Bağımsızlık Yolu Girne Bölge Örgütü, Karşıyaka’da Gassi Tepesi olarak bilinen bölgede doğa talanına dikkat çekmek için eylem gerçekleştirdi.
Yine yeşil alan düşmanlığı, yine orman talanı ve sermayenin bitmek bilmeyen doğa düşmanlığına karşı, bu kez Karşıyaka'da Gassi Tepesi olarak bilinen bölge eylem gerçekleştirdiklerini belirten Bağımsızlık Yolu Girne Bölge Sorumlusu Haydar Dolmacı, 2012 yılına kadar orman arazisi olan bu bölgenin, 2012 yılından sonra bir şahsa verilmiş olduğunu söyledi.
Bölgede 60 adet villa yapımı için imar izni çıkartıldığını ve buna Şehir Planlama Dairesi’nin de onay vermiş olduğuna dikkat çeken Dolmacı, sermayeye daha fazla talan alanı açmak olan sermaye partilerinin bu tutumunu, taşocaklarına verdikleri izinlerden de bildiklerini belirtti.
Bağımsızlık Yolu Girne Bölge Örgütü olarak, taşocaklarının doğaya verdikleri tahribat yetmezmiş gibi, şimdi de imar izni adı altında, talanın farklı bir biçimini görmekte olduklarını ifade etti.
“Sermaye daha çok semirsin diye verdiğiniz bu imar iznini tanımıyoruz”
İklim değişikliklerinden büyük oranda etkilenen coğrafyada yer alan adamızda, meydana gelen seller, dağlardan kopup yollara düşen kayalar, yaşadığımız felaketlerin sadece birkaç örneği olduğunu belirten Dolmacı, eğer bu talana dur denmezse bu tür felaketlerin daha da artacağının altını çizdi.
Her kesilen ağacın, doğanın bir parçası olan hayvanların da yaşam alanlarına bir saldırı olduğunu hatırlatan Dolmacı, çevreye duyarlılık, insan olmanın bir gereği olduğunu vurguladı.
Sermaye daha çok semirsin diye verdiğiniz bu imar iznini tanımıyoruz diye Dolmacı, ormanların halkın olduğunu ve halk, ülkesine sahip çıkma kararlılığında olduğunu vurguladı.
Eylemde yapılan açıklamanın tamamı şöyle:
“Yine yeşil alan düşmanlığı, yine orman talanı ve sermayenin bitmek bilmeyen doğa düşmanlığına karşı, bu kez Karşıyaka'da Gassi Tepesi olarak bilinen bölgedeyiz. 2012 yıllına kadar orman arazisi olan bu bölge, 2012 yılından sonra bir şahsa verilmiştir.
Bölgede 60 adet villa yapımı için imar izni çıkartılmış ve buna Şehir Planlama Dairesi de onay vermiştir. Milyonları sermayeye daha fazla talan alanı açmak olan sermaye partilerinin bu tutumunu, taşocaklarına verdikleri izinlerden de biliyoruz. Taşocaklarının doğaya verdikleri tahribat yetmezmiş gibi, şimdi de imar izni adı altında, talanın farklı bir biçimini görmekteyiz.
Bu talan sonrasında, bölgeden geçen Kozanköy dağ yolu ve buradaki manastır arazisi de imar izninden sonra yok olacaktır. İklim değişikliklerinden büyük oranda etkilenen coğrafyada yer alan adamızda meydana gelen seller, dağlardan kopup yollara düşen kayalar, yaşadığımız felaketlerin sadece birkaç örneğidir.
Eğer bu talana dur denmezse, bu tür felaketlerin daha da artacağı bilinmeyen bir şey değildir. Bunun yanında her kesilen ağaç, doğanın bir parçası olan hayvanların da yaşam alanlarına bir saldırıdır. Çevreye duyarlılık, insan olmanın bir gereğidir.
Bu izni verenlere çağrımızdır: sermaye daha çok semirsin diye verdiğiniz bu imar iznini tanımıyoruz. Ormanlar halkındır ve halk, ülkesine sahip çıkmak kararlılığındadır. Buradayız ve ormanlarımızı doymak bilmeyen sermayeye ve onların destekçilerine karşı savunmaya kararlıyız…”