Ahmet UÇAR
Şair Hüseyin Bahca’nın ikinci şiir kitabı “İlânihâye” Işık Kitabevi’nde düzenlenen etkinlikte okuruyla buluştu.
Söyleşi eşliğinde gerçekleştirilen tanıtımda, Şair Fatoş Avcısoyu Ruso’nun moderatörlüğünde, kitabın editörlüğünü üstlenen Şair Emel Kaya ve Hüseyin Bahca soruları yanıtladı.
Büyük bir ilginin olduğu etkinliğe, birçok sanatçı ve sanatsever katılım gösterdi. Söyleşinin ardından kitaptaki şiirlerin seslendirildiği etkinlik, imza töreniyle sona erdi.
Emel Kaya, Hüseyin Bahca’nın “İlânihâye”de kendisiyle, ailesiyle ve yaşadığı coğrafyayla yüzleşme, sorgulama içerisine girdiğini belirterek, “Bu nabzın Türkiye’deki okur tarafından da anlaşılmasını isterim. Buraya olan bakışı yıkmak, buradaki şiirin, şairin karakterinin görülmesini isterim” dedi.
Hüseyin Bahca ise İlânihâye’deki şiirlerin eve kapanıp çalışarak, kendiliğinden, bir dizenin doğup büyüyerek şiire dönüşmesiyle yazıldığını dile getirerek, bu şiirleri okuma yazma bilmeyen birisi bile dinlese o kişinin yeni Mağusa’yı anlamasını ve hissetmesini istediğini vurguladı.
Kaya: Şair kendisiyle, ailesiyle ve yaşadığı
coğrafyayla yüzleşme içerisinde
Şair-Editör Emel Kaya, “İlânihâye”nin zemininin Mağusa olduğunu belirterek, Mağusa’nın merkezden uzak, kültürel üretiminin olmadığı, edebiyat alanındaki paylaşımların sınırlı kaldığı bir şehir olduğunu kaydetti.
Kaya, Mağusa’nın Kıbrıs’ın bölünmüş ikinci şehri olduğunu dile getirdi.
Hüseyin Bahca’nın ilk şiir kitabı “Eylül Bir”in ardından bir şiirinin Şiirden dergisinde yayımlandığını anımsatan Kaya, şöyle devam etti:
“Şiirden dergisindeki şiirini okuduğumda ‘Senin şiirin başka bir yere gidiyor’ dedim. Dosya bitti, okumamı istedi, okuduktan sonra buluştuğumuzda şiirinin çok ilerlediğini gördüm. Konsantre, damıtılmış, iyi bir yerde duran, iyi tasarlanmış bir kitap…”
Kaya, Bahca’nın “İlânihâye”de kendisiyle, ailesiyle, yaşadığı coğrafyayla yüzleşme ve sorgulama içerisine girdiğine işaret ederek, feminizmde kullanılan “Kişisel olan politiktir” söylemi genişletildiğinde şairin kendi kişisel alanından seslenerek politik bir söylem içerisinde olduğunu da vurguladı.
Bahca’nın içerisinde yer aldığı kuşağın 1974’ten sonra doğduğunu, sınırlara kafasını çarptığını, nereye bakacağını bilemediğini, tel örgülerle çevrili alanlarda varlık alanı kazanmaya çalıştığını söyleyen Kaya, “İlânihâye”de isyanın, yer yer sakinliğin, uzun solukluluğun söz konusu olduğunu anlattı.
Kaya, kitapta arada kalmışlık / araftalık, ikircikli ruh hali, umut, endişe, hayal kırıklığı, kaçış, aidiyet gibi duyguların kendine yer bulduğunu belirterek, şöyle devam etti:
“Hepimizi ilgilendiren konular. Bu nabzın Türkiye’deki okur tarafından da anlaşılmasını isterim. Buraya olan bakışı yıkmak, buradaki şiirin, şairin karakterinin görülmesini isterim.”
Bahca: Okuma yazma bilmeyen birisi bile bu şiirleri
dinlediğinde yeni Mağusa’yı hissetsin, anlasın istiyorum
Şair Hüseyin Bahca, “İlânihâye”nin, hayatının 5 yılını kapsamakta olduğunu belirterek, 5 yıl içerisinde inişli çıkışlı dönemlerden geçtiğini, dengesizlikler yaşadığını, ruhun çürüme içerisine girdiğini ancak öte yandan karşısına güzel insanların çıktığını ve farklı bakış açılarından bakmaya başladığını kaydetti.
Bahca, düzenli kaos içerisinde yaşayan insanların kendilerini korumak zorunda olduğunu dile getirerek, şiirdeki dil ve dilin iletişim yönünü ise okurun kendi açısında okuma gerçekleştirdiği şeklinde değerlendirdi.
Bahca, şöyle devam etti:
“Bu kitabı okuma yazma bilmeyen bir kişi, başka birisinden sadece dinlese bile o kişinin yeni Mağusa’yı hissetmesini, anlamasını istiyorum.”
İlânihâye’deki şiirlerin eve kapanıp çalışarak, kendiliğinden ve bir dize üzerinden doğup büyüdüğüne işaret eden Bahca, kitabın ismi için 7-8 ay düşündüğünü, dedesiyle konuşurken “ilânihâye” kelimesini duyduğunu ve kırtasiyede karşısına çıkan bir defterde aynı kelimeyi görünce bunu mesaj olarak değerlendirdiğini kaydetti.
