Basın Emekçileri Sendikası, 2025 yılına ifade özgürlüğü, demokrasi ve insan hakları mücadelesini daha da güçlendirme kararlılığıyla gireceklerini kaydetti.
Basın-Sen’den yapılan yazılı açıklamada, düşünce ve ifade özgürlüğüne yönelik baskıların, gazetecilik mesleğini tehdit ederken, toplumun haber alma hakkını da doğrudan hedef almakta olduğu belirtildi.
2024 yılının sonlarına gelinen bugünlerde Basın-Sen Başkanı Ali Kişmir’e açılan davanın "yalnızca bir gazeteciyi değil, tüm toplumu susturmaya yönelik bir girişim olduğu" öne sürülen açıklamada, “Bu dava, yalnızca Ali Kişmir’in değil, gazetecilik mesleğinin ve halkın haber alma hakkının yargılandığı bir davadır. Bir gazetecinin eleştiri hakkını kullandığı için mahkemeye çıkarılması, demokrasinin temeline yapılmış bir saldırıdır.” ifadeleri kullanıldı.
2025 yılında, ifade özgürlüğü ve basın bağımsızlığını güvence altına almak için yasalarda değişiklik yapılması gerektiği kaydedilen açıklamada, “Ceza Yasası’nda, eleştiri ve ifade özgürlüğünü kriminalize eden hükümler kaldırılmalı; Özel Hayatın ve Hayatın Gizli Alanının Korunması Yasası’nda, medyanın görevini özgürce yapmasına engel olan düzenlemeler yeniden ele alınmalıdır. Ayrıca, Müfsidane Yayınlar Yasası’ndaki çağ dışı engeller kaldırılmalı, Askeri Suçlar Yasası’nda eleştiri hakkını baskı altına alan maddeler derhal değiştirilmeli ve Bilişim Suçları Yasası’nda dijital dünyada ifade özgürlüğünü sınırlayan hükümler gözden geçirilmelidir.” denildi.
2025 yılının, yalnızca düşünce ve ifade özgürlüğü mücadelesiyle değil, aynı zamanda Kıbrıs’ta federal çözüm yolunda atılacak somut adımlarla anılmasının hedeflendiği kaydedilen açıklamada, adil, kalıcı ve barışçıl bir çözüm için tüm tarafların daha kararlı bir şekilde harekete geçeceği bir yıl olması gerektiğine inanç belirtildi.
Toplumun uzlaşıyı güçlendirecek, barışı kalıcı hale getirecek ve geleceği güvence altına alacak adımları atması için mücadelenin yükseleceği belirtilen açıklamada, 2025 yılının, emekçilerin haklarını genişletme ve adil bir toplum inşa etme yolunda somut adımlar atılması açısından da kritik bir dönemeç olduğu kaydedildi.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Sendikasız çalıştırılmanın yasaklanması, asgari ücretin en düşük kamu maaşına eşitlenmesi ve özel sektör emekçilerinin haklarının iyileştirilmesi için somut düzenlemelerin hayata geçirilmesi elzemdir. Çalışanların insanca yaşayabilecekleri bir gelir elde etmeleri, sendikal haklarının güvence altına alınması ve sosyal güvencelerinin sağlanması, adil ve demokratik bir toplumun temel taşıdır.
Sendikasız çalıştırılma, emekçilerin iş güvenliği ve haklarını zayıflatan, sosyal eşitsizliği derinleştiren bir sorundur. Özel sektörde sendikalaşmanın zorunlu hale getirilmesi, asgari ücretin insanca yaşam standartlarını karşılayacak bir seviyeye çıkarılması ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi, hem ekonomik hem de toplumsal adaletin sağlanması için hayati önemdedir.
Basın Emekçileri Sendikası olarak, ifade özgürlüğü ve halkın haber alma hakkı için kararlılıkla mücadele edecek; emekçilerin haklarını iyileştirmek, sendikasız çalıştırmayı sonlandırmak ve adil bir yaşam standartlarını savunmak için tüm gücümüzle çalışmaya devam edeceğimizi bir kez daha ilan ediyoruz. Özgürlük kazanacak!”