Atatürk Öğretmen Akademisi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Türkay Öyken, deniz suyu analiz sonuçlarına açıklık getirerek, “KKTC sahillerinde denizlere girerken içimiz “bugün” rahat olabilir ancak bu şekilde devam edersek yarınlar çok daha acılı olacak” dedi.
Konuyla ilgili yazılı bir açıklama yapan Öyken, farklı kaynaklar tarafından deniz suyunun temizliği ile ilgili yapılan ‘olumsuz’ ve ‘olumlu’ açıklamaların sıkıntı yarattığını kaydetti.
KKTC genelinde yapılan deniz suyu analizlerinde plajlardan alınan numuneler neticesinde limit değerlerin aşılmadığının görüldüğüne dikkat çeken Öyken, “yapılan muhtelif açıklamalardan dolayı ülkemiz insanlarının endişe içerisinde olduğunu” ifade etti.
Her gün deneyimlediklerine göre iklim krizinin etkisiyle hava sıcaklıklarının günden güne artttığını, özellikle bu sene geride kalan günlerde, küresel sıcaklık artışlarında rekor ölçümler elde edildiğini belirten Öyken, hissedilen sıcaklığın çok üst seviyelere gelmiş durumda olduğunu, vatandaşların en azından biraz serinlemek için sahillere yöneldiğini anlattı.
Artan sıcaklıklarla farklı hastalıkların da ortaya çıktığının altını çizen Öyken, “Salgın hastalık tehdidi de oldukça yüksek, şimdi bir de deniz suyunda bulunabilecek zararlı maddeler, özellikle çocuklarda ishal ve enfeksiyona bağlı hastalıkları artırabilecektir” dedi.
Atatürk Öğretmen Akademisi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Türkay ÖYKEN deniz kirliliğinin sebebi olabilecek en temel faktörleri şu şekilde sıraladı:
“Atık su deşarjı: Deniz kirliğinin en temel sebeplerinden biri atık su deşarjıdır. Atık suların atılamaması neticesinde tifo, basil dizanteri, gastroenterit, kolera gibi bakteriler; mikroskobik parazitler, Hepatit A gibi sağlık sorunlarını meydana getirir. Bunun yanı sıra arıtılamayan atık sular, zararlı kimyasallar ve ağır metaller barındırabilir. Bunların doğrudan denize taşınması hem denizin kirlenmesine hem de denizde yaşayan canlıların hayatının tehlikeye girmesine neden olur.
Deniz yolunu kullanan vasıtalar sebebiyle oluşan kirlilik: Deniz yolunu kullanan gemi, yük tankeri gibi deniz araçları sebebiyle de deniz kirliliği meydana gelir. Özellikle petrol sızıntıları bu tarz kirlenmelerin başındadır. Ham petroldeki hidrokarbonlar hem deniz canlılarının hayatını tehlikeye sokar hem de uzun seneler boyunca deniz tabanında kalır. Üstelik bu petrol sızıntılarının tek sebebi kazalar değildir. Tankerlerin balast sularını denize dökmesi, kaçak boru hatları ve akıtılan boru yağları petrol sızıntılarının temel nedenleri olarak sıralanabilir.
İnsanların bilerek ya da bilmeyerek attıkları çöpler: Deniz kirliliğinin sebeplerinden biri de insan faaliyetleri. İnsanların bilerek ya da bilmeyerek denizlere attığı çöpler hem denizlerin kirlenmesine hem de kötü bir görünüme sebep oluyor.
Yüzeysel akış: Şehirlerde, tarım alanlarında, liman ve kanal inşaatlarında ortaya çıkan yüzeysel akışlar karbon, azot, fosfor ve diğer pek çok mineralden oluşan partikülleri denizlere taşır. İşte bu karışım yaygın olarak yosun patlaması diye bilinen görüntünün artmasına ve dolayısıyla da oksijenin azalmasına sebep olur.
Atmosfer kirliliği: Plastik atık ve çöplerin rüzgâr aracılığıyla denizlere taşınması da deniz kirliliğine sebep olur. Bu yüzden atıkları atık kutularına atmaya, deniz çevresi ve plajlara çöp atmamaya ekstra dikkat etmek de bu konuda alınabilecek önlemlerden biridir.
Karbon salınımı: İklim değişikliğinin deniz sıcaklıklarının artmasına neden olması ve atmosferdeki karbondioksit oranının yükselmesi okyanusların da asitlenmesine sebep olur. Bu yüzden fabrikalar ve organize sanayi bölgelerinin karbon salınımına karşı yasal tedbir ve uygulamaların arttırılması son derece önemlidir.
Gürültü kirliliği: Gürültü kirliliğinin de deniz kirliliğinde rolü olduğunu biliyor muydunuz? Özellikle inşaat, nakliye ve deniz gemilerinden kaynaklanan su altı gürültüsü deniz memelilerinin ve diğer birçok deniz türünün doğal davranışını önemli ölçüde olumsuz olarak etkilediği biliniyor. Bu durum da toplu kıyıya vurma ve üreme başarısı azalması gibi sonuçlara sebep olabiliyor.
Plastik kirliliği: Sadece son 100 yılda okyanuslara milyonlarca ton plastik girişi oldu. Denizlere atılan pet şişeler ve diğer plastikler etkilerini çok uzun yıllar boyunca daha gösterecek.
Başbakan Yardımcılığı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı arasında “KKTC Genelinde Deniz Suyu Kalitesinin İzlenmesi, Numune Alınması ve Analiz Edilmesi” konularında imzalanan iş birliği protokolü çerçevesinde, ülkemiz plajlarından deniz suyu numunelerinin belli periyotlarla alınarak uzman kişiler tarafından Devlet Laboratuvarı'nda analiz edilmesi sürecinin titizlikle devam edilmesi gerekmektedir.
Son olarak, dünyanın en önemli oksijen kaynaklarından birinin denizler olduğunu ifade eden Yrd. Doç. Dr. Türkay ÖYKEN, yaygın bilinenin tam tersi olarak dünyamızın ciğeri ormanlar değil denizlerdir. Okyanuslarda yaşayan Prochlorococcus bakterisi fotosentez yaparak önemli bir oksijen kaynağını ortaya çıkarır. Üstelik bu bakteri biyosferdeki oksijenin de %20’sini üretmektedir ve bu oran yağmur ormanlarının toplamından daha yüksektir. Dünyamızın oksijen kaynağını korumak istiyorsak bu bakterileri ve denizleri korumak zorundayız”.