Bilim insanları farklı sevgi türlerinin beynin hangi bölümlerini harekete geçirdiğini tespit etti.
Aalto Üniversitesi'nden araştırmacılar, Finlandiya'da yürüttükleri bir çalışmada sevgi ve aşkın beynin hangi bölümünde hissedildiğini ortaya koydu.
Araştırmanın ortak yazarı filozof Pärttyli Rinne, "Farklı sevgi türleriyle ilişkili beyin aktivitesine dair önceki araştırmalardan daha kapsamlı bir resim sunduk" diyor.
Rinne liderliğindeki bir ekip geçen yıl yaptıkları bir çalışmada 27 farklı sevgi türünün vücudun hangi bölgelerinde hissedildiğini saptamıştı.
Bu araştırmada örneğin tutkulu bir aşk ve yaşama sevgisinin bütün bedene yayıldığı kaydedilmişti.
Cerebral Cortex adlı hakemli dergide bugün (26 Ağustos) yayımlanan çalışmada, Rinne ve ekip arkadaşları bütün vücut yerine beyne odaklandı.
Çalışma kapsamında Helsinki'de yaşayan, en az bir çocuk sahibi ve uzun süredir mutlu bir ilişki içinde olduğunu söyleyen 55 katılımcının beyin hareketleri MR taramasıyla izlendi.
29'u kadın, 26'sı erkek olan katılımcıların yaklaşık yarısının evcil hayvanı vardı.
Araştırmacılar, beynini takip ettikleri katılımcılara, 6 farklı sevgi biçimini harekete geçirecek hikayeler anlattı. Evlat, arkadaş, doğa, evcil hayvan sevgisi ve aşkın yanı sıra bir yabancıya duyulan sevgi de incelemeye alındı.
Bilim insanları, beyindeki aktivitenin sevginin nesnesine bağlı olduğunu, örneğin bir insana duyulan sevgiyle evcil hayvan veya doğa sevgisinin farklı bölgeleri harekete geçirdiğini saptadı.
En çok şaşırdıkları bulguysa, insanlara duyulan sevgi türleriyle ilişkili beyin bölgelerinin çok benzer olması, sadece aktivasyon derecesinin değişmesiydi.
Araştırmacılar en güçlü beyin aktivitesini evlat sevgisinde gözlemledi. Onun hemen arkasından da aşk geliyordu. Rinne şu ifadeleri kullanıyor:
Evlat sevgisinde, sevgiyi hayal ederken beynin ödül sisteminin derinliklerinde, striatum bölgesinde aktivasyon vardı ve bu durum başka hiçbir sevgi türünde görülmedi.
Ayrıca doğa sevgisi de beynin ödül sistemini ve görsel işlemeyle ilgili bölgelerini harekete geçirirken, sosyalleşmeyle ilgili alanları aktive etmedi.
Çalışmada edinilen bir diğer ilginç sonuç da beynin hareketlerine bakarak bir kişinin evcil hayvanı olup olmadığının anlaşılmasıydı.
Rinne "Evcil hayvan sevgisine ve bununla ilişkili beyin aktivitesine bakıldığında, sosyallikle ilişkili beyin bölgeleri, kişinin evcil hayvan sahibi olup olmadığını istatistiksel olarak ortaya koyuyor" diyerek ekliyor:
Evcil hayvan sahiplerinde bu alanlar, hayvanı olmayanlara kıyasla daha fazla aktive oluyor.
Araştırmacılar bulguların, bağlanma bozuklukları, depresyon veya ilişki sorunlarına yönelik daha iyi tedaviler geliştirilmesine katkı sunacağını umuyor.