Birleşik Krallık Başbakanı Rishi Sunak, ülkenin partisinin iktidara geldiği 2010 yılına kıyasla bugün çok daha yaşanabilir bir ülke olduğunu öne sürdü.
Brexit'i savunan Sunak, ülkenin AB'den çıkmasının ardından 'dünyada ağırlığını yitirdiği' eleştirilerini reddetti.
Perşembe günkü genel seçimlerden önceki son büyük röportajlarından birini veren Başbakan, Covid salgını ve Ukrayna'daki savaşın hayatı 'herkes için zorlaştırdığını' ancak ülkenin artık 'doğru yolda' olduğunu belirtti.
"Enflasyon normale döndü, ekonomi yeniden büyüyor, ücretler artıyor, enerji faturaları yeniden düşmeye başladı, şimdi insanların vergilerini azaltabiliyoruz."
BBC'nin Sunday With Laura Kuenssberg programına konuşan Sunak, 'gerileme' söylemini reddetti ve Brexit'i savunarak Birleşik Krallık'ın AB'den ayrıldıktan sonra dünyadaki konumunu kaybettiğini söylemenin 'tamamen yanlış' olduğunu söyledi.
Brexit'i destekleyen Sunak, bunun Birleşik Krallık'ın ticari ilişkilerini değiştirdiğini ancak hükümetin işletmeler için bürokrasiyi azaltmasını ve yeni ticaret anlaşmaları imzalamasını da sağladığını savundu.
"İnsanlar bizimle çalışmak için sıraya giriyor çünkü yaptığımız işe saygı duyuyorlar. İnsanların Birleşik Krallık hakkında sahip olduğu bu gerileme anlatısı tamamen yanlış."
Sunak ayrıca İklim Değişikliği Komitesi tarafından yapılan, Birleşik Krallık'ın iklim değişikliği konusunda dünya lideri olma konumunu kaybettiği yönündeki önerileri de reddetti.
Sunak 4 Temmuz'da, David Cameron'ın Liberal Demokratlarla koalisyon kurduğu 2010 yılından bu yana beşinci kez hükümette yer alan partisinin bir dönem daha iktidarda kalmasını sağlamayı umacak.
İşçi Partisi: Muhafazakarlar çok zarar verdi
Aynı programa katılan İşçi Partisi'nin seçim koordinatörü Pat McFadden, AB ile ilişkilerin daha iyi olabileceğini düşündüğünü ancak herhangi bir müzakerenin parçası olarak serbest dolaşımın geri getirilmesini reddettiğini söyledi.
İşçi Partisi'nin Birleşik Krallık'ın çıkarına olmayan hiçbir şeye imza atmayacağını ifade etti.
McFadden, Muhafazakârların hükümette bulundukları süre boyunca insanlara mali açıdan zarar veren, yerine getirilmemiş vaatlerde bulunduklarını öne sürdü.
