Rum siyasiler, BM Genel Sekreteri’nin resmi olarak henüz yayımlanmayan UNFICYP’in görev süresinin uzatılmasına ilişkin rapor taslağı konusunda açıklamalarda bulundular.
   Fileleftheros gazetesi Rum başkanlık adayları Averof Neofitu ve Andreas Mavroyannis’in rapor taslağıyla ilgili açıklamalarına yer verdi.
   Habere göre DİSİ Başkanı ve başkan adayı Averof Neofitu, taslak içerisinde kaydedilenlere yönelik endişesini dile getirirken, 1 Mart itibarıyla Güney Kıbrıs’ın yeni bir başkana sahip olacağını, yeni başkanın, uluslararası unsur tarafından, özlü müzakerelerin yeniden başlayıp başlamayacağı ve Guterres çerçevesiyle hem fikir olup olmadığını yanıtlamaya çağrılacağını ifade etti.
   Neofitu, bu noktada farklı ve belirsiz yanıtlara yer olmadığını, güvenirliliğin ölçüleceğini belirtti.
   Uluslararası unsurun, gelecek başkanın gerekli iradeye sahip olmadığı üzerinde anlaşmaya varılan çerçeveye aykırı olarak partiler tarafından kuşatıldığını tespit etmesi durumunda o zaman Kıbrıs sorununa ilişkin olguların daha da kötü hale geleceğini ifade eden Neofitu, kendi misyonlarının, uluslararası unsurun yanlarında olduğu çıkmazı aşmak olacağını belirtti.
   Neofitu, bunları da, Kıbrıs sorunundaki çıkmazın aşılmasına yönelik ciddi ve hayata geçirilebilir önerileri masaya getirerek, inisiyatiflerle yapacaklarını ifade etti.

   Habere göre AKEL destekli bağımsız aday Andreas Mavroyannis konuyla ilgili açıklamasında, Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis’in elinden gelenin en iyisini yaptığına ve müzakereler masasına geri dönme niyetine sahip olduğuna dair ikna edici olmaya çalışmasına karşın rapor  içerisinde yer alanların, O’nu yalanladığını belirtti.
   Mavroyannis, “Türk provokasyonlarının” arttığı bir dönemde Genel Sekreterin, çıkmaza ilişkin sorumluğunu her iki tarafa eşitlemesinin, izlenilen siyasetin ve yapılan icraatların başarısızlığını teyit ettiğini ifade etti.
   Rapor taslağının hiçbir yerinde Kıbrıs sorununa ilişkin çözüm zemininden bahsedilmediğini ifade eden Mavroyannis, ülkenin; Kıbrıs sorununu doğru gidişata koyacak güvenilir, muktedir ve tutarlı bir lidere gereksinimi olduğunu söyledi.

SİYASİ PARTİLERİN AÇIKLAMALARI

   Fileleftheros gazetesi, siyasi partilerin konuyla ilgili açıklamasına da yer verdi.
   Habere göre AKEL, iki raporun bütün ruhunun, uluslararası unsurun Kıbrıs sorununun çözüm çabasından vazgeçme ortamının daha da güçlendiğini gösterdiğini belirtti.
   Kıbrıs sorununun 1974’ten bu yana daha tehlikeli ve kötü bir aşamada olduğunu belirten AKEL, BM Genel Sekreteri’nin inisiyatif üstlenmek için umut ışığı görmediğini ifade etti.
   AKEL, Maraş’taki statükonun ihlali gibi olumlu nitelendirilebilecek ifadelerin de yer aldığını dile getirdi.
   DİKO açıklamasında, Türkiye ve “sahte devletin”, iki devlete dayalı çözümü ileriye götürerek BM’nin görev yetkilerini ve BM kararlarını ihlal ettiği bir dönemde iki eşit mesafenin korunmasından dolayı duyduğu endişeyi dile getirdi.
   EDEK,  raporu yazan kişilere de eleştiri yönelterek, raporda Kıbrıs sorununun uluslararası bir “işgal ve istila” sorunu olduğundan bahsedilmediğine dikkati çekti.
   EDEK “yasa dışı kolonizasyon ve Türkiye’nin yasa dışı faaliyetlerinin” de kınanmadığını savundu.
   ELAM ise açıklamasında, Kıbrıs sorununun tehlikeli bir şekilde erozyona uğraması sorumluğunu sadece uluslararası unsur, BMÖ ve Guterres’in değil  ilgili hükümetlerin ve Türk standartlarının bölücü uzlaşmalarına hapsolan Ulusal Konsey’in de taşıdığını belirtti.

HÜKÜMETTEN AKEL VE MAVROYANNİS’E YANIT

   Fileleftheros gazetesi hükümetin, BM Genel Sekreterin raporu hakkında görüş ortaya koymaktan şimdilik kaçınırken Hükümet Sözcüsü Marios Pelekanos’un AKEL ve Andreas Mavroyannis’e yanıt verdiğini yazdı.
   Habere göre Pelekanos yaptığ açıklamada, AKEL’de, Crans Montana’daki müzakerelerin başarısız olma nedenleri hakkında aylarca ve yıllarca kendilerini Türk propagandasının sözcüsü olarak kılmalarının ardından seçim öncesinde siyasetlerinin kendilerini toplumun ve tarihin çerçevesine götürdüğünü tespit ettiklerini belirtti.
   AKEL’in 180 derecelik bir dönüş yaparak 9 yıl Anastasiadis’in Kıbrıs sorunundaki müzakerelerdeki sağ elini teşkil eden kişiyi aday olarak benimsediklerini ifade eden Pelekanos, Mavroyiannis’in müzakereci olduğu, geçmişte de kaydedilen noktaları içeren bir rapor taslağı vesilesiyle, adaylarının bunca yıldır dekoratif bir rolü varmış gibi davrandıklarını belirtti.
   Pelekanos, Kıbrıs sorunundaki durum ile ilgili kendi taraflarına sorumluluk yükleyen  Mavroyannis ve AKEL Genel Sekreteri’nin bugünkü ifadelerinin, Türk revizyonizmine karşı ulusal çabanın ayağını kaydırdığını da ifade etti.
  

Editör: TE Bilisim