açığını 30 Milyon TL ile devraldı, bugün 700 milyon TL’ye ulaştı” dedi. Rektörün, sorunların çözülebilmesi için adım atmadığını, yasalara bağlılığını koruyamadığını, toplu iş sözleşmelerini ihlal ettiğini savunan Hoşkara, Rektörün hala sorunların çözümünü ertelediğini de ileri sürdü.
Hoşkara, “Sayın Rektör hemen istifa etmeli ve üniversitenin bu büyüyen mali ve idari sorunlarının çözülebilmesi için teamüllere uygun demokratik sürecin çalıştırılmasına olanak vermelidir. Rektörün bunu yapmaması durumunda, VYK ve Senato daha fazla süreçleri seyretmemeli ve denetim yetkisini kullanarak Rektörü görevden almalı ve yeni yönetimin oluşumu için demokratik süreci başlatmalıdır” ifadelerini de kullandı.
Hoşkara, eğer kısa sürede hem üniversite yönetimi hem de hükümet üniversite için atılması gereken adımları, sendikalarla birlikte uzlaşı ile atmazsa yıl sonunda alınabilecek maaş olmayacağını, bununla beraber muhtemelen çalışanların iş güvencesini kaybedeceği bir ortama doğru sürükleneceğini söyledi.
Hoşkara, DAÜ’deki sorunlara çare bulunması için DAÜ-SEN olarak sorumluluk üstelenerek özveride bulunmaya hazır olduklarını yineleyerek, “Gelinen noktada üniversite Rektörü, Üniversite Yönetim Kurulu ve Senatosuyla tüm bu sorunların çözümü için kararlılık bekliyoruz. Tüm bunların en üst kararı organı olan Vakıf Yöneticiler Kurulu’nun artık süreçleri seyretme lüksü yoktur. Bugüne kadar maalesef bu adım atılmadı. Bundan sonra atılmazsa maalesef bir devlet üniversitesini kaybetme ile yüz yüze kalacağız” dedi.
Hoşkara, sendikanın bu süreçte iki amacından birincisinin üniversiteyi hayatta tutmak, ikincisinin ise başarılı bir yönetimle bugün kaybedilenleri yakın zamanda geri kazanmak olduğunu belirterek, “Çalışanın bugün yaşadığı kayıpları gidermenin ve iş güvencesini korumanın başka yolu yoktur” dedi.