Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Ürün Solyalı, anayasaya göre kıyı ve ormanların devletin, yani halkın olduğunu söyledi.

   Sosyal medya hesabından paylaşımda bulunan Solyalı, devlet sınırları içindeki mevcut ormanları korumak, yenilerini ihdas etmek ve ormancılık alanında gelişmeyi sağlamanın devletin sorumluluğunda olduğuna dikkat çekerek “Kamuya ait her şey şirketlerin devleşmesi için hediye ediliyor” ifadesini kullandı.

    Solyalı’nın paylaşımı şu şekilde:

   “Anayasa’ya göre kıyılar, ormanlar, devletin yani halkındır.
   Fasıl 60 Orman Yasası tahtında tüm yüksek ve alçak ormanlar Devletin malıdır.
   Devlet sınırları içindeki mevcut ormanları korumak, yenilerini ihdas etmek, ormancılık alanında gelişmeyi sağlamak Devletin sorumluluğudur.
   Su, toprak, mineraller, biyolojik çeşitlilik gibi değerli ancak sınırlı olan doğal kaynakların uzun vadede sürdürülebilirliği sağlamak amacıyla korunması ve muhafaza edilmesi Devletin sorumluluğudur
   Çevreyle ilgili karar alma sürecinin şeffaflığı ve bu sürece kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum örgütleri ve halkın katılımı sağlamak İdare’nin yükümlülüğüdür.
   Ülkesel Fiziki Planları uygulamak, İmar Planlarını buna uygun yaparak öncelikli olarak yaşam ve çevre hakkını teminat altına almak Devletin yükümlülüğüdür.
   Bu ülkede kamuya ait ne varsa , sürdürülebilirlik ilkeleri çerçevesinde kamu yararı için kullanmak devletin ödevidir.
   Kamuya ait her şey şirketlerin devleşmesi için hediye ediliyor, yabancı sermeyenin kurumları devralması sağlanıyor. 
   Kıyıları, ormanları daha fazla para kazanmak adına kamu kontrolünden çıkarmak ve vahşi kapitalizme ve onun çıkarlarına yem etmek bu ülkeye yapılacak en büyük kötülüktür.
   Yangına hazırlık yapamayan, itfaiyesine bütçe ayıramayan ve eski / aksak aletlerle ateşle savaşmasını umursamayan, Belediye’nin elindeki kumsalı alıp özel şirketlere devretmeye çalışan bir yapı bugünkü.
   Arıtma, çöp ayrıştırma ve imha alanlarını, ne Kamu’da ne de özellikle İskele bölgesindeki yapılaşmada zorlayamayan, işçilerin ölümüne kadar giden bir sistemi besleyen bir dönemde Yansın bu ormanlar diyecek olan bir Çevre Bakanlığı var.
   Dünyada elbette “glamping alternatif turizm” modeli var. Ancak tüm techizatı, hazırlığı, planlaması olan yerlerde. Birinin kulağınıza üflemesi ile yeni model oluşturulmaz. Çok ciddi çalışmalar gerektirir.
   Her ekoloji mücadelesi aslında politik bir tavır, siyaset üstü bir davranış modelidir. İklimi bu kadar değiştirmiş ve dünyayı yok ediyorken her canlının yaşam hakkı en temel haktır.
   Şimdiden söylüyoruz kamu yararı gütmeyen ve kişilere kamu hilafına avantaj sağlamaya yönelik yapılan işlemlerin İptali zorunludur, olacağı da budur.”
  

Editör: Ahmet Karagözlü