Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Sıla Usar İncirli, “sahte reçetelerle sigortadan yasa dışı gelir elde etme” konusunun günlerdir ülkenin bir numaralı gündemi olduğunu söyledi. 
   Sosyal medya hesabından paylaşımda bulunan İncirli, medyanın sigorta reçetelerindeki yolsuzluk konusuna çok ilgi göstermesinden dolayı hastalar açısından sakıncalı bir durumun oluştuğunu belirtti. 
   Sisteme dahil olan 220 eczacının ve 83 hekimin tümünün suçlu gibi algılanmasına neden olan yorumlar yüzünden hekimlerin reçete yazmaktan, eczacıların ise ilaç vermekten kaçınmaya başladığına dikkat çekti. 
   Sıla Usar İncirli’nin paylaşımı şöyle: 
   “Sahte reçetelerle sigortadan yasa dışı gelir elde etme konusu günlerdir ülkemizin bir numaralı gündemi. O kadar ki başka önemli meseleler nerdeyse hiç konuşulmaz oldu. Ortada ciddi iddialar var. Elbette yargıya intikal etmiş bir konuda, soruşturmanın ve yargılamanın selameti gereği her birimize saygı göstermek ve sessiz kalmak düşer. Buna karşın uygulamadaki sorunları, eksiklikleri ve bundan sonra yapılması gerekenleri konuşmazsak bir süre sonra benzer olayları tekrar yaşarız, en önemlisi hastalar ilaca ulaşmakta zorluk çekmeye devam eder.
   16/1976 sayılı yasa ile Sigortalar Dairesi kuruldu. O yıllarda sigortalı insan sayımız 20 bin civarındayken günümüzde yüz binin epey üzerindedir. Kurum ile ilaç konusunda sözleşmesi olan yaklaşık 83 serbest çalışan hekim ve 220 eczacı var.  İlaç ödemeleri ile ilgili işlemlerin denetimi ve uygulaması Sosyal Sigortalar Dairesi Yasası kapsamında yürütülmektedir. Söz konusu uygulamanın amacı sigortalı kişilerin yaptıkları yatırımların karşılığı olarak ücretsiz veya indirimli ilaç alabilmelerini sağlamaktır- ki bu amaç hepimizin savunduğu bir durumdur.
   Şimdiki uygulamanın sorunlarını ve çözüm önerilerini şöyle sıralayabiliriz:
    1. Reçetelerin aylık yazılma zorunluluğu kronik hastalar için günlük pratikte zorluklar oluşturmaktadır. Elbette ilaç yan etkisi riski varsa hekim hastasını her ay görmek isteyebilir ama bu sık yaşanan bir gereklilik değildir. Kronik hastaların kullandığı ilaçların çok önemli bir kısmı 3-6 aylık aralıklarla reçetelenebilir. İstisnai durumlar hariç reçetelerin 3-6 aylık ihtiyaca göre yazılması için düzenleme yapılmalıdır.
   2. Sigorta reçetelerinin sadece serbest çalışan hekimler tarafından yazılması (kurum ile sözleşmesi olan yaklaşık 83 hekim), kamu hekimlerinin sigorta reçetesi yazamaması yüz binin üzerindeki sigortalı için hekime ulaşmakta zorluk oluşturmaktadır. Kamu hekimlerinin de sigorta reçetesi yazmalarını mümkün kılacak düzenlemeler yapılmalı, kurallar oluşturulmalıdır. 
   3. Denetimler sürekli ve sıkı bir şekilde yapılmalı, KT Tabipleri Birliği ve KT Eczacılar Birliği ile işbirliği içinde olunmalıdır. Yasa dışılık tespit edildiği anda gerekli ihbar müessesi çalıştırılmalı, yasa dışılığın sürmesine müsaade edilmemelidir. Yıllardır olduğu söylenen söz konusu yasa dışılığın üzerine gitmek için neden bu kadar beklendiği en önemli sorulardan bir tanesidir.
   Medyanın sigorta reçetelerindeki yolsuzluk konusuna çok ilgi gösteriyor olmasını anlamakla birlikte, hastalar açısından sakıncalı bir durum oluşmaya başladığını görüyoruz. Sisteme dahil olan 220 eczacının ve 83 hekimin tümünün suçlu gibi algılanmasına neden olan yorumlar sonucunda hekimler reçete yazmaktan, eczacılar ise ilaç vermekten kaçınmaya başladı.
   Soruşturma ve yargılamanın hızla tamamlanması, suçluların gereken cezaları görmeleri hepimizin ortak dileğidir. Yaşananların tüm hekim ve eczacı camiasına mal edilmesi doğru olmadığı gibi topluma da hiçbir fayda sağlamaz.” 

Editör: Ahmet Karagözlü