ABD'nin Lefkoşa Büyükelçisi Julie D. Fisher, “Kathimerini” gazetesine verdiği söyleşide, çeşitli açıklamalarda bulundu.
Kathimerini gazetesinde yer alan söyleşide ABD Büyükelçisi Julie Fisher, BM’nin Kıbrıs sorunuyla alakalı temsilci ataması konusunun yanı sıra Güney Kıbrıs’ın bölgedeki rolüne ilişkin görüşlerini ortaya koydu.
BM tarafından bir temsilcinin atanması arifesinde olunduğu, bu atamanın zaman takvimine bağlı olup olmayacağı şeklindeki soru üzerine Fisher, Birleşmiş Milletler (BM) kanadından bu konuda yapılacak açıklamanın beklenmesinin tercih edilmesi gerektiğine dikkati çekerek ABD’nin zaten Kıbrıs sorununa ilişkin müzakerelerin yeniden başlaması ve temsilci atanmasını talep ettiğini belirtti.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, temsilci atanması konusunda açıklama yapacağı zaman elbette ki bunu selamlayacaklarını, diğer Güvenlik Konseyi üyelerinin de bunu yapacaklarına emin olduğunu söyleyen Fisher, en kısa zamanda görevine başlayacak bir temsilci görmelerinin kendileri için önemli olduğunu çünkü Kıbrıs sorununun uzun zamandan beri çözümsüz kalmaya devam ettiğini belirtti.
Fisher, bu noktaya işaret ettiğini çünkü Kıbrıs’ta bulunduğu bu kısa zaman zarfı içerisinde Kıbrıslıların, Kıbrıslı Türklerin ve Kıbrıslı Rumların, gerçekten müzakerelerin ilerlemesini istediklerini ve ümit ettiklerini gördüğünü söyledi.
“Türkiye ve Kıbrıs Türk tarafının, Ersin Tatar aracılığıyla, müzakerelerin yeniden başlaması için iki devlete yol açan ayrı egemenliği ön koşul olarak ortaya koyduğu, bu taleplere bağlı olarak Kıbrıs sorununun çözümüne götürecek ortak bir zeminin bulunmasının ümit edilmesinin mümkün olup olmadığı” şeklindeki bir soru üzerine Fisher, “Bu kesinlikle özel temsilcinin yüzleşmesi gereken zorluktur, yani iki taraf arasında ortak bir zemin bulmak ve ileriye doğru adımlar atmayı başarmak...” şeklinde yanıt verdi.
Fisher açıklamasında ayrıca, BM Genel Sekreteri’nin açıklamalarından önce bir şeyler söylemesinin de mümkün olmadığını ifade etti.
Güney Kıbrıs’ın bölgedeki rolü
Güney Kıbrıs’ın bölgede sürekli istikrar unsuru olarak görüldüğü, Güney Kıbrıs- ABD iş birliğinin nasıl genişletilebileceği ve bölgede istikrar garantisi haline gelebileceği şeklindeki bir soru üzerine Fisher, iki ülke arasındaki iş birliğinin son yıllarda hatta son aylarda güçlendirildiğini -genişletildiğini, kriz anlarında ve özellikle 7 Ekim sonrasında bu iş birliğinin mutlak önemini anladıklarını söyledi.
Güney Kıbrıs’ın bölgede istikrar rolü oynadığına hiçbir şüphe olmadığını söyleyen Fisher, ABD gibi ülkelerin Güney Kıbrıs’ı, vatandaşları için güvenlik ve koruma yeri, kriz durumunda güvenli tahliyenin gerçekleşebileceği bir yer olarak gördüğünü ifade etti.
Fisher, Güney Kıbrıs’ın çok başarılı bir koordinasyon ve organize platform kurduğunu, bunun da vatandaşların basit şekilde tahliye edilmesinden daha farklı ve gerekli olduğunu belirtti.
Fisher son aylarda onlarca ülkenin, “Zinon” koordinasyon merkezinde, vatandaşlarına destek olmak için kendileri ile iş birliği yaptığına da dikkati çekti.
Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’in, Gazze’ye yönelik insani yardım koridoru oluşturulması inisiyatifinden de söz eden Fisher, Hristodulidis hükümetinin bunun çok karmaşık bir durum olduğunu anladığını belirtti.
Amerikan yatırımları, vize konusu
Fisher, daha fazla Amerikan yatırımının beklenip beklenmediği şeklindeki bir soru üzerine Amerikan şirketlerinin zaten Güney Kıbrıs’ta faaliyetlerde bulunduğunu, hükümet ile iş birliği ve koordinasyon düzeyi konusunda bir memnuniyetin de var olduğunu söyledi.
Vizelerin kaldırılması konusundaki bir soru üzerine ise Fisher, son yıllarda vizelerin kaldırılması yönünde önemli bir adım attıklarını, 2024 içerisinde bu konuda büyük bir ilerleme sağlanmasını da hesapladıklarını ifade etti.
Bunun her iki hükümetin ortaya koyduğu (vizelerin kaldırılması) bir hedef olduğunu ifade eden Fisher, Kıbrıslı vatandaşların ABD’ye, vize çıkarma gerekliliği olmadan seyahat etmesini görmeyi istediklerini belirtti.
Yaptırımlar konusu
ABD'nin Lefkoşa Büyükelçisi Julie D. Fisher ayrıca ilgili bir soru üzerine, Güney Kıbrıs’ta Kremlin’in savaşına yardım edenlere kolaylık sağlayan paravan şirketlerin ve kötü niyetli faaliyetler için para transferi yapıldığına dair söylentilerin bulunduğunu ancak Güney Kıbrıs’ın rolünü gerçekten değiştirmeye çalışan birçok insanın da varlığından söz etti.
Güney Kıbrıs’ın Rus etkisinde olduğuna dair anlayışın değiştirilmesinin başarılıp başarılmadığı sorusu üzerine Fisher, bu söylentinin geride bırakılmasına yönelik yolun daha çok uzun olduğunu, bununla birlikte her ülkenin bu yöndeki yolunun uzun olduğunu söyledi.
Fisher, FBI uzmanlarının Güney Kıbrıs’a gelmesi ve yaptırımlar listesinde yeni isimlerin olup olmayacağı şeklindeki soru üzerine ise bu savaşı sürdürmesinde Rusya’ya yardım eden şahıslar veya şirketler olursa onları avlayacaklarını, bunu da Güney Kıbrıs ile iş birliğiyle yapacaklarını ifade etti.