Hong Kong'da 1989'daki Tiananmen Meydanı protestolarına ait kitapların halk kütüphanelerinden kaldırılması tartışma yarattı.
Çin'in Hong Kong Özel İdare Bölgesi'ne bağlı Kültür Hizmetleri İdaresi'nin aldığı kararla "ulusal güvenlik yasasını veya diğer yerel yasaları ihlal ettiğinden şüphelenilen" kitaplar, inceleme amacıyla kütüphanelerden toplatılıyor.
Toplatılan kitaplar arasında Tiananmen Meydanı protestolarına ait çalışmaların yanı sıra Hong Kong'daki siyasi sisteme dair incelemeler ve muhalif yazarların kaleme aldığı çalışmalar da yer alıyor.
Hong Kong Baş Yöneticisi John Lee ise salı günkü açıklamasında halk kütüphanelerinde yalnızca "yurttaşlara önerilen kitapların yer alması gerektiğini" söyledi.
Lee, "Yasalara aykırı, telif haklarını ihlal eden, sağlıksız fikirler içeren hiçbir kitabı tavsiye etmemeliyiz. Sağlıksız fikirler içeren kitapları tavsiye etmemek hükümetin sorumluluğudur" ifadelerini kullandı.
Öte yandan baş yönetici, kitapların hangi kriterlere göre toplatıldığına ya da bu uygulamanın tam olarak ne zaman başlatıldığına dair bilgi paylaşmadı.
Hong Kong merkezli Ming Pao gazetesinin araştırmasında da 2020'nin sonunda halk kütüphanelerinde bulunabilen siyasi temalı kitapların, dergilerin ve videoların yaklaşık yüzde 40'ının ortadan kaybolduğu aktarıldı.
Gazete, geçen hafta yaklaşık 40 yıldır birlikte çalıştığı karikatürist Wong Kei-kwan'ın işine de son vermişti. Zunzi olarak da tanınan çizer, genellikle Pekin yönetimini eleştiren karikatürleriyle tanınıyordu.
Çin, Haziran 2019'da patlak veren ve 1 milyona yakın göstericinin sokaklara döküldüğü Hong Kong'daki demokrasi protestolarının ardından "ulusal güvenlik yasasını" yürürlüğe koymuştu.
2020'de onaylanan yasa kapsamında merkezi hükümeti yıkmaya teşebbüs, vatana ihanet ve ulusal güvenliği tehlikeye atan eylemler yasaklanmıştı.
Tiananmen Meydanı protestoları
15 Nisan 1989'da başlayıp 4 Haziran'a kadar süren ve odak noktası başkent Pekin'deki Tiananmen Meydanı olan hükümet karşıtı gösterilere güvenlik güçleri şiddet kullanarak müdahale etmişti.
Olaylarda kaç kişinin hayatını kaybettiğiyse hâlâ net olarak bilinmiyor. Çin Komünist Partisi'nin resmi rakamlarına göre 200 sivil ve onlarca güvenlik personeli yaşamını yitirmiş, Batılı kaynaklardaysa on binlerce kişinin öldürüldüğü öne sürülmüştü.