Yakın Doğu Üniversitesi Rumî Araştırmaları Enstitüsü tarafından düzenlenen “8. Uluslararası Celaleddin Rumî Bilimsel Kongresi”, 13 ülkeden bilim insanlarını bir araya getirdi.

Yüzyıllardır hoşgörü ve barışın simgelerinden olan Türk mutasavvıfı ve düşünürü Mevlana’nın insanlığa ışık tutan evrensel öğretileri, ölümünün 750’nci yılında, Yakın Doğu Üniversitesi Rumî Araştırmaları Enstitüsü’nün bu yıl sekizinci kez düzenlediği “Uluslararası Celaleddin Rumî Bilimsel Kongresi”nde ele alındı.

KKTC, Türkiye, İran, Tacikistan, Özbekistan, Azerbaycan, Pakistan, Türkmenistan, Rusya, Bosna Hersek, Irak, Mısır ve hatta Brezilya’dan bilim insanlarının, yüz yüze veya çevrimiçi katılarak özgün bildirilerini sundukları “8. Uluslararası Celaleddin Rumî Bilimsel Kongresi”nde; barış ve adalet, bireysel ve toplumsal özgünlük, insan hakları, cinsiyet hakları eşitliği, eğitim ve öğretim, kendini tanıma ve yaşam temaları masaya yatırıldı. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin 750’nci vuslat yıldönümü nedeniyle düzenlenen kongrede 57 bildiri sunuldu.

Yakın Doğu Üniversitesi Atatürk Kültür ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen kongre açılışında Yakın Doğu Üniversitesi Rektörü Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Kurt,  İran İslam Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği Kültür Müsteşarı Dr. Seyed Ghasem Nazemi, Yakın Doğu Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Efdal Özkul,  Yakın Doğu Üniversitesi Mükemmeliyet Merkezi Başkanı Prof. Dr. Evren Hıncal ve Yakın Doğu Üniversitesi Rumi Araştırmalar Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Ghadir Golkarian birer konuşma gerçekleştirdi.

Kurt: Fikri ve manevi yolculuğa birlikte
çıkmak bizim için bir onurdur

Yakın Doğu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Kurt, Mevlana’nın öğretileri ile içe dönüşe, var oluşun gizemlerini çözmeye, iç gözlem ve anlayış yoluyla aydınlanmaya her zaman rehberlik ettiğini belirttiği konuşmasında, “Bizi, varoluşun ritminde dans etmeye, her geçen anın güzelliğinde teselli bulmaya, hayatın ilahi akışına teslim olmaya teşvik eden Mevlana’nın öğretileri, birçok filozofun benlik ve varoluş hakkındaki öğretileriyle örtüşmektedir” ifadelerini kullandı.

Mevlana’nın egoyu aşmaya, takıntıları bırakmaya ve tüm varlıkların birbirine bağlılığına yaptığı vurguların, özgün bir şekilde yaşamaya yönelik yapılan çağrılarla da uyumlu olduğunu anlatan Prof. Dr. Mustafa Kurt, “Bilge filozofların seslendirdiği birlik duygusunu, Mevlana kendine özgü bir şekilde dile getirerek bizleri sınırları ve bölünmeleri ortadan kaldırmaya çağırmaktadır” dedi. Prof. Dr. Mustafa Kurt, konuşmasında; “Zamanı ve sınırları aşan  kollektif bilgeliğin rehberliğinde, bu fikri  ve manevi yolculuğa birlikte çıkmak bizim için bir onurdur” ifadelerini kullandı. 

Nazemi: Bu, İslam'ın mistik bilgisini dünyaya
yeni bir formatta sunmak için bir fırsat

İran İslam Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği Kültür Müsteşarı Dr. Seyed Ghasem Nazemi ise  “8. Uluslararası Celaleddin Rumî Bilimsel Kongresi”nin açılış töreninde yaptığı konuşmasında Mevlana’nın Fars şiir ve edebiyat tarihinde şair ve mutasavvıf olarak Mevlana’nın çok özel bir yere sahip olduğunu vurguladı. “Çok sayıda eser onun entelektüel açılarını tespit etmek için değerli bir fırsat sağlar ve Mevlana'nın mistik deneyiminin bir kısmı ortaya çıkar. Bu insan harikasına gösterilen küresel ilgi, İslam’ın mistik bilgisini dünyaya yeni bir formatta sunmak için bir fırsattır” ifadesini kullandı.

“Mevlâna ve mutasavvıf şairlerin, eserlerinde iç dünyayı keşfetmek sürekli hatırlatılmakta, içe ulaşmanın; varlık ve yokluktan, şimdiki zaman ve geçmişten kurtuluş olduğu varsayılmaktadır. İçsel anlama ulaşmak dünün, bugünün ve yarının ötesine geçmektir” diyen Dr. Seyed Ghasem Nazemi, “Mevlana, içinde bulunduğu durumun anlatıcısıdır ve şiir onun için ister Mesnevi’de ister Gazalyat’ta olsun bir ifade aracından başka bir şey değildir. Bu nedenle anlam ifade etmede kafiye ve düzen içinde kalmaz ve dilin hantal kurallarından kaçar” dedi.

Özkul: Mevlana, insanlık için örnek bir duruş sergilemiştir

Yakın Doğu Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Efdal Özkul ise konuşmasına, “Mevlevilik, dünyanın en güzel öğütlerine ve en güzel değerlere sahip düşüncelerindendir. Mevlana, dünyaya barışı ve hoşgörüyü yaymış ve yüzyıllar önce büyük fedakarlıklar yaparak insanlık için örnek bir duruş sergilemiştir” sözleri ile başladı.

Mevlana’nın “Gel, ne olursan ol, yine gel” sözlerini hatırlatan Prof. Dr. Ali Efdal Özkul, “Bizler karşımızdaki insanı; renk, ırk, milliyet olarak ayırmıyoruz. Biz, her zaman soframızı, kucağımızı, ocağımızı paylaşıyoruz. Bu da bizim ne kadar hoşgörülü bir toplum olduğumuzu gösteriyor. Tüm bunlar, Mevlana’nın öğütleri doğrultusunda oluşan ve hayata yerleşen bir kültürün sonucudur” ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Evren Hıncal: “Mevlana, sadece bir şair veya bilgin değil, aynı zamanda matematiği derin anlamlarıyla anlamış bir düşünürdü.”

Araştırma Merkezlerinin, üniversitelerin vazgeçilmez unsurlardan biri olduğunu belirterek başlayan Yakın Doğu Üniversitesi Mükemmeliyet Merkezi Başkanı Prof. Dr. Evren Hıncal, “Bu değerli etkinlik vesilesiyle Yakın Doğu Üniversitesi’nde faaliyet gösteren merkezlerimizden bahsetmek istiyorum. Bizler, toplamak, birleştirmek, ortak hareket etmek ve birlikten güç doğar felsefesiyle bütünlük içinde çalışıyoruz. Temel amacımız, disiplinler arası çalışmaları desteklemek, bu çalışmalara katkıda bulunmak ve üniversitemizdeki bilgiyi teknolojiye dönüştürmektir” dedi.

Yakın Doğu Üniversitesi Matematik Araştırmaları Merkezi Başkanı da olan Prof. Dr. Evren Hıncal, Mevlana ve matematik arasında ortak bir felsefe olduğunu belirterek “Mevlana, sadece bir şair veya bilgin değil, aynı zamanda matematiği derin anlamlarıyla anlamış bir düşünürdü. Mevlana’nın yaşam felsefesi, aslında hayatın gizemini anlamak için yeni bir perspektif sunar. Mevlana’nın sözlerinde sıkça rastladığımız ifadeler, matematik kavramlarını temsil eder. Mesnevi’deki döngüler, sayıların sıralanmasıyla benzerlik gösterir ve Mevlana, bu sayılar aracılığıyla evrenin döngüsel doğasını ifade etmiştir. Mevlana, matematiği sadece soyut bir bilim olarak değil, aynı zamanda insanın içsel dünyasını anlamak için bir araç olarak görüyordu” dedi.

Golkarian: Zatı muhteremi için saygı ve rahmetle anıyoruz

“8. Uluslararası Celaleddin Rumî Bilimsel Kongresi”nin başkanlığın da üstlenen Yakın Doğu Üniversitesi Rumi Araştırmalar Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Ghadir Golkarian ise “Vuslatının 750’nci yılında, yaktığı irfan ışığı ve aydınlattığı kamil insan olma nimetine sahip olabilmemizi sağlayan Hz. Mevlana’yı saygı ve rahmetle anıyoruz” ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Golkarian, düzenlenen kongrenin beklediklerinin çok üstünde bir ilgi ile karşılandığının altını çizerek, “İlk duyurudan itibaren akademik alanlarda ve özellikle Mevlana ile yakından ilgilenen kişilerin bize kucak açması ve katkı sağlaması, ayrıca çeşitli ülkelerden katılım için gönderilen bildiri özetleri, beklentilerimizin üzerinde oldu” dedi.

Prof. Dr. Ghadir Golkarian, “Belirlenen süreçte 115 bildiri özeti, çeşitli ülkelerden alanlarında uzman bilim insanları ve bağımsız araştırmacılar tarafından gönderildi. Ancak, bu bildirilerin içinden yalnızca 57 tanesi, her yönden dikkate alınarak hakemlerimiz tarafından kabul edildi. Kabul edilen bildiriler, özellikle üniversitemizin eğitim alanındaki faaliyetlerine Times Higher Education kriterlerine göre beş ana başlık altında odaklanarak değerlendirildi. Bu başlıklar; nitelikli eğitim, cinsiyet eşitliği, insanlığa ve topluma yakışır yaşam tarzı ve koşullar, barış ve adalet, amaçlı yaşam ve ortaklığa önem verme gibi ana temaları içermektedir. Ayrıca, bildirilerin kalıcı bir araştırma sonucu olarak akademik sahaya katkı sağlaması için uluslararası indeksli dergilerde de yayımlanacak” ifadelerini kullandı. 

Editör: Erol Kanlıada