"İngilizler ve Amerikalıların 1950’lerden beri gözlerden ırak şekilde stratejik maksatlarla kullandığı ve yeni ultra modern sistemler yerleştirilerek Batı’nın hava, uydu ve deniz altı iletişimlerini izlediği merkezî bir kavşak haline gelen Kıbrıs’ın önemini, Rusya’nın Ukrayna işgali ile yeniden gündeme getirdiği" bildirildi.

Fileleftheros Snowden belgelerine dayandırdığı haberi “İngiliz Üsleri ve Rus-Ukrayna Çatışması… Belgeler İngilizlerin Kıbrıs’taki Üs ve Mevkilerinden İletişimleri İzlediğini Ortaya Koyuyor” başlığıyla aktardı.

Gazete, ilk ufuk ötesi iyonosferik radar olan OTH-R’ın 1960’ta yerleştirildiğini, süreç içerisinde yerleştirilen izleme sistemlerini ve kabiliyetlerini aktardı ve Eylül 2022 sonunda başlayan ve birkaç haftada tamamlanan yeni bir sistemden ve Ağrotur üssünde kurulmakta olan merkezden söz etti.

Habere göre, SOUNDER kod isimli radar,  İngiliz Devlet İletişim Merkezi’nin (GCHQ), Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA) işbirliğiyle Ada’daki İngiliz üsleri ve kullanımındaki mevkilerden (retained sites) yaptığı izleme operasyonlarıyla ilgilidir. Bu sistemle Orta Doğu bölgesinden telsiz iletişimlerini, Ekvator üzerinde yörüngede bunan uydulardan uydu iletişimlerini, deniz altı fiber optik kablolarla Kıbırs’taki karasal kavşaklar aracılığıyla Orta Doğu’dan, Asya’dan, Afrika’dan Avrupa’ya internet iletişimlerini dinleme, depolama ve işleme operasyonları gerçekleştiriliyor.

Londra ve Washington Kıbrıs’ı Doğu Akdeniz’den Orta Doğuya, Hindistan’a, Çin’e ve Sibirya’ya kadar ve Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle son yıl içerisinde Rusya’nın derinlerine, Kırıma ve Ukrayna’ya kadar olan ilgi sahasını havadan ve balistik kontrol ve erken uyarı merkezi olarak kullanıyor.

1960’ta ilk kurulan “Project Sandra” kod isimli sistemin 1970’de “Cobra Shoe”, 1990’da “Pluto” kod isimli sistemle değiştirildiğini yazan gazeteye göre Ağrotur üssüne kurulan “Pluto” kod isimli ufuk ötesi radar (OTH-R) İngiliz üs bölgelerine kurulu, bir birine yaklaşık 100 kilometre mesafedeki iki alt sistemden oluşuyor. Alt sistemlerden biri, Ağrotur üssündedir. Pluto 1 ve Pluto II olmak iki dikey antenden oluşuyor. Pluto 1 anteni, 1998’de kuruldu ve 58 metre uzunluğundadır. Pluto II 2002-2003’te kuruldu ve uzunluğu 196 metredir.  Alıcı alt sistemler Dikelya üssünde St Nicolas üs bölgesindedir ve geçen yıla kadar, binlerce kilometrelik menzildeki (orta Asya’dan) hava ve füze hedeflerinden elektromanyetik dönüşleri alan üç büyük alçak arazi radarları komplekslerinden –boyu yaklaşık 800, eni 85 metre (azimuth 3,41 ve 99 derece)- oluşuyordu.

Rusya’nın Ukrayna işgali ile birlikte yaşanan bazı acizlikler Kıbrıs’taki PLUTO sisteminin ivedi olarak güçlendirilmesi kararı alınmasını gündeme getirdi. St. Nicolas istasyonuna dördüncü bir kompleks kurulması çalışmaları 2022 Eylül sonlarında başladı ve birkaç haftada tamamlandı. 700 metre uzunluk ve 30 metre enindeki yeni kompleks azimuth 3 derece kabiliyetinde iki anten sırasından oluşuyor ve sadece Ukrayna cephesinden değil Rus hükümranlığı içlerinden hafa faaliyetlerini izleme olanağı sunuyor.

Gazete Pluto sisteminin acil iyileştirilmesinin Kıbrıs adasının jeopolitik konumunun önemini gösterdiğine işaret ederek İsrail’in, Kıbrıs’a ve Girit’e kurulacak İsrail yapımı ultra modern OTH-R sistem aracılığıyla ortak bir Doğu Akdeniz’i denizden kontrol sistemi kurma teklifinin Rum yönetimi ve Yunanistan tarafından reddedildiğini, bunun anlaşılır bir şey olmadığını yazdı.

Gazete devamla Kıbrıs Adası’nın deniz bölgesinde de önemli İngiliz-Amerikan faaliyetleri görüldüğünü ancak bunların Rusya-Ukrayna savaşıyla ilgili olmadığını yazdı.

Habere göre Limasol’un güney deniz bölgesine (sözde Rum MEB’i içerisinde), Ağrotur üssü “Zevgari” burnuna uzanan deniz altı sensör ve fiber optik kablolar döşendikten sonra 2017’den beri büyük bir iletişim bina kompleksi inşaatı devam ediyor. Tamamlandıktan sonra bu kompleks, Amerikan donanması tarafından değerlendirilecek gibi görünüyor.

Gazeteye göre Deniz altı ve kara çalışmaları için on milyonlarca Euro harcama yapılması ve inşaatlarının neredeyse 10 yılı bulması Batı için stratejik öneme sahip, İran bölgesindeki sismik faaliyetlerinin izlenmesi kolerizasyonu olma ihtimali bulunan uzun vadeli bir projeye işaret ediyor.