Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, önümüzdeki hafta Cenevre’de gerçekleştirilecek 5+1 gayri resmi toplantıyla ilgili konuştu ve “Cenevre’den büyük bir beklenti içinde değilim. Bu sadece bir adımdır. Bugünü yarına bağlayan bir süreçtir” dedi.
Kanal T’de Nazar Erişkin’in sorularını yanıtlayan Erhürman, Ankara temaslarıyla ilgili bilgi verdi.
“Memleketin hali ortada”
Ankara ziyaretiyle ilgili konuşan Erhürman, Ankara Kent Konseyi'nin daveti üzerine oraya gittiklerini belirtti. Siyasi nabız tutmak açısından ziyaretlerinin faydalı olduğuna dikkat çeken Erhürman, bazı gazetecilerle, Ankara’daki Kıbrıslı Türk öğrencilerle de görüştüklerini anımsattı.
“Hem kendimizi ifade ettik hem de nabız tutmaya çalıştık. Ankara Kent Konseyi’nin davetiydi. Kent Konseyi deneyimlerini çok bilmiyordum, ama çok önemli bir oluşum. Atina demokrasisi gibi doğrudan demokrasi örneği. Önde gelen gazetecilerin, eski büyükelçilerin ve milletvekillerinin katıldığı geniş bir toplantı oldu” diyen Erhürman, ziyaretlerini davet üzerine yaptıklarını vurguladı. Cumhurbaşkanlığı seçim süreciyle ilgili konuşan Erhürman, “Süreç başladı denilebilir. Cumhurbaşkanlığı seçimi uzak değil. Resmi açıklamalar gelmediği için kimlerin aday olacağı net değil” dedi. Kıbrıs sorunu eksenli bir cumhurbaşkanlığı seçimi olacağını belirten Erhürman, “Sayın Tatar’ın adaylığı bağımsız mı olur, UBP’den mi olur, bu konuda bir şey söyleme niyetim yok. Memleketin hali ortada. Sayın Tatar üzerinden bir değerlendirme yapma niyetinde değilim” dedi.
“Büyük bir beklenti içinde değilim”
Halkın çok sıkıntılı bir dönemden geçtiğini vurgulayan Erhürman, Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğüne işaret ederek halkın yaşadığı sıkıntıların daha da derinleştiğini kaydetti. “Herkes bunun farkında” diyen Erhürman, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin, “partili” seçim gibi geçmediğine işaret eden Erhürman, sıkıntıların büyük olduğunu, o yüzden de halkın algısının açık olduğunu ifade etti. Tufan Erhürman, önümüzdeki hafta gerçekleştirilecek gayri resmi toplantıyla ilgili de konuştu ve “Cenevre ile ilgili tuhaf değerlendirmeler yapmak mümkün” dedi. “Her türlü tuhaflık imkânsız görünmüyor. Suriye’de yaşananlar var, Ukrayna-Rusya savaşında yaşananlar var, Gazze’de on binlerce çocuğu kaybettik. Böyle bir dönemde BMGS inisiyatif alır da üç garantör ülkeyle toplantı düzenlerse, “Ortada bir şey var” diye düşünürsünüz” diye konuşan Erhürman, ABD Büyükelçisi ve İngiltere’nin Cenevre’de bulunacak devlet bakanıyla yaptıkları görüşmeleri anımsattı ve “Bizim bilmediğimiz bir şey var” gibi bir durumun söz konusu olduğunu düşünmediğini kaydetti. “Cenevre’den büyük bir beklenti içinde değilim. Bu sadece bir adımdır” diyen Erhürman, Cenevre’nin “Bugünü yarına bağlayan bir süreç” olduğuna işaret etti.
Diyaloğun devamı…
Tufan Erhürman, “En iyi ihtimalle, diyaloğun devamı açısından yararlı bir görüşme olur ve belki birkaç geçiş noktası açılabilir. Atmosferik olarak olumlu olabilir ama somut bir şey çıkacağını sanmıyorum” dedi. Erhürman, “Cenevre’de bir masa olacak. Gözüm o masada değil. Daha çok, masanın dışında yapılacak temaslarda” diye konuştu ve Türkiye-AB ilişkilerinin de büyük önem kazandığına dikkat çekti. Kıbrıslı Rum Lider Hristodulidis’in sadece "Cran Montana’da kaldığımız yerden başlamaya hazırım" demesinin yetersiz olduğunu fark etmesi gerektiğine vurgu yapan Erhürman, “Bu toplantıdan çıkabilecek en iyi şey, belki geçiş noktalarının açılmasıdır. Umarım ve isterim ki, bu konuda olumlu adımlar atılır. Ama bu süreçte önemli olan, masa dışı diplomasinin devam etmesidir” dedi. Kıbrıs’ta çözümsüzlüğün devamının bazı riskler taşıdığına vurgu yapan Erhürman, Kıbrıs’ta yeni bir gerginliğin arzulanacak bir durum olmadığına dikkat çekti. “Kıbrıs sorununu, yaşanan gelişmelerden bağımsız düşünemeyiz. Bizim sürdürülebilir, kalıcı barışı ve siyasi eşitliği garanti altına alacak bir çözüm mimarisi inşa etmemiz gerekiyor” diyen Erhürman, tüm bunların dünyaya anlatılması gerektiğine işaret etti.
Siyasi eşitlik, takvim ve sonuç odaklılık
Ersin Tatar’ın açıklamalarını da yorumlayan Erhürman, “Sayın Tatar, “Doğrudan temas, ticaret ve uçuş (3D) kabul edilmezse masaya oturmayız” diyor. Peki, 3D kabul edilirse neyi görüşecek? Hangi zeminde? Federasyonu görüşmem diyor. Eğer 3D verilmeden, Sayın Guterres “İki devletli çözümü görüşelim” derse, Sayın Tatar ne diyecek? Bu süreçte önce “KKTC tanınmadan masaya oturmam” dedi, sonra “Ön şart değildir” dedi. 3D verilmeden masaya oturmam dedi, sonra ne yapacağı belli değil. Eğer 3D verilirse, GK zeminde oturacak” dedi. CTP olarak tutumlarının net olduğuna dikkat çeken Erhürman, “Masaya oturmak için siyasi eşitlik, takvim ve sonuç odaklılık gerekir. BM, bu takvimin sonunda Kıbrıs Rum liderliğinin süreci sabote etmesi durumunda statükoya dönülmeyeceğini garanti etmelidir” diye konuştu. Gayri resmi masalarda en olumlu sonucun, diyaloğun devam etmesini sağlamak olduğuna dikkat çeken Erhürman, taraflardan hiçbirinin, diyaloğun kopmasını istemediğini belirtti ve söz konusu durumun olumlu olduğunu dile getirdi.