Avrupa Parlamentosu’nun (AP) Türkiye raporuyla ilgili açıklamalar, Rum basınında yer almaya devam ediyor.
Fileleftheros gazetesi “Memnuniyet ve Hoşnutsuzluk- AP Raporu İki Tarafça Farklı Yorumlandı” başlıklarıyla yer verdiği haberinde, Rum kesiminin Türkiye’yle ilgili AP raporundan memnun olduğunu, Türk tarafının ise raporda kayda geçirilenlerden ötürü rahatsız göründüğünü yazdı.
Habere göre, AB’nin Kıbrıs sorunundaki çıkmazın aşılması sürecinin her safhasına dahil olmasını isteyen Hristodulidis’in çabasını desteklemesinden ötürü raporu önemli olarak addettiği belirtildi.
Türkiye ile Kıbrıs Türk tarafının raporla ilgili tepkilerini de yorumlayan Hristodulidis, “Duydukları bilindik tepkilerin yeni bir şey olmadığını” öne sürerek, önemli olan şeyin yalnızca AB’nin değil, uluslararası toplumun da bir bütün olarak Türk tarafına aynı mesajları göndermesi olduğuna işaret etti.
Güney Kıbrıs Hükümeti Sözcüsü Konstantinos Letimbiotis ise Rum kesiminin raporla ilgili tezini ortaya koyan bir açıklamada bulundu.
Letimbiotis açıklamasında hükümetin gerek raporun oylanması, gerek Türk ihlalleri ve Pile’de yaşananlarla ilgili kınama öngören AP milletvekilleri önerisinin kabul edilmesinden ötürü memnuniyet duyduğunu ifade etti.
Hükümetin buna paralel olarak, Avrupa Parlamentosu’nun raporun 33’üncü paragrafında yer alan ve Kıbrıs sorunundaki çıkmazın aşılması için AB’nin daha aktif katılım çağrısında bulunduğu ifadeye özel önem verdiğini de söyleyen Letimbiotis, bunun Hristodulidis’in üstlendiği inisiyatifin temel ve merkezi unsuru olduğunu, aynı zamanda bunun müzakerelerin yeniden başlaması çabalarında belirleyici rol oynamasının mümkün olduğuna da işaret etti.
Letimbiotis raporda, Avrupa Parlamentosu’nun Kıbrıs sorununa, BM Güvenlik Konseyi’nin ilgili kararlarında öngörüldüğü üzere, siyasi eşitliğe sahip iki kesimli iki toplumlu federasyonla ilgili üzerinde anlaşmaya varılmış çerçevede çözüm bulunması çabalarına olan desteklediğinin teyit edildiğini de kaydetti.
AP’nin raporda, müzakerelerin Crans Montana’da kaldığı yerden yeniden başlaması ve zıt yöne doğru giden faaliyet ve meydan okumalardan kaçınılması çağrısında da bulunduğunu öne süren Letimbiotis, AP’nin, Türk tarafının iki devletli çözümü ileriye götürerek, bundan uzaklaşmasından üzüntü duyduğunu da ileri sürdü.
Rum kesiminin tezinin, Türkiye’nin Avrupa yolculuğunun sözlü beyanlarla sınırlı olamayacağı yönünde olduğunu da dile getiren Letimbiotis, “Türkiye’nin bu yolculukla ilgili iradesi gerçekten samimiyse, açıkladığı şeyleri pratikte de uygulaması ve AB ilkeleriyle değerlerinin yanı sıra AB organlarının kararlarına saygı duyması gerektiğini iddia etti.
AB’nin vizyonunun ve dayandığı ilkelerin bölünmüş vatanlara uyum sağlayamayacağını da öne süren Letimbiotis, Kıbrıs’ın ileri sürülen işgalinin Avrupa’nın kalbinde açık bir yara olduğunu ve Avrupa çözümlerine ihtiyaç duyan bir Avrupa sorunu olduğunu da iddialarına ekledi.
DİSİ açıklamasında, raporun Kıbrıs sorunuyla ilgili olumlu ifadeler içerdiğini belirtirken, 6 AP milletvekilinin rapora dahil edilen değişiklik önerisini de selamladı.
Raporda Rum kesimi açısından olumsuz ifadeler bulunduğunu da belirten DİSİ, AB’nin Türkiye’yi üstlendiği taahhütlere uymaya ve bunları hayata geçirmeye çağırmak yerine, gümrük birliği ve vizeyle ilgili özel ilişkiyi tekrarlamakta ısrarcı olmasını eleştirdi.
AKEL ise partiye mensup 2 AP milletvekilinin neden rapor lehinde tavır takınmadığını izah etti.
Raporda,
AB, NATO ve toplamda Batı’nın Türkiye’ye verdiği önemin raporda yinelendiğini ifade eden AKEL, “Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki istikrar için ana ortak; Kıbrıs’ta işgal gücüyken ise önemli bir müttefik olarak tanımlandığını” öne sürdü.
Haravgi gazetesinde yer alan haberde ise, AKEL milletvekillerinin, Avrupa Parlamentosu’nda Türkiye ilerleme raporuyla ilgili oylama sırasında çekimser kaldıklarını yazdı.
AKEL açıklamasında, AP milletvekillerinden Niyazi Kızılyürek’in, Türkiye’yle ilgili rapor konusunda neden çekimser kaldığı konusundaki yazılı açıklamaya da atıfta bulunuldu.
Habere göre, Kıbrıs Türk toplumunun desteklenmesi gerektiği, Türkiye’deki hukuk devleti ve insan hakları ihlalleri, Kıbrıs sorununun siyasi eşitliğe sahip iki kesimli iki toplumlu federasyon temelinde çözülmesine destek aynı zamanda kapalı bölge Maraş’ın açılmasının ve Pile’de meydana olayların kınanması gibi ifadelerin önemli olduğunu öne süren Kızılyürek, raporda yer alan ve AB’ye katılım sürecinin, AB ile Türkiye arasındaki özel bir ilişki olarak değiştirilmesiyle ilgili ifadenin ise yanlış yöne doğru atılmış bir adım olduğunu vurguladı.
Türkiye’nin katılım sürecinin olası bir şekilde sonlanmasının, gerek Kıbrıs’ın yeniden birleşmesi perspektifi, gerek Türkiye’nin demokratikleşmesi açısından olumsuz etkilere sahip olacağını öne süren Kızılyürek, bunun Türkiye’nin sahip olduğu yükümlülükleri ortadan kaldıracağını iddia etti.
DİSİ’li iki AP milletvekilinin, Türkiye’nin ilerleme sürecinin sona ermesi için aşırı sağın değişiklik önerisi lehinde oy kullandıklarını üzüntüyle tespit ettiğini ifade eden Kızılyürek, DİSİ’li AP milletvekillerinin kendi tutumlarını haklı çıkarmak için ortaya koydukları gerekçelerin ise daha üzücü olduğunu savundu.
Kızılyürek, DİSİ’li milletvekillerinin, Kıbrıs Rum Haber Ajansı’na yaptıkları açıklamada, Kıbrıslı Türklere yönelik destek ihtiyacıyla ilgili 34’üncü paragrafa karşı olduklarını söylediklerini dile getirdi.
Niyazi Kızılyürek, Kıbrıslı Türklerin Rum Yönetimi’nden açılımlar beklediği, AKEL’in bu amaçla hali hazırda Rum Yönetimi Başkanı Hristodulidis’e yönelik bazı öneriler sunduğu ve Hristodulidis’in de Kıbrıslı Türklerin yaşamını kolaylaştıracak önlemler açıklamaya istekli göründüğü bir zamanda, DİSİ’nin AP milletvekillerinin tutumunun talihsiz olduğunu sözlerine ekledi.
Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye raporuyla ilgili açıklamalar iki taraf arasında farklı yorumlandı
Editör: Ahmet Karagözlü
Yorumlar