TDP Genel Başkanı Zeki Çeler, halkın son dönemde, özellikle de son seçimlerde baraj altı kalmalarından sonra TDP'den bir beklentisi olduğunu söyledi.
Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Zeki Çeler, Diyalog TV’de katıldığı “Güne merhaba” programında Özlem Çimendal’ın sorularını yanıtladı.
TDP Genel Başkanı Zeki Çeler, toplumun adeta bir tükenmişlik sendromuna sürüklendiğine ve hiçbir şeyin değişmeyeceğine inandırıldığına dikkat çekerek, bu noktada TDP’nin topluma umut olabilecek kapasitede olan partilerin başında geldiğini vurguladı
Seçime katılmayan boykotçular olduğunu hatırlatan Çeler, sandığa gitmeyenlere kızmadığını, asıl sorunun sandığa gitmeyip bir şeylerin değişmesini beklemek olduğunu kaydetti.
Ekonomide, tarımda, üretimde ve birçok alanda hem parti içi hem de parti “dışından destek alıyoruz, eğitim ve sağlıkta da öyle” diyen Çeler, ülkede çok başarılı uzmanlar ve işlerinin ehli insanlar olduğunu, onlarla birlikte, yeni bir parti programı yürütürken ortada olan istikrarsızlığın ve beceriksizliğin üstesinden gelmek için yeni bir vizyon ortaya koyduklarını belirtti.
Çeler, “Bu topluma umut olma kapasitesine sahip olan TDP yeni bir vizyonla ortaya çıkmıştır. İç meselelere daha gerçekçi bir yaklaşımla, yaşanabilir bir ülkeyi nasıl yaratabiliriz bakış açısıyla hareket ediyoruz” dedi.
Yolsuzluğun, yüzsüzlüğün, suç olaylarının ve kurumların kötü amaçlarla kullanılmasının önüne geçilebileceğini anlatan Çeler, bu anlamda önemli olanın da kararlı bir duruş sergilemek, istikrarla o yoldan vazgeçmemek olduğunu vurguladı.
Önümüzdeki bir yıl içinde erken seçime gidileceğini kaydeden Çeler, bu yolsuzlukların bir seferberlik anlayışı içinde, kimsenin yakınlık derecesine ve gözünün yaşına bakılmadan yargılanmasının sağlanması için de seçimle birlikte Meclis’te kartların yeniden dağıtılmasını sağlamak gerektiğini vurguladı.
2022 Aralık ayında yapılan belediye seçimlerinde özellikle Girne’de çıkan seçim sonucu tablosunun, ilk seçimlerle birlikte Meclis’te yer alacak partilerin de sonucunun örneklemesi olduğunu kaydeden Çeler, “Toplum artık değişimi daha net gördü ve iş yapacak olanları destekleme kararlılığını yerel seçimlerde gösterdi. Şimdi sıra bunu Meclis dağılımında uygulamaya gelmiştir” dedi.
Ulusal Birlik Partisi (UBP) hükümetinin erken seçimden kaçamayacağını çünkü ülkenin şu anda en kötü döneminde olduğunu ve herkesin de bu durumun daha da kötüye gideceğinin farkında olduğunu söyleyen Çeler, “Peki hükümet partileri bu duruma daha ne kadar direnebilecekler? Çünkü tabanlar da bundan şikayetçi” dedi.
İnsanların üye oldukları, oy verdikleri partilerden utanmaya başladığını, yıllardır bu ülkenin geçmişinin kurucusu olan bir partinin bu şekilde anılmasının utanılacak bir şey olduğunu vurgulayan Çeler, “Bu partilere üye olan kişilerin suistimallerle gündeme gelmesi, yargılanması, tutuklanması, kelepçelenmesi, cezaevinde tutulması insanlara bunları hissettirdi. Aynı partiler içindeki çok değerli üyeler ve siyasetçilerde bu rezilliklerin içerisinde mahcup duruma düşüyor” dedi.
Geçmişte bu partilerin içinde ciddi politikalar üreten, bu ülkenin bugüne taşınmasına emeği olan insanlar olduğunu ve bugün yaşananların o insanları utandırdığını belirten TDP Genel Başkanı Zeki Çeler, bu utancın bu şekilde devam etmesinin doğru olmadığını, suçlu kişilerin bir an önce siyasetten uzaklaştırılarak suç işleyenlerin cezalarını çekmesi gerektiğini, bunu da şimdi ki hükümetin yapamayacağını, erken seçime gidilmesi gerektiğini dile getirdi.
Çeler, “Siyasette yeniden etik değerlerin yerleşebilmesi ve toplumun beklentisine karşılık vermenin siyasi liderlerin nitelikleri açısından değerlendirilerek seçilmesi şarttır. Çünkü her şey; bu ülkeyi kimin daha iyi yönetebileceği, çağa nasıl ayak uydurabileceği meselesidir.
“Yanlış yaptığımız siyaseti sadece özeleştiri yaparak, özür dileyerek mi bırakacağız? Kelebek etkisi yaratan siyasi kararları unutacak mıyız?” diye soran Çeler, gelen bir soru üzerine; muhalefetin muhalefeti eleştirmesini de doğru bulmadığını, muhalefeti eleştirecek olan kendi tabanları ve toplum olduğunu belirtti.
“Toplum muhalefeti eleştirebilir. Bu konu hakkında yorum yapma hakkım yok. Ben hükümeti eleştirmeyi tercih ediyorum. Ama bunun ötesinde TDP'nin amacının ne olduğu, neye hazırlandığı sorulduğunda da cevabım nettir; TDP hükümet olmaya hazırlanıyor” dedi.
TDP’nin yokluğunda gerek Meclis’te gerek Bakanlıklarda TDP’nin üstlendiği ve üzerine düşen görevlerin daha net anlaşıldığına dikkat çeken Çeler, eğer 2018-2019 Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı dönemi hala tartışılıyorsa, kendilerinden sonraki dönemde hiçbir şey yapılmadığı söyleniyorsa; bunun en büyük kanıtlardan biri olduğunu kaydetti.
Çeler, “Daha sonra toplum, TDP'nin aslında başarılı bir siyasi grup olduğunu ve TDP'yi hükümette görmek istediğini dillendirmeye başladı” dedi.
Ülkedeki üniversite krizine de dikkat çeken Çeler, TDP’nin hükümette ve Cemal Özyiğit’in de Eğitim Bakanı olduğu döneme bakılmasını ve o dönemde kaç tane üniversite izni verildiğinin görülmesini isteyen Çeler, sıfır, tek bir izin bile verilmedi, dedi” ayrıca o dönemin denetim ve çalışmalarının da hatırlanması gerektiğini vurguladı.
Çeler, “İkincisi de benim Çalışma Bakanı olduğum dönemdir. Yurt dışından kayıtlı işçi getirip daha sonra onun kayıt dışı olmasına sebebiyet verenlerle nasıl mücadele ettiğimi çok daha iyi hatırlamalısınız. En azından yurt dışından işçi getirmelerini engellediğimiz 15 aylık bir dönem oldu” dedi.
Kötü siyasetle birlikte insanların tükenmişlik sendromuna sürüklendiğini ve hiçbir şeyin değişmeyeceğine inandırıldığını anlatan Çeler, örneğin insanların diplomalar olayında; “Bunları verebilme cesaretine nasıl sahiptirler? Bu kadar rahat nasıl davranabilirler? Ülkedeki yasalara, Anayasaya bağlılık nasıl bu kadar yerle bir edildi?” diye sordu.
Çeler, “Bugün Anayasa, toplumu yönetenler tarafından sürekli deliniyor. Bence siyasetin de artık değişmesi gerekir. Ama bu değişim, yasaları değiştirerek, partilerin sayısını azaltarak ya da sistemi değiştirerek değil toplumun siyasete, siyasetçilere karşı beklentisi karşısında ne yapması gerektiğini çözerek yapılabilir. Toplumun genelleme yapmayı da bırakması lazım. Kimin iş yapıp yapmayacağını, kimin görevini yapıp yapmadığını iyi analiz etmeli. Bu toplumun sosyal ve siyasal bir değişime ihtiyacı var” dedi.