Ülkemizde devlet tarafından yetkilendirilen tasdik memurlarının düzenlediği vekaletnamelere kaymakamlıklarca “onay zorunluluğu” getirilmesi tepkiyle karşılandı. 
   İçişleri Bakanlığı’na bağlı Tapu ve Kadastro Dairesi tarafından 12 Temmuz’da yayımlanan genelgenin yürürlüğe girmesiyle artık tasdik memurlarının imzaladığı belgeleri kaymakamlıkların da onaylaması gerekiyor. 
   BAĞIMSIZ Gazete’ye konuşan avukatlar, bu uygulamanın hiçbir “hukuki dayanağının” olmadığına dikkat çekerek devletin vatandaşın işini daha da zorlaştırdığını söyledi. 
   İnşaat ve emlak sektörü temsilcileri ise “devletin hantal yapısı” sebebiyle bu uygulamanın var olan sorunlara yeni sorunlar ekleyeceği görüşünde. 

Vekaletnamelerde kaymakamlığın onayı aranacak 

   Tapu ve Kadastro Dairesi’nin yayımladığı genelgeye göre, tapu işlemi yapacak olan kişiler yetkili tasdik memurunun resmi mührü ve imzasının yanı sıra kaymakamlığın da onayı olmak zorunda. 
   Genelgede şu şekilde: 
   “Kaza Tapu Amirliklerinde tapu işlemleri yapılmasında kullanılacak KKTC’de düzenlenmiş olan ve Fasıl 39 Tasdik Memurları Yasası tahtında yetkili tasdik memurumun resmi mührü ve imzası ile tasdik edilmiş olan vekaletnameler ilgili tasdik memurunun resmi mührü ve imzasının kaymakamlıktan onaylanması, diğer bir ifadeyle kaymakamlığın tasdik memurunun imza ve mührünü tasdik ettiğini vekaletnamede belirtilmesi halinde kabul edilecektir. Başka bir deyişle vekaletnamede hem tasdik memurunun mührü ve imzası, hem de Kaymakamlık tarafından ilgili tasdik memurunun mührü ve imzasının onayını içerecektir.”

İbrahim Mısırlıoğlu

Mısırlıoğlu: Hiçbir hukuki dayanağı yok

   Tasdik Memuru, Avukat İbrahim Mısırlıoğlu, devlet tarafından yetkilendirilen tasdik memurlarının düzenlediği vekaletnamelere kaymakamlıklarca onay zorunluluğu getirilmesinin hiçbir hukuki dayanağının olmadığını söyledi. 
   Genelgelerin iç düzen işleyişiyle ilgili ve çalışan memurlara yönelik olduğunu belirten Mısırlıoğlu, tasdik memurlarının, yetkisini Fasıl 39 Tasdik Memurları Yasası’ndan aldığına dikkat çekti. 
   Mısırlıoğlu, ilgili yasaya göre tasdik memurlarının düzenlediği ve/veya tasdik ettiği bir belge ve/veya evrağın, KKTC’deki herhangi bir makamdan onay alması gerektiğinin belirtilmediğini vurguladı. 
   Mısırlıoğlu ayrıca, Fasıl 39 Tasdik Memurları Yasası’na göre tasdik memurlarınca hazırlanan herhangi bir tasdik belgesinin KKTC mahkemelerinde delil olarak kabul edildiğinin açıkça belirtildiğinin altını çizdi. 
   Mısırlıoğlu, yasanın herhangi bir maddesinde tasdik memurlarının düzenlediği ve/veya tasdik ettiği evrak ve/veya belgelerin “resmi makamlardan onaylandıktan sonra delil olarak kullanılabileceğinin” belirtilmediğine dikkat çekti. 
   Mısırlıoğlu, yasal düzenleme bu şekildeyken ve tasdik memurlarınca hazırlanan belgeler mahkemelerde delil olarak kabul edilirken, Tapu Dairesi nezdinde kabul görmemesinin herhangi bir hukuki dayanağı veya hukuki bağlayıcılığının olmadığını vurguladı. 

Hasan Sungur

Sungur: Olumsuz bir devrim niteliğinde

   Kıbrıs Türk Emlakçılar Derneği Başkanı Hasan Sungur devlet tarafından yetkilendirilen tasdik memurlarının düzenlediği vekaletnamelere kaymakamlıklarca onay zorunluluğu getirilmesinin teknik olarak “olumsuz bir devrim” niteliğinde olduğunu söyledi. 
   Sungur, tasdik memurlarının imzaladığı belgelere onay zorunluğu getirilmesinin tasdik memurlarına “güvenilmediği” anlamına geldiğini ifade etti. 
   Devletin yetkilendirdiği tasdik memurlarına güvenmek zorunda olduğunu belirten Sungur, “Eğer bu kişilere güvenilmiyorsa yasada değişiklik yapılarak güven ortamı sağlanmalı” diye konuştu. 

“Var olan sistemi yavaşlatıyoruz”

   Sungur, evraklar ülke dışında kullanılmadığı sürece kaymakamlığa gidilmesini zorunlu kılan prosedürlerin işlemleri daha da zorlaştıracağını ifade etti. 
   “Biz var olan sistemi yavaşlatıyoruz” diyen Sungur, bu uygulamanın geçmişte yapılan vekaletnameleri de tartışılır duruma getireceğini söyledi. 
   Sungur, devletin insanların dolandırılmaması için çalışma yaptığını, ancak bu uygulamada yöntemin yanlış olduğunu dile getirdi.  

“Devlet vatandaşı cezalandırıyor”

   Devletin bu sistemle vatandaşı cezalandırdığını söyleyen Sungur, “Dünya sistemi kolaylaştırmaya çalışırken biz kendi sistemlerimize güven duymayarak onu denetleyecek ikinci bir sistem kurmaya çalışıyoruz” dedi. 
   Bunun çok yanlış bir anlayış olduğunu belirten Sungur, kaymakamlığın mevcut kadrosunun bu uygulama için hazır olmadığını kaydetti. 
   Sungur, yeni uygulamayla vatandaşların kaymakamlıklara yığılacağını, bu nedenle de kaymakamlıkların diğer işlerinin kilitleneceğini söyledi. 

Hasan Esendağlı

Esendağlı: Saçma bir uygulama

   Kıbrıs Türk Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı, tasdik memurlarının düzenlediği belgelere kaymakamlıklarca onay zorunluluğu getirilmesinin devletin tamamen bürokrasiye boğulduğunun ve vatandaşı ezmeye çalıştığının bir göstergesi olduğunu söyledi. 
   Esendağlı, Tapu Dairesi memurlarının, önlerine gelen belgelerdeki imzaların gerçekten bir tasdik memuruna ait olup olmadığını bilmediği için devletin bu şekilde “saçma bir uygulama” yaptığını dile getirdi.  

“Devlet vatandaşın işini daha da zorlaştırıyor”

   Devletin tasdik memurlarının bir listesini Tapu Dairesi’ne dağıtarak bu sorunu çözmek yerine vatandaşın işini daha da zorlaştırdığını belirten Esendağlı, dijitalleşme döneminde her şeyin elektronik olması gerekirken devletin kırtasiyeyi ve bürokrasiyi artıran, vatandaşa ekstra masraf ve vakit kaybına neden olan gereksiz bir uygulama hayata geçirdiğini kaydetti.  

“Çare bu şekilde olmamalı”

   Tasdik memurlarının, kendi önünde imzalanan bir belgeyi tasdik etmesinin “kesin delil” olduğunu ifade eden Esendağlı, şöyle devam etti: 
   “Eğer tasdik memuru olmayan biri tasdik memuru sıfatıyla bir belgeyi imzalarsa ya da herhangi bir tasdik memuru yerine imza atarsa bu zaten çok büyük bir suç teşkil eder… Böyle bir durumla karşılaşılırsa, bunu yapan kişi Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanarak hapis cezasına çarptırılır. Yani bu zaten büyük bir suç… Güven ortamı yaratmanın çaresi bu şekilde saçma bir uygulama olmamalı. 

“Bürokrasi kötü durumda”

   Bürokrasinin kötü durumda olduğunu belirten Esendağlı, Tapu Dairesi’nin iş geciktirme ve iş yavaşlatma noktasında zirvede bulunduğunu söyledi. 
   Esendağlı, devlette “hiyerarşi ve liyakat” diye bir şey kalmadığını belirterek “Kimse görevini yerine getirmediği için böyle uyduruk şeylerle çözüm üretmeye çalışıyorlar” ifadelerini kullandı. 

Gürkan Yağcıoğlu

Yağcıoğlu: Yeni bir hantallık yaratacak 

   İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Gürkan Yağcıoğlu, tasdik memurlarının düzenlediği belgelere onay zorunluğu getirilmesinin yeni bir hantallık yaratacağını söyledi. 
   Yağcıoğlu, devletin bu uygulamayla tasdik memurlarına güven duymadığını gösterdiğini belirterek zaten hantal olan devlet yapısına yeni bir hantallık ekleyeceğini dile getirdi. 
   Bir suç unsuru tespit edilmesi durumunda yargı sisteminin çalıştırılması gerektiğini ifade eden Yağcıoğlu, “Eğer tasdik memurlarına güveniniz yoksa hepsinin yetkisini alın da boşuna iş yapmasınlar” diye konuştu. 

Cafer Gürcafer

Gürcafer: Apostil işlemi günlerce 
sürecekse tavrımızı gösteririz

   Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği Başkanı Cafer Gürcafer, tasdik memurlarının düzenlediği vekaletnamelere onay zorunluluğu getirilmesinin insanlara ek külfet getirdiğini, ancak bu uygulamanın, noterlik mesleğinin suiistimal edilmesinden dolayı alınan bir önlem olduğunu savundu. 
   Gürcafer, bu uygulamanın, bir belgenin gerçekliğinin tasdik edilerek başka bir ülkede yasal olarak kullanılmasını sağlayan onay sistemi olarak bilinen “apostil” olayı olduğunu söyledi. 
   Noterler tarafından imzalanan belgelerin devlet tarafından da tasdiklenmesinin ek külfet getirdiğini belirten Gürcafer, “Eğer bu meslek suiistimal edilmemiş olsaydı böyle bir durum ortaya çıkmazdı” diye konuştu. 
   Devletin, noter tasdikli bir evrak için kaymakamlıklardaki apostil işlemlerinin 5 dakika içerisinde yapılabilmesi için organize olması gerektiğini belirten Gürcafer, şöyle devam etti: 
   “Kaymakamlıklar apostil işlemlerini 5 dakikada yerine getirirse bizim için sıkıntı yok…. Ama eğer bu işlem günlerce sürerse işte bu büyük bir sıkıntıya neden olur. Böyle olması durumunda tavrımızı gösteririz ve müdahale ederiz. Birkaç hafta bu sistemi izleyip gözlemleyeceğiz.” 
   Gürcafer, bu konudaki esas endişenin, devletin hantal yapısının kaynaklandığını söyledi. 

GENELGE

Editör: Erol Kanlıada