Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Kadın Örgütü, “Deprem Sonrası Derinleşen Ekonomik Kriz ve Kırılgan Gruplara Etkileri” başlıklı panel düzenledi. CTP’den verilen bilgiye göre, Naci Talat Vakfı’nda ekonomist Fatma Güven Lisaniler ve ekonomist Mertkan Hamit’in konuşmacı olarak yer aldığı panelde, “derinleşen krizin sınıfsal etkileri, yaşanan can kayıplarıyla birlikte kırılgan sosyal grupların yaşadığı eşitsizlikler ve bunlara ilişkin çözüm önerileri” ele alındı. Panele, CTP Kadın Örgütü Başkanı Doğuş Derya’nın yanı sıra CTP’li milletvekilleri ve yurttaşlar katıldı. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle bir dizi etkinlikler düzenleyen CTP Kadın Örgütü, Türkiye’de Maraş merkezli gerçekleşen büyük depremlerden dolayı bu yıl etkinliklerini depremlere yönelik yapma kararı almıştı. Bu çerçevede yer alan panelde, açılış konuşmasını yapan CTP Kadın Örgütü Başkanı Doğuş Derya, Türkiye’de gerçekleşen depremlerde enkaz altında kalan insanların kurtarılmayı beklerken can verdiklerini, bunun sebebinin de kurumların içinin boşaltılması olduğunu iddia etti. Ülkenin içinde bulunduğu siyasal ve ekonomik durumu hakkında da değerlendirmelerde bulunan Derya, “siyasi çözümsüzlüğe ek olarak bir de ekonomik krizin yaşandığını, bunun da TL kullanımından kaynaklandığını” vurguladı. Derya, “Ekonomik krizin yarattığı derin etkiler sınıfsal olarak en kırılgan grupların, başta emekçileri, kadınları, çocukları, lgbti ve yaşlıları etkiliyor” şeklinde konuştu. “Deprem Sonrası Derinleşen Ekonomik Kriz ve Kırılgan Gruplara Etkileri” konulu panelde konuşma yapan ekonomist Mertkan Hamit de, toplumun tek bir dokunuşla düzelebilecek durumda olmadığını ifade etti. Gini katsayısı üzerinden Kıbrıs Türk toplumu AB ve AB dışındaki ülkeleri kıyaslamalı olarak anlatan Hamit, Türkiye ve Kıbrıs'taki makroekonomik durumla ilgili veriler sundu. Kıbrıs'taki yoksulluk dağılımını bölgeler bazında da analiz eden Mertkan Hamit, depremin yaratacağı maliyet ile ilgili öngörüler ortaya koydu. Depremin olumsuz sonuçlarına değinen Hamit, ihmallerin olduğunu ifade etti. Depremin bir maliyeti olacağını ve bunun da hane halklarına yansıdığını kaydeden Hamit, önlemlerin ekoloji, emek ve toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifinde nasıl ele alınabileceği ile ilgili önermeler sundu. Depremin ekonomik krizi daha da tetikleyeceğini işaret eden Hamit, Türkiye’de geride kalan 100 yılda birçok dönem enflasyon yaşandığını, Kıbrıs’ın kuzeyinde de bunun yoğun hissedildiğini belirtti ve bundan kaynaklanan enflasyondan kurtulabilmenin tek yolunun Euro’ya geçmek olduğunu söyledi. Ekonomist Fatma Güven Lisaniler de, depremlerin yaşattığı sarmalın etkilerinin daha çok hissedildiği bir süreçten geçildiğini söyledi. Eğitimde ve sağlıkta yaşanılanların bütün bu krizlerin sonuçları olduğunu işaret eden Lisaniler, “Krizlerde kadına şiddet, yolsuzluk ve dışa bağımlılık artar. Ülke kendi sorunlarını çözme isteği ve yeteneklerini zamanla kaybeder. 2008’den beri biz krizdeyiz ve bunun etkilerini adım adım yaşıyoruz” dedi. Bu tip krizlerde genel olarak kırılgan grupların görmezden gelindiğini ve yok sayıldıklarını dile getiren Lisaniler, kırılgan grupları genç, yaşlı, bağımlı, cinsel yönelimleri farklı sığınmacı ve mülteci olarak nitelendirdi. Lisaniler, kriz dönemlerinde kırılgan grupların daha çok istismar edildiğine dikkat çekerken, toplumsal cinsiyet odaklı bütçeleme politikalarının önemini anlattı.