Ahmet UÇAR
Yazar Ayla Kahraman’ın “Gölgem ve Ben” başlığını taşıyan ilk öykü kitabının tanıtımı Işık Kitabevi’nde gerçekleştirildi.
Kitap tanıtımı etkinliğinde Ayla Kahraman’ın yanı sıra Bağımsız Gazete Genel Yayın Yönetmeni Ali Baturay ve Şair Fatma Akilhoca konuşmacı olarak yer aldı.
Yoğun bir katılımın olduğu etkinlik soru-cevap ve öykü seslendirmelerinin ardından kitapların imzalanmasıyla sona erdi.
Şair Fatma Akilhoca, Ayla Kahraman’ın ilk kitabındaki öykülerle kendini kanıtladığını belirterek, satırların arasında bir psikologun sesinin duyulduğunu kaydetti.
Bağımsız Gazete Genel Yayın Yönetmeni Ali Baturay, Gölgem ve Ben’de Kıbrıs kültürü ve geleneğinin yoğun bir şekilde yer aldığını, özellikle 'Gölgem ve Ben' öyküsünde karakterin kendi kişiliğini aradığı bir kurmaca olduğunu dile getirerek, insanın bu öykülerde kendinden bir şeyler bulduğunu ifade etti.
Yazar ve Psikolog Ayla Kahraman ise yazmaya 9 yaşında baş ağrılarını dindirmek için başladığına işaret ederek, yazmanın iyileştirici olduğunu söyledi.
Akilhoca: Sarsan, gülümseten ve düşündüren öyküler
Şair Fatma Akilhoca, Ayla Kahraman’ın mesleğini çok seven bir psikolog olduğunu ancak 'Gölgem ve Ben' isimli ilk öykü kitabıyla iyi bir kalem olduğunu da kanıtladığını belirterek, öykülerdeki satırlar arasında bir psikoloğun sesinin duyulduğunu kaydetti.
Öykülerdeki diyalogların Kıbrıs ağzından izler taşıdığını dile getiren Akilhoca, Kahraman’ın elinde koca bir ayna tuttuğunu (Ayna gibi gerçekliği yansıttığını) ifade etti.
Akilhoca, 'Gölgem ve Ben’de homofobi, kadın ve erkek ilişkileri, kadın cinayetleri, ölüm gibi konuların da kendine yer bulduğuna işaret ederek, sarsan ve gülümseten öykülerin söz konusu olduğunu vurguladı.
Kitaptaki öykülerin açık, doğrudan, lafı dolandırmadan ele alındığını ve okuru düşündürdüğünü söyleyen Akilhoca, öykülerde çocukluğunun heyecanlarını ve anılarını da bulabildiğini anlattı.
Baturay: Okur öykülerde kendinden bir şeyler buluyor
Bağımsız Gazete Genel Yayın Yönetmeni Ali Baturay, 'Gölgem ve Ben’de Kıbrıs kültürü, geleneği ve yaşantısını yansıtan birçok unsurun bulunduğunu belirterek, kişilerin öykülerde kendinden bir şeyler bulduğunu kaydetti.
Kitaba ismini veren 'Gölgem ve Ben' öyküsündeki karakterin kişiliğini aramakta olduğunu dile getiren Baturay, bu karakterin kimi zaman çekindiğini, haksızlığa uğramasına rağmen sesini çıkaramadığını ifade etti.
Baturay, gölgenin yazar tarafından bir yöntem olarak yardımcı unsur şeklinde kullanıldığına işaret ederek, karakterin kabuğunu kırabilmek için gölgenin yardımına ihtiyaç duyduğunu söyledi.
'Tilkinin Yumurtası' öyküsüyle birlikte birçok öyküde saflığın büyük önem taşıdığına dikkat çeken Baturay, 'Çilek Reçeli' öyküsünde ise duyguların, duygu sömürüsü olmadan anlatıldığını vurguladı.
Baturay, Kahraman’ın öykülerinde sadece insanların değil, insanların eşyayı ve çevreyi ele alışlarının da dikkat çektiğini belirterek, kitabın sade, anlaşılır, akıcı, emek ürünü öyküler barındırdığını anlattı.
Kahraman: Yazmak iyileştiricidir.
Yazar ve Psikolog Ayla Kahraman, “Gölgem, benden önce geliyor, ne varsa o gölgenin içindedir” şeklinde konuşarak, gölgelerin çok şey anlattığını söyledi.
Öykülerde belli bir cinsiyetin ağırlığının hissedilmesinden rahatsızlık duyduğunu belirten Kahraman, empati yaparak kendini farklı cinsiyetlerin ve insanların yerine koyabildiğini kaydetti.
Kahraman, yazmaya 9 yaşında başladığını, yazmaya başlamasının nedeninin baş ağrıları olduğunu dile getirerek, 11-12 yaşlarına geldiğinde de baş ağrılarının geçmediğini ancak yazdıkça bu acıların dindiğini ifade etti.
Yazmanın iyileştirici bir eylem olduğuna vurgu yapan Kahraman, rüyaların ise insana insanı anlattığını açıkladı.