Avrupa Birliği (AB), ChatGPT gibi yapay zeka araçlarının nasıl bir çerçevede denetleneceği üzerine anlaşmaya varmak için toplantı düzenledi.

AB yetkilileri, yapay zekaya dair ilk büyük düzenleme olarak görülen, dönüm noktası niteliğindeki kuralları kabul etti.

Önde gelen AB kurumları, anlaşmaya varma amacıyla haftayı teklifler hazırlayarak geçirdi.

Dikkat çeken noktalar arasında ChatGPT gibi araçlar geliştirmek için kullanılan üretken yapay zeka modellerinin, yüz tanıma ve parmak izi taraması gibi tanımlama araçlarının nasıl denetleneceği tartışmaları yer alıyordu.

Almanya, Fransa ve İtalya, "temel modeller" diye de bilinen üretken yapay zeka modellerinin doğrudan denetlenmesine ve üretiminin belirli bir çerçeveye yerleştirilmesine karşı çıktı.

Söz konusu ülkeler, şirketlerin hükümetler tarafından uygulamaya konan kuralları baz alarak kendi kendilerini denetlemesi gerektiğini savundu.

Liderler arasında aşırı düzenlemelerin Avrupa'nın Çinli ve Amerikalı teknoloji liderleriyle rekabet etme yeteneğini engelleyebileceği endişesi göze çarptı.

Almanya ve Fransa, DeepL ve Mistral AI dahil olmak üzere Avrupa'nın en umut verici yapay zeka girişimlerinden bazılarına ev sahipliği yapıyor.

Öte yandan 37 saat süren müzakerelerin sonucunda kabul edilen anlaşma X (eski adıyla Twitter), TikTok ve Google gibi devlerin Avrupa'daki faaliyetlerini de kapsayacak.

Avrupa Komisyonu Üyesi Thierry Breton, anlaşmayı "tarihi" diye nitelendirildi.

Breton, anlaşmayı müzakere eden 100 kişinin neredeyse üç gün boyunca bir odaya kapandığını söyledi:

Tarihi bir anlaşma yapmak, sadece birkaç saat uyumaya değer.

Yetkililer, en erken 2025'te yürürlüğe girmesi planlanan nihai yasaya dair bazı ipuçları verdi.

Buna göre Avrupa Parlamentosu, gerçek zamanlı gözetim, yüz tanıma ve diğer biyometrik teknolojilerin kullanımına üç istisna dışında yasak getirdi.

Bu tür teknolojilerin yalnızca terör saldırısı tehdidi durumunda, kurbanların aranmasında ve ciddi suçların kovuşturulmasında kullanabileceği sonucuna varıldı.

Avrupa Parlamentosu'nun yapay zekayı düzenlemeye yönelik çabaları 4 yıldır devam ediyor.

Bu çabalara liderlik eden isimlerden Romanyalı parlamenter Dragoş Tudorache, şunları söyledi:

Avrupa'daki yapay zeka ekosisteminin temel haklara, insani değerlere saygı duyan, güven inşa eden, bu yapay zekadan en iyi şekilde nasıl yararlanabileceğimize dair bilinç oluşturan insan merkezli bir yaklaşımla gelişmesini sağlayacak bir mevzuat sunmak gibi bir amacımız var.

Brüksel'de gece yarısı düzenlenen basın toplantısında konuşan Tudorache, "Bu, gözlerimizin önünde gerçekleşen bir devrim" diye ekledi.

"Hiçbir zaman polisin suçla mücadele etmek için ihtiyaç duyduğu araçları, dolandırıcılıkla mücadele için gerekenleri, yurttaşlara güvenli bir yaşam sağlamak ve bunu güvence altına almak için ihtiyaç duyulan araçları engellemeye çalışmadık" diyen parlamenter, sözlerini şöyle sürdürdü:

Ancak kimin suç işleyebileceğini önceden belirlemeye çalışan yapay zeka teknolojisinin yasaklanmasını istedik ve başardık.

Anlaşma sağlık, güvenlik ve insan hakları açısından en yüksek riski oluşturan makineleri düzenlemeye öncelik veren risk bazlı ve kademeli bir sistem.

Uzmanlar söz konusu anlaşmanın şirketlerin başka topraklardaki faaliyetlerini de etkileyebileceği görüşünde.

ABD'deki Columbia Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden profesör Anu Bradford, anlaşmanın "düzenlemeyi düşünen birçok hükümet için güçlü bir örnek teşkil edeceğini" söyledi.

Ona göre diğer ülkeler bu anlaşmadaki her hükmü kopyalamasa da muhtemelen birçok yönünü taklit edecek.

Bradford ayrıca, AB'nin kurallarına uymak zorunda kalacak yapay zeka şirketlerinin bu yükümlülüklerin bir kısmını kıta dışındaki pazarlarda da uygulamasını bekliyor:

Sonuçta, yapay zeka modellerini farklı pazarlar için ayrı ayrı eğitmek verimli olmayacak.